Haberler

Manisadetaybahçeli "Sen Başbakan Değil Kuklasın"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Manisa Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitinginde, Başbakan'ın Hakkari mitinginden söz etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Manisa Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitinginde, Başbakan'ın Hakkari mitinginden söz ederek, "Hakkari'de güvenlik güçlerinin olağanüstü gayretleriyle kepenkler iniyor, arabalar kontak kapatıyor ve ayaklanma provaları yapan bir ihanet grubu eylemlerini ortaya koyuyor. Başbakan diyor ki 'bu kepenkler kapanmamıştır, kapatılmıştır' diyor. Kepenklerin kapatıldığı yerde Başbakan olarak söylüyor. Yanında valisi, kaymakamı var. Ey Recep Tayyip Erdoğan sen başbakan değil sokaktaki anarşi ve terörün olduğu bir ülkede kukla bir insansın" dedi.

Meydana bakan işhanlarından birine, 'Durma yürü Türk Beyi. Biz hep senin yanındayız. Milletin umudu sensin, bu oyunun farkındayız' yazılı afiş asıldı. Aşırı sıcak nedeniyle vatandaşlara soğuk su ve şapka dağıtıldı. Meydanı dolduran yaklaşık 10 bin kişiden bazıları güneşten şemsiye açarak korundu. MHP lideri Devlet Bahçeli, 'Devletin başına devlet gelecek' sloganlarıyla kürsüye çıktı.

Vatandaşlar üzerinde 'Söz verdik bozkurta, işimiz yok çakallarla', ' Sayın Genel Bakanım AKP'yi İstanbul'daki yeni kanala dökelim' yazılı pankartlar açıldı.

MUTLAKA SANDIĞA GİDİN

MHP lideri, vatandaşlardan mutlaka sandığa gidip oy kullanmalarını isteyerek, şöyle konuştu:

"12 Haziran seçimleri milletimiz için bir dönüm noktası olacaktır. 12 Haziran seçimleri sizlerin ve nesillerinizin geleceğinin belirlenmesinde bir karar anı olacaktır. 12 Haziran seçimleri ülkemizin karşı karşıya kaldığı çok ağır tehdit, tuzak ve tehlikelere karşı yol ayrımına sürüklenmiş bir Türkiye açısından siz değerli vatandaşlarımızın bir belirleyici görev üstlenmenizi gerektiren bir gün olacaktır. 12 Haziran seçimlerini önemsemeliyiz ve bu seçimlerin sağlıklı güvenli bir ortamda yapılması için siyasi iktidar ve vatandaşlar olarak üstün bir gayret göstermeliyiz. Yüksek katılım seçim sonuçlarının tartışmasını en aza indirir. Milletimizin yeni bir karar anının geleceğimiz açısından bir istikrar unsuru olmasına vesile olabilir. Özel bir mazeretimiz yoksa mutlaka sandığa gitmeliyiz. Vicdanımızın sesini duyarak hareket etmeliyiz. Hangi siyasi tercihte bulunursanız ona da herkes saygı duymak zorunda. "

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÇILDIRDI

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için "Çıldırmış" diyerek şunları söyledi:

"Ülkemizi dokuz yıla yakın bir süredir AKP yönetmektedir. AKP, 3 Kasım 2002 ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüksek bir oy oranı ile TBMM'de 330 - 341 aralığında milletvekili sayısıyla tek başına iktidar oldu. Bu siyasal güç AKP'nin alabileceği her bir karar için çıkarabileceği her yasa için sosyo-ekonomik politikalar için önemli bir güçtür ama aradan geçen süre içinde AKP bir siyasi partiden kopmuş insanların insanların kurmuş olduğu bir partiye aniden böyle bir yönelişin olması nedeniyle tek başına iktidar olmuştur. Ancak bu yönelişi anlamamışlardır. Sadece tüm sonuçların Sayın Recep Tayyip Erdoğan üzerinde gelişmesini sağlayan bir tarihi hata işlemişlerdir ki bu Recep Tayyip Erdoğan'nı çıldırtmış ve bugün çılgın projeler uygular hale getirmiştir.

ÇIRAKLIK GAFLET, KALFALIK DELALET, USTALIK İHANET DÖNEMİ OLACAK

Dokuz yıla yakın sürece Başbakan kendisine göre bir siyasi eğitim süreci belirlemiş. İlk dönemi çıraklık, ikinci dönemi kalfalık ve sizlerden ısrarla talep ettiği üçüncü dönem için ustalık olarak belirlemektedir. Gerçekten bu değerlendirmeyi kabul etmek mümkün değildir. Birinci dönem 2002- 2007 arasında 58'inci ve 59'uncu Hükümet uygulamalarıyla 2007'de 60'ıncı oldu. Hükümeti çok yönlü değerlendirdiğimizde çıraklık döneminin gaflet dönemi kalfalık döneminin delalet dönemi üçüncü dönemin de ihanet dönemi olacağı kesindir. Çünkü bu dönemler içinde üniter yapı, milli devlet anlayışı toprak bütünlüğü ve ülkemizin bin yıllık kardeşliği sorgulanmaya başlamış, çok sinsice kadrolaşma eğilimine girmiş ve ekonomide sat- kurtulcu, milli meselelerde ver- kurtulcu zihniyet içinde teslimiyet politikası izlenmiş, çok yakın çevresine ise kazan kazan uygulaması yapmıştır. Çıraklık ve kalfalık dönemi ülkenin tüm imkanlarını yakınlarına işbirlikçilerine yandaşlarına ve hanedanlarına peşkeş çekme süreci olarak görülmektedir. "

"DURMAK YOK YOLA DEVAM' DEĞİL "DUR ARTIK YETER' DEYİN

Bahçeli, AKP'yi eleştirerek, "AKP'ye oy vermiş kardeşlerimiz de düşünsün. 2002'den 2011 yılına kadar geçen dokuz yıllık sürede evinizde aşınız kaynıyor, evlatlarınız iş bulabiliyor gelir seviyeniz artıyor hayat seviyenizde önemli yükselmeler oluyor ve milletimizin huzur ve güvenliği artıyor, herkes "ben bu ülkede yaşamak istiyorum' diyebiliyorsa Recep Tayyip Erdoğan'ın 'durmak yok yola devam'ını tekrar ederek yola devam edebilirler ama gerçek bu değil ise dokuz yılda 2002'ye göre şu an için yoksullaşmanın derinleştiği işsizliğin arttığı ve toplumsal huzursuzluğun yaygınlaştığı bir ortam var ise yola devam etmeyi bir kenara bırakın. 'Dur artık yeter' diyerek bir Manisa tokadı atmak lazımdır" dedi.

MİLLİ DİRENİŞ VE KARŞI DURUŞ GÖRMEMEK İSTİYOR

MHP lideri Devlet Bahçeli, iktidarın anayasa değişikliği için tek başına iktidar olmak istediğini hatırlatarak, şunları söyledi:

"1 Ağustos 2009 tarihi bu iktidar döneminin yüzkarasıdır. Milli birlik için önemli bir kara lekedir. Türkiye'nin toplum olarak önemli sayabileceğimiz sorun Türk devletini varlık sorunudur. Bu gelişmeler hızlanmaktadır. Başbakan, 9 yıl iktidarda olmasına rağmen bir anayasa değişikliğinden söz ederken hiçbir zaman gerçekçi ve uygulayıcı olmamıştır. 330 ve 341 milletvekili sayısıyla ister referandum isterse uzlaşma yoluyla mecliste görüş birliği sağlayarak Türkiye'nin önünü açabilecek ülkeyi kolay yönetebilecek toplumsal sorunlara karşılık verecek bir anayasa düzenlemesini yapmak mümkündü. Söz verdiler gerçekleştirmiyorlar. Bazı kavramların hafızalara yerleşmesini günü geldiğinde yapabileceği anayasa değişikliği ve yeniden yazımı için milli direniş ve karşı duruş görmemek istiyor. Yedi değerli bilim adamına taslak hazırlattı. Bu değişiklik tasarısı İstanbul yolunda parti yöneticilerine bir otelde takdim edilmiş ve Türkiye'de bir anayasa değişikliğini gündeme getirmiştir. Ondan önce MHP'nin önerisi olarak 'uzlaşı komisyonu oluşturalım' taslak üzerinde sizler çalışın biz de görüşümüzü getirelim 135 yıldır tartışılan anayasa tartışmalarına son verelim ve ülkeyi istikrar huzur ülkesi yapabilecek bir anayasa yapalım' dedik. Gizli gündemli anayasa değişikliği yapmak suretiyle Anayasa Mahkemesi'ni AKP'leştirmiş, HSYK'yı siyasallaştırarak yargı üzerinde siyasi nüfuzunu artırmak istemiştir. Başbakan'ın ustalık, bizim ise ihanet dönemi olarak nitelendireceğimiz bir sürecin etrafında bir zırh örmeye çalışmıştır. Yeni anayasa platformu, TESEV, TÜSİAD gibi birtakım yandaş kurumlar aracılığıyla yeni Türkiye kavramıyla ifade edilen ama bugün için gerçek gündemi gizlenmiş olan bir nabız yoklama dönemine girildi. 12 Haziran seçim sonuçlarına tek başına iktidar olduğum zaman bir anayasa değişikliğini bırakın yeni bir anayasa yazdıracağım ve bunu TBMM'den çıkaracağım. Aldatma ve kaldırma partisinin yeni bir senaryosu olarak bir anayasa değişikliği veya yeniden yazılımı vaadiyle çıkıyorsun. "

GAZETELERE İLAN VER

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'dan anayasa değişikliğinin içeriği konusunda gazetelere ilan vermesini isteyerek, şunları söyledi:

"Gazetelere bakıyoruz, yandaş gazetelerde boy boy reklam ve propaganda yer alıyor. Anayasa değişikliğinden bir cümle bahsediyorsun ama nasıl değişeceği konusunda herhangi bir şey söylemiyorsun. Vatandaştan oy istiyorsun her türlü iftira karalama yoluyla tek başına iktidar olmayı, 367 üzerinde milletvekiline sahip olmak için demokrasiyi yozlaştırıyorsun. Başbakan anayasa değişikliği yapmakta ya da yeniden yazmakta samimi isen gizli gündemini açıkla, açık ve dürüst ol. Öyle bir ilan yolu tercih et ki yandaş basın aynı gün aynı büyüklükte bu ilana yer versin. "Aziz milletim AKP olarak 12 Haziran seçimlerinden sonra değişikliğini istediğim veya yeniden yazmayı düşündüğüm anayasada başlangıç metninden son maddesine kadar bunlar olacaktır. Sizin huzurunuza bu anayasa değişikliği ile çıkıyorum, okuyun, tartışın sivil toplum kuruluşları ile siyasi partiler birbirleriyle görüşerek veya uzlaşarak bu metin üzerindeki düşüncelerini 12 Haziran'dan sonra TBMM'ye getirsin' diyebilecek bir cesarette misin? Böyle bir cesaretin varsa yaz altına da Recep Tayyip Erdoğan bu benim namus sözümdür de. Bunu söyleyemezsin yazamazsın. Çünkü ABD yönlendirmesi AB'nin ilerleme raporlarındaki dayatması, İmralı'nın 154 sayfalık yol haritası, Demokratik Toplum Kongresi'nin kararları ve PKK'nın talepleriyle örtüşen bir AKP Washington- Brüksel- Ankara arasında bir ihanet belgesi hazırlamaktadır. Bunu milletim duydu, görüp okudu. Kendisinin önüne geldiği zaman inanıyorum ki sabırlı ve sağduyulu bir davranışla böyle bir tavır ortaya koyar. "

BIRAK YÜZDE 40'I YÜZDE 10'UN ALTINA DÜŞEREK SİLİNECEKSİN

Bahçeli, Ak Parti'nin oyunu yüzde 40 olarak gösteren kamuoyu araştırmalarına tepki göstererek, şöyle konuştu:

"Sizin yaptırdığınız kamuoyu araştırmalarında parti oyunun yüzde 40 olduğu söylenen araştırmadan ziyade oluşturmaya yönelik bu çabaların kamuoyu hafızasına yerleştirme gayretleriniz geri teper bu ihanet belgesini kesin kabul etmeyecek bu millet. Bırak yüzde 40'ı yüzde 10'un altına düşerek Türk siyasi hayatından silineceksin. "

SEN BAŞBAKAN DEĞİL KUKLASIN

Bahçeli, Başbakan'ın Hakkari mitinginde tepkisini şu sözlerle ifade etti:

"Ülkemiz iyi gitmiyor. Hakkari'de güvenlik güçlerinin olağanüstü gayretleriyle kepekler iniyor, arabalar kontak kapatıyor ve ayaklanma provaları yapan bir ihanet grubu eylemlerini ortaya koyuyor. Başbakan diyor ki 'bu kepenkler kapanmamıştır, kapatılmıştır' diyor. Kepenklerin kapatıldığı yerde Başbakan olarak söylüyor. Yanında valisi, kaymakamı var. Ey Recep Tayyip Erdoğan sen başbakan değil sokaktaki anarşi ve terörün olduğu bir ülkede kukla bir insansın. Başbakan olsan bu cümleyi söyleyemezsin. 'Bu kepenkler açılıncaya kadar, arabalar kontak çalıştırıncaya kadar buradayım. Bunlar gerçekleşmeden buradan gitmem' demen lazım. Ama sen şikayet ediyorsun. Kime şikayet ediyorsun? Kimi şikayet ediyorsun? Kalkıp uzlaştığın İmralı ile rol paylaşımı ile anayasa değişikliğinin hukuki zeminine kılıf hazırlayan bu rollerden artık vazgeç. Bir terör bir taviz. Bir terör bir taviz. Bu yolda kazançlı terör çıkıyor ve yeni bir anayasa yeni bir Türkiye aldatmacasıyla bölünen bir Türkiye'ye doğru bir felakete sürüklüyor.

YÜZDE 40 PALAVRADIR

"Bu güruhu iktidara getirip gaflet ve delalet dönemini gördüğünüz iktidara ihanet dönemini yüklemeyin. Ülkemiz sadece bekaa sorunuyla karşı karşıya değil. Bu iktidar döneminde bunlar başarılamadı. Besleme kamuoyu araştırmaları yine yaptırılıyor birkaç uzman bulunarak yorumlatılıyor. "Pazar günü seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz' sorusunun yanıtı olarak yüzde 40 ve üzerinde AKP'ye oy verileceğini söylemiş oluyorlar. Aynı araştırmada bir soru daha var. En önemli sosyal ekonomik sorunları nelerdir? "İşsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, asayişsizlik ve etnik temelli bölücü faaliyetler' diyor. Aynı araştırmada huzurunuza bu geliyor. Yüzde 40 oyla tekrar iktidara olabilecek bugünkü AKP halkımız nezdinde başarılı bir iktidar olarak algılanıyor demektir. Aynı halk bu sorunları neden sıralıyor? İçinde bulunduğu sıkıntıları ifade ediyorsa yeniden bunu bu hale getiren bir siyasi partinin yüzde 40'ın üstünde oyla iktidar olması mümkün olabilir mi? Bunun hangisi doğrudur? Allanmış pullanmış yağla balla yaşanan bir Türkiye tanımı yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın hayalleri mi doğru yoksa buradaki vatandaşımızın yaşadığı gerçekler mi doğrudur? Yüzde 40 palavradır. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve terör gerçek gündemdir. Bunu dikkate alarak bu iktidardan kurtulmanın bir günü olsa gerek. O gün 12 Haziran'dır. Ülke sizin karar sizin. 12 Haziran'da sandıkta olun. "

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title