Haberler

Fonksiyonel tıp hangi hastalıklarda kullanılır?

Didar Üstün

Didar Üstün

Sunucu-Moderatör
17.05.2022 06:34

Fonksiyonel Tıbbın vücut fonksiyonlarını inceleyen; düzenleyip, normale getirerek sağlığı korumayı amaçlayan yeni bir bakış açısı olduğu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ülkü Sarpkaya, fonksiyonel tıbba dair tüm detayları anlattı.

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, adım Ülkü Sarpkaya. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanıyım. 1998'de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldum. 2004 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanlığımı aldım.

Tamamlayıcı tıbba, Tıp Fakültesi öğrencilik yıllarımdan beri ilgi duymaktaydım. Bu yüzden Hacettepe Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra aslında Tamamlayıcı Tıbbın bir branşı olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanlığımı tamamladım. Uzmanlık sonrasında Gazi Üniversitesi'nde Akupunktur eğitimi aldım.

Sonrasında Nöralterapi, Ozon, Kupa Hacamat Tedavisi, Fitoterapi, Sağlıklı Beslenme Programları, Detoks ve Şelasyon tedavileri gibi Tamamlayıcı Tıbbın pek çok dalıyla ilgili eğitimlerimi tamamladım.

Bence Fonksiyonel Tıp tek tek bulmacanın parçalarına bakmak yerine resmin bütününe bakmaktır. Hayata ve tıbba bakış açım doğrultusunda; Fonksiyonel Tıp ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarıyla hastalarımın ağrılarını dindirmeyi ve yaşam kalitelerini arttırmayı çok seviyorum.

1. FONKSİYONEL TIP NEDİR?

Fonksiyonel Tıp vücut fonksiyonlarını inceleyen; düzenleyip, normale getirerek sağlığı korumayı amaçlayan yeni bir bakış açısıdır. Fonksiyonel Tıpta öncelikle amaç; sağlığı korumak ve sağlıklı yaş almaktır. Yani sağlık temelli bir bakış açısıdır ve öncelikle amaç sağlıklı yaşamaktır. Fakat hastalık ortaya çıkmış ise de hastalıkların kök sebeplerini bulup, ortadan kaldırılarak vücut fonksiyonları tekrar normalleştirilerek, iyileşme amaçlanmaktadır.

Fonksiyonel Tıpta hasta hekim ilişkisi ve hastaya ayrılan süre özeldir. Hasta Fonksiyonel Tıp değerlendirmesine başvurmadan, yani ilk randevuya gelmeden önce bayan ve erkek paneli dediğimiz formlar kendisine mail atılır. Bu formlarda; kişinin doğum öncesi anne baba sağlığı, kardeşlerinin sağlık durumu, doğum şekli, anne sütü alma durumu, çocukluk hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve vitaminler, şu anki hastalıkları, geçirilmiş ameliyatları, kişinin beslenme alışkanlıkları, stres yönetimi, egzersiz alışkanlıkları, uyku düzeni, hormonal dengesi vs… sorgulanmaktadır. Yakın zamanda yapılmış kan tetkikleri, MRG veya ameliyat raporu gibi sonuçları da mail atması istenir. Böylelikle kişi Fonksiyonel Tıp muayenesine gelmeden önce kendisi ile ilgili epey bir fikir sahibi olunur. Kişi Fonksiyonel Tıp muayenesine geldiğinde doktor ile birlikte bu bilgiler gözden geçirilir. Ve önemli görülen noktalar daha ayrıntılı incelenir. Gerekir ise Gıda intoleransı, ayrıntılı vitamin mineral tetkikleri, ağır metal toksisite paneli, allerji paneli gibi ayrıntılı tetkikler de istenir. Bu sonuçlar ile kişi tekrar kontrole gelir. Kontrol görüşmesinde tüm bu veriler değerlendirilerek, vücut fonksiyonlarını iyileştirmek amaçlı adımlar atılır. Bunun için hasta hekim iş birliğiyle kişinin yaşam tarzı değişiklikleri planlanır. Örneğin kişiye özel beslenme programları düzenlenir, gerekir ise gıda intolaranslarına göre eliminasyon diyetleri düzenlenir. Kişinin egzersiz alışkanlıkları, uyku düzeni ve stres yönetimi ile ilişkili düzenlemeler yapılır. Kişinin vücudunda ağır metal toksisitesi tespit edilmiş ise toksinleri yavaş yavaş kişiye zarar vermeden vücudundan arındırılır. Vitamin, mineral eksikleri yerine konur. Enzim ve hormonal denge problemleri var ise düzenlemeler yapılır. Kısacası vücut fonksiyonları tekrar düzenlenip normalleştirilir. Böylelikle vücudun tekrar normal işleyişi sağlanarak iyileşme amaçlanır. Fonksiyonel Tıp hekim hasta iş birliğinin olduğu; biraz zahmetli ve uzun bir yolu olsa da sonuçları çok yüz güldürücü olan bir metottur.

2.FONKSİYONEL TIP HANGİ HASTALIKLARDA KULLANILIR?

Fonksiyonel tıp yaklaşımında;

1. Gastrointestinal sistem, yani kişinin sindirim sistemi, mikrobiyotası

2. Kardiometabolik sistem

3. Hormonal sistem

4. Bağışıklık sistemi

5. Enerji, ATP üretimi, mitokondri

6. Vücut toksinleri, toksinlerden arınma ve Detoks sistemleri

7. Kas iskelet sistemi ve vücut postürü incelenir.

Tüm bu sistemler ile hastalık yaratabilecek kök sebepler tespit edilip ortadan kaldırılarak kronik sorunlara çözüm bulmak amaçlanmaktadır.

En sık tedavi edilen hastalıklar arasında; insülin direnci gibi metabolik sorunlar, Haşimato tiroit gibi otoimmun zeminde gelişen hormonal sistem sorunları, kadınlarda Premenstiruel sendrom, menapoz gibi hormonal sistem sorunları, Romatoid Artrit gibi romatizmal hastalıklar, yine Ankilozan spondilit, psöriatik artrit gibi bağırsak kaynaklı romatizmal durumalar, sindirim sistemi sorunları, Fibromiyalji(yumuşak doku romatizması),Kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları ve migren bulunmaktadır.

3. FONKSİYONEL TIP BAKIŞ AÇISIYLA DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE ÇOCUKLARIMIZIN SAĞLIĞI İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Sağlık; kişinin kendisini bedensel, zihinsel ve ruhsal açıdan iyi hissetmesidir. Kişilerin sağlığı doğum öncesinde anne ve babasının sağlığı ile başlamaktadır. Fonksiyonel Tıp bakış açısıyla bakıldığında;

1. Kişinin anne ve babasının sağlıklı beslenmesi, sigara, alkol tüketmemesi ve gebelik öncesi hem annenin hem de babanın vücudunun toksinlerden arındırılması ve vitamin, mineral eksiklerinin tamamlanması çok önemlidir.

Sonrasında bebek anne karnında gelişirken;

* Annenin sağlıklı beslenmesi

* Yeterince sebze ve protein, sağlıklı yağlar, fitobesinler alımı,

* Hormonal sağlık (tiroit, insülin) iyi olması, kan şekerinin düzenli ve iyi seviyede olması,

* Annenin uyku ve egzersiz düzeni

* Vitamin mineral takviyeleri (Vit D, iyot, folik asit, Metil kobalamin, B kompleks vitaminler, DHA, Demir)

2. Doğum şekli: Anne veya bebeği sağlığını riske atacak bir problem olmadığı taktirde öncelikle normal doğum tercih edilmelidir. Normal doğumun bebek ve anne sağlığı açısından pek çok faydası bulunmaktadır.

-Normal doğumda; doğum kanalındaki flora bebeğe geçer ve bebeğin akciğerleri, alveolleri, tüm solunum sistemi ve ağzından itibaren tüm sindirim sistemi sağlıklı flora ile kaplanır. Böylelikle sağlığımızın temeli olan sağlıklı bağırsak mikrobiyatasının temelleri atılmış olur. Ayrıca bu bebeklerin bağışıklık sistemleri çok daha iyi gelişir ve astım, allerji riski de azalır.

-Normal doğum esnasında bebek de mücadele verir. Dünyaya gelmek için verdiği bu mücadele bilinçaltına kaydedilir ve kişi çocukluk veya ileriki yaşamında zorlukla karşılaştığında bilinçaltı ilk mücadele ile karşılaştırır. Yani bu çocuklar hayata karşı çok daha sağlam durabilirler.

-Doğum kasılmaları için salgılanan Oksitosin Hormonu normal doğum esnasında bebeğe geçer. Oksitosin bizi hayata ve birbirimize bağlayan çok temel bir hormondur. Normal doğan bebek daha doğumda aidiyet duygusuyla dünyaya gelir.

3. Sonrasında ilk 6 ay sadece anne sütü olmak üzere 24 aya kadar ek besinlere geçişle birlikte anne sütü. Anne sütünde annenin önceden geçirdiği enfeksiyonlara karşı geliştirdiği antikorlar bebeğe geçmekte ve bu bebeği enfeksiyonlardan korumaktadır. Bebeğin ihtiyacı doğrultusunda anne sütünün içeriği değişerek bebeğin beslenme ihtiyaçlarının karşılanması sağlanır. Anne sütünde PQQ bebeğin sinir hücreleri arasındaki sinapsları yani IQ artırır.

4. Her yaş grubunda çocuğun yaşına uygun şekilde sağlıklı beslenmesi, gerekli vitamin mineral takviyelerini alması, çocukluk oyunları oynayarak egzersiz yapması, yaşının ihtiyacı doğrultusunda yeterince uyuması ve mutlu, huzurlu bir ortamda büyümesi de sağlığı açısından çok önemlidir

- Sağlıklı beslenme parmak izi kadar kişiye özeldir. Fakat genel doğrularla sağlıklı beslenme dendiğinde gökkuşağı renklerinin tabağımıza yansıdığı, çiğ veya zeytinyağlı pişmiş sebzeler, meyveler, kurubaklagiller, sağlıklı protein kaynakları ve çiğ kuruyemişler aklımıza gelir. Bu program fitobesinlerden zengin, zeytinyağı ,omega gibi sağlıklı yağların bulunduğu, alkali bir beslenme programıdır. Bu beslenme programında rafineri ürünlere, paketli gıdalara, şeker ve tatlılara, asitli yiyecek ve içeceklere yer yoktur. Atıştırmalık olarak meyve ve çiğ fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler kullanılır. Meyvenin sıkılarak değil porsiyon şeklinde lifi ve posasıyla yenmesi önerilir.

- Yaş grubuna uygun olarak, doktor tarafından düzenlenen vitamin ve mineral takviyeleri kullanılmalıdır. Tüm büyüme sürecinde, D vitamini ve Omega(DHA+EPA) takviyesi alınması çok faydalıdır.

5. Mümkünse bahçede çocukluk oyunlarını oynaması veya sevdiği bir sporu düzenli yaparak egzersiz yapması.

6. Yaşının ihtiyacı doğrultusunda uyuması. Uykusu için elektromanyetik kirlilik olmadan yani çocuğun baş ucunda telefon, bilgisayar, TV vs.. Olmadan sessiz,sakin iyi havalanmış, karanlık bir odada uyuması.

- Sağlık zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak bir bütün olduğu için çocuğun huzurlu, mutlu bir aile ortamında; kendisine değer verilerek büyümesi, .zihinsel gelişimi için çevresinde onunla oyun oynayarak, kitap okuyarak ,hikaye ve masallar anlatılarak büyümesi çok önemlidir. Aidiyet ve bağlılık duygularını geliştiren oksitosin hormonunun bir başka salgılanma sebebi de dokunmak ve evcil hayvanlardır. Çocuğun sevgi ile kucaklanması ve dokunabileceği ve sorumluluk alabileceği evcil hayvanının olması aidiyet ve sorumluluk hissetmesi açısından önemlidir. Ayrıca evcil hayvanlar çocuğun immun sisteminin gelişmesine de faydalı olmaktadır.

4. ÇOCUKLARDA KAS İSKELET SİSTEMİ SAĞLIĞI AÇISINDAN NELER YAPMALIYIZ?

Çocuğun normal postürünün olması, yani vücut şeklinin sağlıklı olması kas iskelet sistemi sağlığı açısından çok önemlidir. Sürekli bilgisayar başında zaman geçiren çocuğun; kamburunu çıkmış, omuzları öne göçmüş, başını eğmiş bir haldeyken diyafragmadan nefes alıp vermesi zorlaşır. Buna bağlı olarak kötü duruş havanın yavaş yavaş solunmasına, düşük enerji düzeylerine, omurların hatalı dizilmesine, kas spazmlarına bağlı olarak postür bozukluklarına sebep olur. Bu yüzden de vücut şekli bozularak postür bozukluklarına, skolyoza, kifoza zemin hazırlanmış olur.Sağlıklı bir vücut şeklinin gelişebilmesi için çocuğun uzun süreler bilgisayar, tablet vs...zaman geçirmemesi önemlidir.

Çocuk bahçe oyunları; çocuğun kas iskelet sisteminin sağlıklı gelişmesi boy uzaması, denge koordinasyonunun gelişmesi açısından çok faydalıdır. Büyük şehirlerde bahçede oynaması mümkün değil ise çocuk oyun parklarında oynaması, yaşına uygun bir spor dalı ile düzenli olarak uğraşması çok faydalıdır. Egzersiz kas gücünü, kasların esnekliğini ve eklem hareketliliğini artırır. Kemikleri , bağları ve tendonları güçlendirir. Duruşu ve dengeyi geliştirir.

Çocukluk çağında sağlıklı beslenme, vitamin mineral takviyleri (özellikle D3K2 vitamini, magnezyum ve Omega3 takviyesi) ve uyku çocuğun gelişmesinde ve boy uzamasında çok etkilidir. Herkes anne karnından itibaren 35 yaşına kadar bir kemik kitlesi geliştirir. 35 yaşına kadar elde edilen bu kemik kitlesine doruk kemik kitlesi denmektedir. Sonrasında 40 yaşına kadar kemik kitlesi aynı kalır ve sonraki yıllarda yavaş yavaş azalmaya başlar. Yani hepimiz kemik sağlığımızın yatırımını çocukluktan itibaren yapmaktayız. İleriki yaşlarda kemik erimesi (osteoporoz) riskini azaltmak çocukken kemik sağlığını korumaktan geçmektedir.

title