TÜM KATEGORİLER
Uludağ'a 'Botanik Bahçesi' ve 'Biyoçeşitlilik Merkezi'
Uludağ'da tehlike altındaki bitki türlerinin korunması için Uludağ Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı harekete geçti.
Uludağ'da tehlike altındaki bitki türlerinin korunması ve nesillerinin devamının sağlanması için Uludağ Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı harekete geçti. İki kurum, başlıca endemik ve nadir bitkilerin korunacağı doğal bir Botanik Bahçesi ile Uludağ Biyoçeşitlilik Merkezi kuracak.
Uludağ Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 2'nci Bölge Müdürlüğü, yok olma tehlikesi altındaki bitki türlerini korumak amacıyla Kirazlıyayla ve Çobankaya günübirlik kullanım alanlarında doğal bir Botanik Bahçesi, Milli Park sınırları içinde de türlerin devamını sağlayacak Biyoçeşitlilik Merkezi'ni oluşturmak üzere işbirliği protokolü imzaladı. Protokolü, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 2'nci Bölge Müdürü Yahya Güngör, rektörlük salonunda imzaladı.
Protokol uyarınca, Milli Parklar 2'nci Bölge Müdürlüğü, Botanik Bahçesi ve Biyoçeşitlilik Merkezi için gerekli alt yapıyı oluşturacak. Merkezde gerçekleşecek eğitim programları ve seminerlere gerekli yardımı yapacak. Üniversite de geçerli mevzuat ve sorumluluklar çerçevesinde Botanik Bahçesi ve Merkez'in etkin bir şekilde yönetimi ve işletilmesi için destek verecek.
'GELECEK NESİL İÇİN ÖNEMLİ MİRAZ'
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, Üniversite olarak Bursa'ya borçları bulunduğunu vurgulayarak, imzalanan protokolün de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Rektör Prof. Dr. Dilek, Biyoçeşitlilik Merkezi ile Botanik Bahçesi'nin çocuklar ve gelecek nesil için önemli bir miras olacağını söyledi.
Milli Parklar 2'nci Bölge Müdürü Yahya Güngör de, Uludağ'da 170 endemik bitki bulunduğunu, bunların hepsini araştırmalarının mümkün olmadığını, ancak belli bir rakımda araştırmaları yoğunlaştırdıkları takdirde en fazla çeşide ulaşacaklarını söyledi. Güngör, bu çalışmaları yaparken bilimsel çalışmak zorunda olduklarını, bu nedenle Uludağ Üniversitesi ile işbirliği yaptıklarını sözlerine ekledi.
