Haberler

Görmek: Anlamın Ötesinde Bir Deneyim

Walaa Biçer

Walaa Biçer

29.01.2024 09:57

Görmek, sadece gözlerimizin karşılaştığı imgeleri algılamak değildir. Bu kelimenin derinliklerine indiğimizde, birçok katmanın altında yatan anlamlarla karşılaşırız. Görmek, sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda bir içsel deneyimdir.

Gözlerimiz dünyayı anlamamıza aracılık eder, ancak görme eylemi sadece dışsal nesneleri algılamakla sınırlı değildir. Bir sanat eserini görmek, bir duyguyu görmek, anıları görmek de görsel deneyimlerin bir parçasıdır. Görme, yaşamın renk paletini oluşturan farklı tonları içerir.

Ancak, bazen görmek sadece gözle yapılan bir eylem değil, anlamak ve anlamlandırmakla da ilgilidir. Birisiyle empati kurarak onun bakış açısını görmek, derin bir anlayışın ifadesidir. Bu, duygusal bir görmeyi temsil eder, birinin iç dünyasını keşfetmeyi ve paylaşmayı gerektirir.

Atalarımızın dediği gibi "Gözüyle görmek, gönlüyle hissetmek." bir şeyi sadece fiziksel olarak görmekle kalmayıp, aynı zamanda duygusal bir bağ kurarak içsel bir anlam taşımak anlamına gelir.

Bir gün köyde yaşayan yaşlı bir kadın, torununa çiçekleri gösterirken bu deyimi kullanmış. "Bak, sadece gözünle görmek yetmez," demiş. "Bu çiçekleri sadece bakmak değil, aynı zamanda içindeki güzellikleri hissetmek gerekir."

Bu hikâye, insanların sadece dışsal olayları değil, aynı zamanda içsel duygularını da anlamalarını vurgular. Her şeyi sadece yüzeyine bakarak değil, derinlemesine kavrayarak görmek önemlidir, derken yaşlı kadın, torununa hayatın zenginliğini sadece gözle görmek değil, aynı zamanda kalple hissetmekle anlatmıştı.

Görmek aynı zamanda farkındalıkla da bağlantılıdır. Çevremizdeki detayları fark etmek, yaşamın güzelliklerini ve zorluklarını görmek, bir şeyin özünü anlamak için gereklidir. Bazen hızla geçilen anlarda, gerçek güzellikleri görmek için bir an durup düşünmek önemlidir.

Sonuç olarak, görmek kelimesi yaşamın içsel ve dışsal zenginliklerini anlamamıza olanak tanıyan güçlü bir ifadedir. Gözlerimizle gördüğümüz sadece yüzeyin bir kısmıdır; gerçek anlam, bu görme eyleminin derinliklerinde yatar. Bu nedenle, hayatı sadece gözlerimizle değil, aynı zamanda kalbimizle de görmeli ve anlamlandırmalıyız. Görmek, yaşamın zengin dokusunu keşfetmenin kapısını aralar.

İbn-i Tufeylinin dediği gibi:

"Kalbinin kulaklarıyla duy, aklının gözleriyle izle"

title