Haberler

Dinçer: İşsizlik Hızla Azalacak

Türkiye Olarak Krizle İlgili Süreci İyi Yönettiklerini Söyleyen Dinçer, İşsizliğin Hızla Azalacağını Kaydetti.

Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) işbirliği ve Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'in ortaklığıyla düzenlenen "Sivil Toplum Diyaloğu: Ortak çalışma Kültürü Vasıtasıyla Türkiye ve Avrupa Birliğinden İşçileri Bir Araya Getirmek. İşçiler Bir Arada" projesinin kapanış konferansında konuşan çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye'nin demokratikleştirilmesi konusunda reform çalışmaları olduğunu söyledi. Değişimin yüksek olmasının beklendiği alanlardan birinin de sendikal hayat olduğunu kaydeden Dinçer, "çalışma yaşamımıza dönük olarak oldukça ciddi sorunlarla karşı karşıyayız" dedi. Dinçer, bunların başında sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasının geldiğini ve bunun için de ortak bir çabanın gerektiğini belirterek, "Sendikal hayatta Uluslararası çalışma Örgütü (ILO)'nün ve AB'nin sendikal anlamda ortaya koyduğu evrensel standartlar neyse o standartların bizim ülkemizde de uygulanmasında kararlı olmalıyız" diye konuştu. Hükümetin yanı sıra işçi ve işveren sendikalarının da kararlı olması gerektiğini ifade eden Dinçer, bakanlığının ve hükümetin sendikaların üzerindeki vesayetin kaldırılması konusunda da kararlı olunması gerektiğini vurguladı.

Dinçer, çalışma hayatının esnekliğiyle ilgili sorunların da olduğunun altını çizerek, sendikaların şeffaflaşmasıyla ilgili sıkıntıların bulunduğunu, kamu idarelerini şeffaflaştırırken sendikaları da şeffaflaştırmaya özen göstermek gerektiğini belirtti. İş gücü piyasası üzerinde sorunlar olduğunu dile getiren Dinçer, "Bizim ciddi anlamda bir işsizlik sorunumuz var. ülkemizdeki işsizlik oranı yüzde 9-13 arasındaki bir bant içinde uzun yıllardır varlığını koruyor. Bizim hükümetimiz döneminde de bu durum değişmedi" dedi. Dinçer, işsizlik oranlarını 2008'de yüzde 9'un altına düşürmeyi başardıklarını ancak küresel krizle yine artışların ortaya çıktığını anlatarak, krizin etkilerinin işsizlik alanında daha uzun süre devam edeceğini düşündüklerini de sözlerine ekledi. Türkiye olarak krizle ilgili süreci iyi yönettiklerini söyleyen Dinçer, bu aydan itibaren işsizliğin hızla azalacağını da kaydetti. Dinçer, sendikaların mevcut işçilerin hakları ve güvencesi konusunda emek sarf ettiğini, bunun yeterli olmadığını, işsizlik alanında da çaba harcamalarını istediklerini belirterek, yapısal işsizlik sorunlarını çözmek için iki çalıştay düzenlediklerini kaydetti. Bakan Dinçer, daha sonra toplantıdan ayrıldı.

BAŞBAKANA ÖDüL VERİLMELİ

Dİnçer'in ardından konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman çelebi, "Sayın Bakan bu kürsüden ifade ettiler ki, 'Biz krizi iyi yönettik' dediler. Ben de katılıyorum, krizin üzerini bu kadar iyi kapatan bir iktidar daha yeryüzüne gelmemiştir ve Başbakan'a bir ödül verilecekse, bu anlamda bir ödül verilmeli. Alacağı en önemli ödüllerden bir tanesi krizin üzerinin nasıl kapatılması konusunda yaptığı başarılara, attığı imzalara karşı ortaya koyduğu iradedir. Dünyada başka ülkede kriz kapatma projesi asla uygulanmamıştır" diye konuştu. Bakan Dinçer'in işsizliğe ilişkin verdiği rakamları eleştiren çelebi, "Sayın Bakanın ifade ettiği rakamlar ortadadır, bir ara yüzde 16'lara kadar çıktı. Resmi rakamlar yüzde 16'ya kadar işsizliğin çıktığıdır. Ama gerçekte işsizlik oranı, bizim tespitlerimize göre, yüzde 22'lerde. Resmi rakamlara göre 3 milyon 900 bin işçi var, ama gerçekte 6 milyonu aşan işsizle Türkiye karşı karşıyadır. Her gün 1 milyon 200 bin açlık sınırının altında yaşıyor bizim ülkemizde, her gün 12 mişyon 400 bin kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor bizim ülkemizde. Böyle bir fotoğraf var ve böyle bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalınan ülkede diğer gündem maddeleriyle Türkiye'nin gündeminin üzeri örtülüyor. Yapay gündemlerde bu iktidar oldukça başarılı ve bu başarısını ödüllendirme anlamında eğer sermaye bir ödül verecekse, bu anlamda bir ödül vermelidirler" dedi.

ILO KONUSUNDA HüKüMETİN İRADESİ YOK

çelebi, Uluslararası çalışma Örgütü (ILO) konusunda belirli bir adım atılması gerektiğine işaret ederek, "Şu ILO konusunu artık herkes bir yerli yerine koysun. Herkes yan çizmeyi orada da sürdürüyor. Sayın Bakan dedi ki, 'En son imzalayın verin'. Şimdi ben bu kürsüden ILO'nun bütün standartlarının altına imzamı atıyorum. Bakanın bu konudaki yaptığı çalışmaları önemli buluyorum ama Bakanın yalnız iradesiye bu işin olmayacağını da biliyorum. Bu iktidarda bütün herkes bilsin ki, bizim anladığımız, bizim bildiğimiz ILO heyetinin bildiği ILO standartlarında, gerçekten çağdaş bir sendika yasası bu meclisten, bu parlamentodan ve bu iktidardan çıkmaz. Kimse kimseyi artık kandırmasın, aldatmayalım birbirimizi, yalan da söylemeyelim. Bilinsin ki, DİSK üyeleri açısından en azından bu iktidarın böyle bir iradesi yok. Böyle bir irade koyarsa alkışlarız, hükümetin sonuna kadar yanında yer alırız" diye konuştu.

Hükümete öneride de bulunan çelebi, "Bu yaşanan kapitalizmin krizini bize ödetmek istiyorlar, bedelini yine çalışanlar ödesin istiyorlar, nedeni biz olmadığımız krizi bize ödetmek istiyorlar. Savunma harcamalarının her ülkede kısılması emekçiye yeni bir bütçenin yaratılacağı noktasıdır. Böyle bir öneriyi yalnız Yunanistan, Türkiye değil, bütün Akdeniz ülkeleri ele almalı" dedi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİNDE SENDİKAL HAKLAR YOK

Hak-İş Başkanı Salim Uslu da, gündemde olan Anayasa değişiklik paketinin önemine işaret ederek, "Sendika kurma hakkıyla ilgili Anayasa'nın 51. maddesine yönelik hiçbir düzenleme yeni pakette yer almamaktadır. Oysa çalışma bir taraftan Bakanlığı 'ILO'ya uygun taslak hazırlıyorum' diye iddiada bulunacak, 'İşyeri Sendikası, İş Kolu Senikası, Federasyon, Meslek Sendikası getiriyorum' diyecek ama Anayasa'nın 51. maddesi birden çok sendikaya üye olmayı yasaklayacak. Bu çelişkiyi kim nasıl izha edecek? Bunun cevabı yok, ne Sayın Bakanın konuşmasında, ne de Anayasa paketinde bunun cevabı yok" diye konuştu.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ise, AB'ye üyelik sürecinde siyasi ve ekonomik kriterlerini gerçekleştirme düzeyi ve müktesebata uyum durumunun önem taşıdığını, ancak hala özellikle işçilerin talep ve beklentileri konusunda önemli eksikliklerin yer aldığını kaydetti. Türkiye'nin AB'ye üye olmasının yolunun sendikal hak ve özgürlüklerden geçtiğini belirten Kumlu, "Bu nedenle Avrupa Komisyonu'nun gerek İlerleme Raporları'nda, gerekse söylemlerinde sendikal hak ve özgürlüklere daha fazla değinmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Dilhun GENçDAL -İdris TİFTİKçİ İSTANBUL - DHA)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title