Haberler

Bir aldatmaca bilimi: Siyaset

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

20.03.2024 12:05

Üç örnek, üç halk, üç parti, üç ideoloji, üç aldatmaca, alın size aynı zamanda, farklı zeminlerde sergilenen siyaset bilimi.

CHP, ittifak kurmaya çalıştığı DEM Parti'ye Afyonkarahisar Belediyesinin kapılarını kapatan Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal'a elinden gelse kapıyı gösterecekti gösteremedi. Köksal, üç Grup Başkanvekilinden biri olunca bunu yapamadı belki ama bir yandan Genel Başkan Özgür Özel, "Burcu Başkandan da selam getirdim. Bu sırada Afyon'da konuşurken belediyenin kapılarını ardına kadar açacağız diye söylerken orada bir küçük sürçü lisan oldu, 'aman başkanım sen düzelt" dedi ama Köksal geri adım atmayıp Genel Başkanını yalancı çıkarma pahasına "sözlerimin arkasındayım" açıklamasını yaptı.

Bir haftada hepsi gündemden düştü. Burcu Köksal da Özgür Özel de İmamoğlu da yerinde söyledikleriyle yine kol kola duruyor.

Diğer taraftan Burcu Köksal'ın adaylığını soruşturmayan CHP ile ittifak içinde olan DEM Parti, Batman'da HÜDAPAR'ın Adayıyla bir futbol maçında tesadüfen aynı kareye düşen kendi adayını "Kurulduğu günden itibaren resmi ideoloji ve karanlık güçlerin tetikçiliğini yapan, binlerce yurtseverimizin kanında eli olan, Kürt halkına yönelik topyekûn saldırı içerisinde olan karanlık yapıların Batman halkına, partimize ve değerlerimize yönelik özel ve psikolojik saldırılara zemin sunmuştur." şeklinde bir açıklamayla, suçlayıp partiden ihraç etti.

Son örneğe gelince, siyaset TİPolojisi açısından en çürük, en kokuşmuş en mide bulandırıcı örneklerden biri.

Bu örnek de, iktidarın, "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı" diyerek herhangi bir şey gelmesini istiyorsanız, garipliğe devam etmek istemiyorsanız yerel yönetimi de merkezi yönetimin sahiplerine vereceksiniz dediği ilden geldi.

TİP (Türkiye İşçi Partisi) Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığına eski futbolcu Gökhan Zan'ı aday gösterdi. Zan önceki seçimde İYİ Parti'nin 2. sıra Hatay Milletvekili Adayıydı ama İYİ Parti Hatay'dan bir adayı meclise gönderebilmiş, Zan meclise girememişti. Yerel seçimde süreç tamamlanıp geri dönülmez noktayı geçince kirli çamaşırlar bir bir ortaya serildi.

Neler olmadı ki. Gökhan Zan adaylığını 5 milyon dolarla pazarlığa açmış, buna dair ses kayıtları da bu iddiaları destekler şekilde ayan beyan internete düşmüştü.

TİP "partinin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair çeşitli iddiaları" gerekçe göstererek ve bir nevi iddiaları doğrulayarak Zan'ın adaylığını iptal ettiğini söylese de Zan, montaj ses kayıtlarıyla kendisine kumpas kurulduğunu söyleyip, savcılığa suç duyurusunda bulundu ve adaylıktan geri çekilmediğini belirtti.

Düşünüyorum da siyaset eskiden de bu kadar omurgasız mıydı? Bu kadar seviyesiz bu kadar ilkesiz miydi?

Siyasete dair güzel bir alıntıyla bitireyim "Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı, bisikletinizi çalar. Politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, bilginizi, eğitiminizi. İkisi arasındaki fark, sıradan hırsız sizi seçer. Siyasi hırsızı ise siz seçersiniz"

title