Haberler

Doğan, "Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu" Üzerine Konuştu

Belediye Başkanı Hacı Ali Polat'ın daveti üzerine Bayburt'a gelen Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D.Mehmet Doğan, "Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu" üzerine konuştu.

Belediye Başkanı Hacı Ali Polat'ın daveti üzerine Bayburt'a gelen Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, "Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu" üzerine konuştu.

Bayburt Belediyesi tarafından Şair Zihni Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa Bayburt Valisi Hasan İPEK, Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Kelkit Belediye Başkanı Muammer Duran, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan, TRT Erzurum Bölge Müdürü Salih Lütfü Şengül, İl Genel Meclisi Başkanı Raci Bayrak, AK Parti İl Başkanı Yusuf Elçiİ, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

"D. MEHMET DOĞAN GENÇLERİMİZ ÜZERİNDE ÇOK ETKİLİ BİR İSİMDİR"

Açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Türkiye Yazarlar Birliği'nin Erzurum şubesini açmak üzere Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan'ın Erzurum'a geldiğini öğrenince hemen aradıklarını ve Bayburt'a konferans vermek üzere davet ettiklerini belirterek, isteklerini kırmayıp Bayburt'a gelen D. Mehmet Doğan'a teşekkür etti. Başkan Polat konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Ben 1987-1992 yılları arasında Ankara'da okurken Mehmet Doğan, o günkü nesil ve o günden bugüne kadar gelen nesil üzerinde çok etkisi olan bir isimdir. Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in 'çürütücü taklitçilik' dediği mefhumun bizim ve bizden sonraki nesil tarafından doğru şekilde algılanması üzerine hayatını ortaya koymuş bir isimdir. Özellikle Türk Siyasi Tarihi, Türk Darbeler Tarihi, 18. Yüzyıldan Başlayan Batılılaşma İhanetinin Tarihi, Batılılaşma İhaneti, Halka Karşı Demokrasi ve Din Kültürüne Yabancılaşma gibi eserlerinin yanında Ankara'daki hafta sonları yaptığı konferansları o günkü nesil üzerinde gerçekten çok önemli tesiri vardır. Bizi kırmayıp geldiklerinden dolayı Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanına, Genel Başkan Yardımcısına, Mehmet Doğan hocamıza ve ayrıca komşu ilimizden gelen Belediye Başkanımıza sizler adına teşekkür ediyorum."

"ARTIK TÜRKİYE MAĞLUBİYET İDEOLOJİSİNİN SONUNA GELMİŞTİR"

Daha sonra "Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu" konulu konferansını sunmak üzere kürsüye gelen Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, Bayburt'a Belediye Başkanı Polat'ın daveti üzerine ilk defa geldiğini dile getirerek, "Buraya ilk defa geliyorum ama bizim Bayburt'la ilgili daha öncelere dayanan bilgilerimiz var. Bayburtlu Zihni gibi çok önemli bir şairin memleketi, Dede Korkut yurdudur Bayburt. Bugün inşallah "Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu" üzerine konuşacağız. Yani bugünleri konuşacağız. Bugünleri anlatan ama tarihi arka plan olan konuları konuşacağız. Çünkü tarihi arka plan olmaksızın bugünü anlamak mümkün değildir. Bugün yaşadığımız dönemi anlatan "Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu" isimli bir kitabı bundan 5 yıl önce yayınladım. Artık Türkiye mağlubiyet ideolojisinin sonuna gelmiştir. Ben şunu söylemek istiyorum. Türkiye'nin 20. yüzyılını doğru okuduğumu, onun daha önceki tarihi dönemlerinde yaşanan noktaları da iyi yakaladığımı biliyorum. Artık o bilgilerin doğrultusunda 2000'lerin Türkiye'si 20. yüzyılın Türkiye'si gibi olamayacağını da çok açık gördüm. Türkiye bizim 9 asır öncesine kadar yaşadığımız ve hayat verdiğimiz bir coğrafyadır"diye konuştu.

"TARİH DEVAMLI DEĞİŞİM GÖSTERİR"

Günümüzde herkesin televizyon müptelası olduğunu, Çarşamba günleri yayınlanan "Muhteşem Yüzyıl" dizisi ve buna benzer dizilerin tarihi gerçekleri yansıtmadığını ve bu dizilerle milletimize aşağılık kompleksi verildiğini vurgulayan Doğan, batı saltanatının sonunu yaşadığını, adeta çöküş sürecine geçtiğini ifade ederek, "Buna mukabil Doğu'da yükselişler yaşanıyor, Çin 10 yılda bir kendini yenileyebilecek bir ekonomiye gidiyor. Japonya yine aynı derecede yükseliş dönemini yaşıyor. Uğruna askerlerimizin de şehit olduğu Güney Kore'de yükselişini sürdürmektedir. Tarih devamlı değişim gösterir"dedi.

"OSMANLI GERİLEME DÖNEMİNDE KENDİNİ HER ALANDA YENİLEYEMEMİŞTİR"

Osmanlı Devleti'nin de yükselebildiği kadar yükseldiğini, yüzyıllardır Avrupalılarla sürdürdüğü savaşlarda artık yenilmeye başladığını dile getiren Doğan, "Bu yenilgilerden Osmanlı bir ders çıkarmıştır. Batı'nın kendisini askeri yönden yenilediğini görmüştür. Bu durumda Osmanlı'da kendini askeri yönden yenilemiştir ama bu yeterli olmamıştır. Çünkü Batı sadece kendini askeri yönden yenilememiş aynı zamanda sanayi başta olmak üzere birçok alanda yenileşmeye gitmiştir. Bu bakımdan Osmanlı Avrupa'ya karşı istediği üstünlüğü gösterememiştir"şeklinde konuştu.

"OSMANLI BİR İSLAM DEVLETİDİR"

Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan itibaren bir İslam Devleti olarak vücut bulduğunu, Yavuz Sultan Selim'den sonra Hilafetin gelmesiyle de İslam dünyasının en büyük devleti konumuna geldiğini söyleyen Doğan, "19. yüzyıla geldiğimiz güne kadar Osmanlı'nın İslam dünyasında etkisi vardı ama 19. yüzyılda bu etki daha da arttı. Çünkü Batılı sömürgeciler, İslam alemini sömürgeleştirdiler. Osmanlı Devleti haricinde neredeyse bütün İslam coğrafyası Batının sömürgesi altına girdi. Dolayısıyla İslam dünyası batının esareti altına düştü. Bu ülkeler Osmanlı Devletine, Osmanlı hilafetine kendilerini daha yakın olmaya gayret ettiler"diye konuştu.

"İNKILAP TARİHİ KİTAPLARI BİZE DOĞRULARI ÖĞRETMEMİŞTİR"

Bugün Türkiye'nin modernlik adına öne sürdüğü her önemli konumun başlangıcının 2. Abdülhamit dönemine ait olduğunu ve Eğitim sistemi, ulaştırma sistemi, iletişim sistemi ve idarenin yenilenmesi gibi akla gelen bütün konuların 2. Abdülhamit döneminde gelişme gösterdiğini dile getiren Doğan, "Milli Mücadele adına bize ilkokuldan başlayıp ta üniversite son sınıfa kadar okutulan İnkılap Tarihi kitaplarında verilen bütün bilgiler gerçekten Milli Mücadele döneminin fikir zeminini bize doğru olarak yansıtmıyor. Sonradan uydurulmuş, zamanına göre yorumlanmış bir Milli Mücadeleden bahsediliyor ki bu gerçek Milli Mücadele ile asla alakası yoktur"ifadelerini kullandı.

"MİLLİ MÜCADELE TAMAMEN İSLAMİ ZEMİNDE KAZANILMIŞTIR"

Konferansını tarihi bir süreç şeklinde sunan araştırmacı yazar Doğan, Milli Mücadele dönemini anlatırken Atatürk'ün çıkardığı Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nden verdiği haber ve makalelerle Milli Mücadele'nin tamamen İslami bir zeminde gerçekleştiğini, bütün İslam Alemi'yle irtibat kurulması gerektiği şeklindeki makalelerin olduğunu ve İstanbul'da bulunana padişah ve halifeye bağlılık ve sadakatin yer aldığını altını çizerek, konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Mustafa Kemal Paşa Erzurum'dan Sivas'a oradan da Ankara'ya geldikten sonra 1920 yılı Ocak ayı başında Hakimiyeti Milliye Gazetesi'ni yayımlamaya başlamıştır. Bu gazetenin yayımı ile baştan sona bizzat kendisi ilgileniyordu. Matbaa süreci ve abone işleri ile bizzat kendisi uğraşıyordu. Mustafa Kemal Paşa bu gazetede yazılan yazılarla yakından ilgileniyor. Bir kısmını kendi yazmış, bir kısmını imzasız olarak yazmış, bir kısmını da yazdırmış yani kendi söylemiş başkaları da yazmıştır.

"1. MECLİS KUR'AN-I KERİM, SAHİHİ BUHARİ HATİMLERİ VE DUALARLA AÇILMIŞTIR"

16 Mart 1920'de İstanbul işgal edilince oradaki Meclisi Mebusan çalışamaz hale geldi. Dolayısıyla İstanbul'da Meclisi Mebusan'ın işlemez hale gelmesiyle Ankara'da 23 Nisan 1920'de 1. Meclis'in toplanması kararlaştırıldı. 28 Nisan 1920'de yayımlanan Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde Reis Mustafa Kemal imzalı bir haber var. Burada 1. Meclis'in açılışını anlatıyor. 23 Nisan Cuma sabahı Ankara'da toplanan bütün askeri, resmi ve sivil erkan Hacı Bayram Veli Camii'nde Cuma namazı kıldıktan sonra önde bir ulemanın başının üzerinde Kur'an-ı Kerim, onun arkasında peygamber efendimizin Sakal-ı Şerifi, onun arkasında Hacı Bayram Veli Camii'nden alınan Sancak-ı Şerif ve bunların arkasından da bütün askeri, resmi ve sivil erkandan oluşan halk Meclis'e doğru yürümeye başlamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önüne gelince kurbanlar kesiliyor ve dualar ediliyor.

"1. MECLİS AÇILMADAN BÜTÜN VİLAYETLERE KUR'AN-I KERİM HATMEDİLECEK GENELGESİ GÖNDERİLDİ"

Meclis açılmadan önce bir genelge yayınlanıyor. 23 Nisan mübarek Cuma günü Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılacak diye. Yine genelgeye göre meclisin açılışına kadar bütün vilayetlerde ve kazalarda Kur'an-ı Kerim hatmedilecek ve Buhari Şerif kıraat edilecek diye genelgeler yayınlanıyor. Bunların duaları da meclis açıldığında yapılacak. Tabii açılırken okunan Hatmi Şerif ve Buhari Şeriflerin duaları yapılarak meclise giriliyor. Sancak-ı Şerif kürsünün üzerine konuluyor, onun üzerine Kur'an-ı Kerim konuluyor ve yanına da Sakal-ı Şerif konuluyor. Hassetsen Peygamber Efendimize takdim edilecek bir kürsü haline geliyor. Mecliste dualar yapılıyor. İşte bu açılış süreci de bu 28 Nisan 1920'de yayımlanan Hakimiyeti Milleye Gazetesi'nde ayrıntıları ile yer alıyor."

"MİLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE ANKARA'YA DAVET EDİLEN TEK YAZAR VE ŞAİR MEHMET AKİF'TİR"

Yine aynı gazetede Reis Mustafa Kemal imzalı bir makalede de "Biz vatanı, milleti, saltanatı, hilafeti ve esaret altındaki İstanbul'u kurtarmak için yola çıktık. Bunun dışında söz söyleyenler İngilizlerin adamıdır. Biz asıl İslam'ın son yurdunu kurtarmak için savaşıyoruz" ifadelerinin yer aldığını vurgulayan Doğan, yine bu gazetede verilen bilgilere göre Mehmet Akif'in Milli Mücadele'nin başlangıcında Ankara'ya davet edilen tek yazar olduğunu bunun gerekçesinde de Mehmet Akif'in İslam Şairi olduğu vurgulandığını söyleyerek, "Mehmet Akif'in Ankara'ya davet edilişi Milli Mücadele'nin manevi cephesini kuvvetlendirmek içindir. Bu maksatla Mehmet Akif Ankara'nın büyük bir camiinde halka hitap edecek. Gerçekten Mehmet Akif'in Milli Mücadele'ye katkısı her ne kadar İnkılap tarihi kitaplarında yeteri kadar yer almıyorsa da o komutanlar kadar önemlidir. O zaman Anadolu'da çok sayıda şair ve yazar var ama bunların hiç biri 1. Meclis'in açılışına davet edilmiyor. Sadece İslam Şairi olduğu için Mehmet Akif davet ediliyor. Milli Mücadele apaçık tamamen İslami bir zeminde yürütülmüştür. ve zafer böyle bir zeminde kazanılmıştır.

Mehmet Akif Milli Mücadele döneminde büyük hizmetler etti ama 1925 yılından sonra vatanında yaşayamaz hale geldi. Bu tarihten itibaren Mısır'a giderek vefatına yakın bir zamana kadar Mısır'da ikamet etti"diye konuştu.

"1. MECLİS PADİŞAHA VE HİLAFETE BAĞLILIĞINI GÖSTERMİŞTİR"

Yine Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde Reis Mustafa Kemal imzalı bir yazıda İstanbul'da bulunan padişah ve halife Vahdettin'e bağlılıklarını bildiren bir yazıda "Şanı yüce halifemiz ve padişahımıza sadakatimiz tamdır. Milletimizin de sadakati tamdır, bizim de meclis olarak sadakatimiz tamdır." İfadelerinin yer aldığını belirten Doğan, 11 Mart 1921 tarihli Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde şu ifadelerin yer aldığını söyledi:

"Bütün İslam Dünyasının gözü Ankara'dadır. Bütün İslam Dünyasının toplanmasıyla birlikte Ankara'da büyük bir kongrenin yapılmasını ve emperyalizme karşı ortak mücadele yürütmek için kararlar alalım. Ankara Alemi İslam'ın emperyalizme karşı mücadelesinin karargahı umumisidir."

"1924 YILINDA İSTİKLAL MARŞI'NIN MUHTEVASI BAZILARININ RAHATSIZ ETMİŞTİR"

Burada uzun uzun İslam Dünyasıyla nasıl işbirliği yapılacağı ve İngilizlere karşı nasıl bir mücadele yürütüleceği bu makalede ayrıntılı bir şekilde anlatıldığını dile getiren Doğan, "Bu gazete 11 Mart 1921 de yayımlandı. 12 Mart 1921 tarihini de çok iyi bilirsiniz; İstiklal Marşı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milli marş olarak kabul edildi. 1924 yılında Milli Eğitim Bakanlığı yeniden milli marş yarışması açtı. Çünkü İstiklal Marşı'nın muhtevası artık 1924 yılında bazılarını rahatsız ediyordu. İslami kavramların olduğu böyle bir marş önce ısrarlar üzerine yazılıyor. Milli mücadele bu ruhla kazanıldıktan sonra 1923 yılından sonra emperyalistlerle masaya oturularak hava değişiyor"dedi.

"LOZAN'DA BİZLERİ GALİPLERİN SAFINA OTURTMADILAR"

Milli Mücadele'nin tamamen İslami bir zemin üzerinde yürütüldüğünü kaydeden DOĞAN, Lozan'ın bilindiğinin aksine bir rest çekme olmadığını ifade ederek, "Lozan'da Osmanlı Devleti'nin mirasını paylaşmak üzere masaya oturulmuştur. Bizleri galiplerin safına oturtmadılar. 'Siz Yunanlıları yendiniz ama bize karşı (İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar) mağlup oldunuz' dediler. Ama bizim İnkılap tarihimiz bunu böyle anlatmaz. 'Biz gittik restimizi savurduk. Bağımsızlığımızı aldık. Resti çektik. Bilmem ne yaptık' şeklinde inandırıcı olmayan bilgilerle yetiştik. Bu gerçekten böyle olsaydı Milli Mücadele'yi kazanan 1. Meclis görevine devam ederdi. 1. Meclis niye feshedildi. Lozan'ı tasdik etmediği için feshedildi. Yeni bir meclis kuruldu. Bu yeni Meclis Mustafa Kemal Paşa'nın ve Halk Fırkası'nın teklif ettiği isimlerden oluşuyordu. Eskiden halk adına seçimi yapan "müntehib-i sani"ler vardı. Mustafa Kemal Paşa bu müntehib-i sanilere (ikinci seçmen, 1946'ya kadar milletvekili seçimleri, iki dereceli olmuştur. 'iki dereceli' seçimde, halk, doğrudan milletvekillerini değil, müntehib-i sani'leri seçiyor; müntehib-i sani'ler de TBMM'ye girecek milletvekillerini belirliyorlardı.) bir mektup gönderdi. Mektupta bana itimadınızı gösterin benim adaylarıma oy verin deniyordu. Müntehib-i sanilere bunun için bir taahhütname gönderilmişti. Bunu imzalayıp Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiler ve böyle bir meclis teşekkül etti. Bir tek Gümüşhane'de Zeki Kadirbeyoğlu baskıya rağmen bağımsız olarak seçilmiştir. Lozan'ı işte o meclis tasdik etmiştir."dedi.

"BİZ YILLARCA MAĞLUBİYET İDEOLOJİSİ TALİM ETTİK"

"İslam terakkiye manidir ne yapacağız" tartışmalarına değinen Doğan şöyle devam etti: "Kazım Karabekir Paşa bunun sebebini şöyle söylüyor; İsmet Paşa, Lozan'dan geldiğinde diyor ki 'Biz Müslüman olmasa idik, bizim İstiklalimizi tanıyacaklardı. Biz Müslüman olduğumuz için bize bunu yaptılar. Bundan sonra da bizi rahat bırakmayacaklar.' Milli Mücadele'nin zafer kazanmış fikriyatı burada terk ediliyor ve yerine bir mağlubiyet ideolojisi konuluyor. Bundan sonra mağlubiyeti zafer gibi bize yutturuyorlar. Mağlubiyeti zafer gibi yutturma ideoloji şeklinde ilköğretimden lise öğretimi ve iletişim sistemi de bu işin içerisine sokuluyor. Biz yıllarca mağlubiyet ideolojisi talim ettik. Mağlubiyetimizi galibiyet gibi anladık."

"HALKI İŞİN İÇİNE KATAN BİR MODERNLEŞME PROGRAMI UYGULAMALIYDIK"

"Batılıların dayatması yerine halkla bütünleşmeye devam edilmeliydi ve halkı işin içine katan bir modernleşme programı uygulanmalıydı" ifadelerini kullanan DOĞAN, milletin ancak bu şekilde kalkınacağını ve halkın inançlarının ve hassasiyetlerinin devre dışı bırakıldığı için halkı da karşılarına alarak tek parti idaresi kurduklarını kaydederek, "Tek Parti halkın üzerinde bir demir yumruk haline geldi ve halk o zamanın iktidarına asla kendini yakın hissetmedi. Bu 1930 yılında anlaşıldı. Mustafa Kemal Paşa çocukluk arkadaşı Fethi Okyar beye bir parti kurdurttu. Fethi Bey İzmir'de ilk defa miting yaptı. Orada müthiş bir karşılama töreni oldu. Halk CHP'yi, polisi, engeli takmadı. İzmir'de müthiş bir kalabalık birikti. Bir kaç kişi de kalabalıkta öldü. Buna rağmen halk dedi ki Fethi Bey bizi kurtarmaya geldi. Daha Kurtuluş Savaşı'ndan 7 yıl geçmiş. Bu halkın zorlayıcı modernleşmeye ciddi bir tepkisiydi. Serbest Fırka kapatıldı"dedi.

"MAĞLUBİYET İDEOLOJİSİ BİZE DİN GİBİ ÖĞRETİLDİ"

1928 yılına kadar Türkiye Devleti'nin dininin "İslam" olarak Anayasa'da yer aldığını dile getiren Doğan,"1928'de Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır maddesini çıkardılar. 1937'de anayasaya altı ok konuldu. Dinin yerine ideoloji kondu. O yüzden de mağlubiyet ideolojisi bize din gibi öğretildi. Bu ideolojiye sahip çıkanlar bunu din gibi benimsediler. 2007 yılında Cumhuriyet mitingleri başladı. Biz o zaman dedik ki bu ideolojinin sonu gelmiştir. Bu ideolojiyi kimse ayakta tutamaz. Cumhurbaşkanı problemi vardı. 367 krizi çıktı. Arkasından o zamanki iktidar seçime gitti. 2007 yılındaki seçim Türkiye'deki gidişi değiştiren müthiş bir vatandaş hamlesidir. Vatandaş satranç taşını alıp öyle bir yere koydu ki Şah tir tir titredi. 367 filan çöp sepetine gitti. O tarihten bu güne olanları da hepimiz yaşıyoruz ve biliyoruz. Ergenekon davasını biliyoruz"diye konuştu.

"KÜLTÜREL ANLAMDA OLACAK BİR TÜRK BAHARI BEKLİYORUZ"

Türkiye'deki ve Arap dünyasındaki değişimleri de karşılaştıran Doğan, "Bu değişimlerin daha da fazlası bana göre olacak. İslam dünyası geçen sene Arap Baharı yaşadı. Arap Baharı siyasi sistemi dönüştürme mücadelesidir. İslam dünyasında siyasi sistem diktatörlere teslim edilmişti. Biz siyasetimizi 1950'den beri yeniliyoruz. En sonunda Türkiye'deki sistem oligarşi merkezleri etkisiz hale getirilerek dönüştürüldü. Arap dünyası bunu yapamadı. Biz siyasi bakımdan bir Arap Baharı beklemiyoruz. Ama kültürel anlamda olacak bir Türk Baharı bekliyoruz. Manevi alanda olacak. Kültürümüz üzerindeki tasallutu kıracağız. Maneviyatımız üzerindeki tasallutu kıracağız. Kendi kendimiz olarak dünyada etkili bir güç olmak için hareket halinde bulunacağız. İnşallah o günleri göreceğiz. Biz çok şeyleri gördük. Türkiye'de din öğretiminin yasak olduğunu gördük. Çok irtica suçlamasıyla karşılaştık. Çoğu kapıdan geri döndük. Üstat Necip Fazıl'ın deyimiyle 'öz yurdumuzda parya' muamelesine çok maruz kaldık. Ama artık mağlubiyet ideolojisinin sonu geldi"şeklinde konuştu.

Konferansın sona ermesinin ardından Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan ve TRT Erzurum Bölge Müdürü Salih Lütfü Şengül'e Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Kelkit Belediye Başkanı Muammer Duran, İl Genel Meclisi Başkanı Raci Bayrak ve AK Parti İl Başkanı Yusuf lçi tarafından Bayburt taşından yapılmış Saat Kulesi maketi hediye edildi.

Daha sonra araştırmacı yazar D. Mehmet Doğan'ın kitaplarını imzalamasının ardından Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, D. Doğan'ı beraberindekilerle birlikte Bayburt Kalesi'ni gezdirdi. - BAYBURT

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Mehmet Doğan Ali Polat Bayburt Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

Yargı final mi yapıyor? Yargı bitiyor mu 2024? Teşkilat final mi yapıyor? Teşkilat bitiyor mu 2024? Korkma Ben Yanındayım final mi yapıyor? Korkma Ben Yanındayım bitiyor mu 2024? Üç Kız Kardeş final mi yapıyor? Üç Kız Kardeş bitiyor mu 2024? Kardeşlerim final mi yapıyor? Kardeşlerim bitiyor mu 2024? Gönül Dağı final mi yapıyor? Gönül Dağı bitiyor mu 2024? 27-28 Nisan Konya'da elektrik kesintisi yaşanacak ilçeler! (GÜNCEL) MEDAŞ Konya elektrik kesintisi ne zaman bitecek? 27-28 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 27-28 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 27-28 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 27-28 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 27 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 27 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! 27 Nisan 2024 Sayısal Loto çekiliş sonuçları açıklandı mı? Sayısal Loto sonuçları saat kaçta açıklanacak? Sayısal Loto CANLI izle! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 27 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 27 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 27-28 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi!
title