Haberler

Dursun Çiçek Biyografisi

Dursun Çiçek
Doğum YeriTokat / Türkiye
Doğum Tarihi1.1.1960

Dursun Çiçek Kimdir ?

Dursun Çiçek, (d. 25 Ocak 1960, Umurca, Reşadiye, Tokat), Türk asker ve siyasetçi. 25. ve 26. dönem İstanbul milletvekili. 5 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Dursun Çiçek, 1960 yılında Tokat'ta doğdu. Sivas Yıldızeli'ne bağlı Pamukpınar Öğretmen Okulu'nu bitirdi. 1976 yılında kazandığı Kara Harp Okulu'ndan 1980 yılında dönem üçüncüsü olarak mezun oldu. Deniz Piyade sınıfıyla tanışması Foça'daki Amfibi Deniz Piyade Alay Komutanlığı'ndaki göreviyle oldu. Kara Harp Akademisi ve Silahlı Kuvvetler Akademisini de dönem ikincisi olarak bitirdi.

PKK terörüyle mücadelenin en yoğun olduğu 1990'lı yıllarda bu mücadeleye Deniz Kuvvetleri'nin özel birlikleri de katılıyordu. Çiçek, Şırnak'ta konuşlu özel amfibi taburunun komutanlığını yaptı. Şırnak'ta görev yaptığı bu dönemde Ergenekon operasyonunda tutuklanan eski özel kuvvetçi Levent Göktaş ve Kayseri Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz'le birlikte çalıştığı ileri sürüldü.

Çiçek, 1997-99 yılları arasında Arnavutluk‘taki Türk birliğinde de görev yaptı.

Albay Dursun Çiçek'in aynı zamanda akademik kariyeri de bulunuyor. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme anabilim dalında doktora eğitimi yaptı ve "Örgütlerde motivasyon ve iş yaşam kalitesi üzerine bir araştırma" konulu doktora tezi hazırladı.


Çiçek, 2004 yılında Genelkurmay Bilgi Destek Dairesine atatndı ve Genelkurmay Karargâhında çalışmaya başladı.

2008 Nisan ayında Taraf gazetesinde yayınlanan Mart 2006 tarihli sivil toplum kuruluşları andıcının Albay Çiçek'e ait olduğu iddia edilmişti. 73 sayfalık andıçta pek çok sivil toplum kuruluşuna ilişkin suçlamalar yer alıyordu.

İrticayla Mücadele Eylem Planı

12 Haziran 2009 tarihli Taraf gazetesi manşeti: "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı"

Ergenekon zanlısı Mustafa Levent Göktaş'ın yine aynı soruşturma kapsamında tutuklanan avukatı Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen ve 12 Haziran 2009'da Taraf gazetesinde manşetten verilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı belge ile Çiçek yeniden gündeme geldi. Dursun Çiçek'in imzaladığı ileri sürülen belge Adalet ve Kalkınma Partisi ile Gülen hareketine yönelik "komplo ve yıpratma planları" içermekteydi.[5] Haberden birkaç gün sonra Genelkurmay yaptığı basın açıklamasında "konunun ciddi görülmesi üzerine, aynı gün derhal Genelkurmay Askeri Savcılığına konunun bütün boyutlarıyla soruşturulması emri verildiğini ve belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamadığını" duyurdu.


24 Haziran 2009 günü; yaptığı incelemenin ardından kararında, söz konusu belgenin Genelkurmay'da hazırlanmadığını ve imzanın Albay Çiçek'e ait olup olmadığının tespit edilemediğini belirterek takipsizlik kararı veren askerî savcılık, belgenin kaynağının kim olduğunun belirlenmesi konusunda görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.

Askerî savcılığın kararının ardından Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ düzenlediği basın toplantısında "Bugün biz bu kâğıt parçasının birileri tarafından TSK'yı yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz." açıklamasını yaptı. 30 Haziran 2009 günü Ergenekon soruşturması savcıları tarafından sorgulanan Çiçek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla tutuklanarak Hasdal Cezaevine kondu.[9] Albay Dursun Çiçek avukatı tutuklama kararına itiraz etti.

14. Ağır Ceza Mahkemesi bu defa 2'ye 1 oy çokluğuyla Albay Çiçek’in ‘İkametgahına göre kaçma şüphesi yok’ gerekçesiyle tahliyesine karar verdi. Böylece Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in 18 saat süren tutukluluk hali sona erdi. Soruşturma sürerken, Dursun Çiçek; bulunduğu görevden alınarak Genelkurmay Ana Karargâh binası dışında bulunan Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Akademik Kurulu'nda geçici olarak görevlendirildi. 4 Eylül 2009'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhına atandı.

2009 Ekim ayında Genelkurmay Karargahı'nda çalıştığı belirtilen bir subay tarafından eylem planının ıslak imzalı orijinali olduğu söylenen belge bir ihbar mektubuyla beraber soruşturmayı yürüten savcılara gönderildi. Söz konusu belge Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi'nde görevli biri profesör ve ikisi uzman doktor olan üzere üç adli tıp uzmanı tarafından incelendi. Adli Tıp raporunda "belgelerdeki söz konusu imzanın Dursun Çiçek’in el ürünü olduğunun kabulü gerektiği" ifadesine yer verildi.

Bunun ardından Albay Dursun Çiçek, Ergenekon savcıları tarafından 5 saat kadar sorgulandıktan sonra mahkemeye sevkedilmiş ve 11 Kasım 2009 tarihinde ikinci kez tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.Çiçek, avukatları tarafından tutuklama kararına yapılan itirazın kabul edilmesi üzerine ikinci kez tutuklandıktan 44 saat sonra tekrar tahliye edildi.

Daha önce üç adli tıp uzmanı tarafından incelenen belge Çiçek'in talebi üzerine üst kurula gönderildi. Adli Tıp Genel Kurulu, 5 Şubat 2010 günü 4'e karşı 7 oyla imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğuna karar verdi. Çiçek'in ikinci kez ifade vermesinin ardından Genelkurmay, askeri savcılığın ıslak imzalı belgeyi 4 kez istemesine rağmen İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın belgeyi göndermediğini açıkladı.

Orijinal belge Genelkurmay Askeri Başsavcılığı'na 2010 Şubat ayında gönderildi.1 Mart 2010 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı, belgenin gerçek olduğunu doğrulayacak yeni delillerin elde edildiğini duyurdu. Yapılan basın açıklamasında askerî savcılık tarafından Dursun Çiçek'in tutuklamasının talep edildiği fakat askerî mahkemenin talebi reddetiği belirtildi. Jandarma Kriminal Dairesi de imzanın Dursun Çiçek'in elinin ürünü olduğuna dair bir tespitte bulundu.

Çiçek, hakkında düzenlenen "Ergenekon iddianamesi" İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 29 Nisan 2010 günü kabul edildi. İddianamede "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ile suçlanan albay Çiçek için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.[25] Aynı gün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkarılan Çiçek, ertesi gün İstanbul Adliyesine gelerek teslim oldu ve üçüncü kez tutuklandı.

Balyoz Davası
21 Eylül 2012'de sona eren Balyoz davasında 16 yıl hapis cezası aldı. Anayasa Mahkemesi'nin "haklarının ihlal edildiği" yönünde verdiği kararın ardından 3 Kasım 2014'te yeniden görülmeye başlanan dava sonucunda 31 Mart 2015 tarihinde diğer sanıklarla birlikte beraat etti.

Siyasi hayatı
2015 yılı Mart ayında CHP'ye katılan Çiçek, 2015 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili olarak TBMM'ye girmiştir.

title