Haberler

Barış Ve Annesi En Kıdemliler

Ege Üniversitesi Hastanesi'nde çocukları yapay kalple hayata bağlanan, Türkiye'nin çeşitli kentlerinden gelip yolları aynı yerde kesişen 5 anne, her türlü zorluğa direniyor.

İzmir'deki Ege Üniversitesi Hastanesi'nde çocukları yapay kalple hayata bağlanan, Türkiye'nin çeşitli kentlerinden gelip yolları aynı yerde kesişen 5 anne, her türlü zorluğa direniyor, evde bıraktıkları eş ve evlatlarının hasretine katlanıyor. Bağışlanacak organlarla çocuklarının özgürlüğe kavuşacağı günü bekleyen anneler, "Duyun sesimizi, çocuklarımız herşeyden mahrum. Makineleriyle başbaşa bırakılmasınlar" dedi. Ege Üniversitesi Hastanesi Kalp Nakli Merkezi'nde bağış organ bulunamayan hastaları ölüme terk etmemek için başlatılan yapay kalp programı başarıyla sürdürülürken, her gün pompalı hayatlara bir can, bir hikaye katılıyor.

Tek ortak yanları çocuklarının kalp hastası olup, yapay kalple yaşaması ve kalp bağışı beklemeleri olan anneler, artık aynı odayı, hayatı paylaşıyorlar. Birinin çocuğunun derdi diğerinin derdi oluyor, birbirinden farklı yaşlardaki çocukları ne gün çıkacakları belli olmayan hastane odasında sıkılmadan, sızlanmadan tutmaya çalışıyorlar. Hem gözleri önündeki evlatları için yanıyorlar, hem de evde bıraktıkları eş ve çocuklarının hasretini çekiyorlar. Kendilerini unutmuş durumdalar. Ne yemek pişirecekleri düşüncesi, giyinip süslenip gezmek, sinemaya, çarşıya, pazara gitmek artık onların hayatlarında yok. Kimi bunları iki yıl önce kimi birkaç ay önce unuttu.

BARIŞ VE ANNESİ EN KIDEMLİLER

Kıymet Keklik, 32 yaşında, 9 yaşındaki Barış Keklik'in annesi. Manisa'da oturuyorlar. Kıymet Keklik'in Barış'tan başka bir de 9 yaşında Yusuf'u var. İşçi eşi Yılmaz Keklik, Manisa'da Yusuf'a bakıyor, parçalanmış aile, 4 Ocak 2010'dan bu yana haftasonlarında hastane odasında buluşup, hasret gideriyor. Barış, yapay kalp takılan çocuklar içinde en kıdemlisi. 27 Şubat doğumlu, hastane odasında iki kez doğum gününü kutladı. 15 aydır ana oğul beraber, sağlıkla evlerine dönecekleri günü bekliyorlar.

OĞLU, YAPAY KALP TAKILAN EN KÜÇÜK HASTA

Bursalı 20 Yaşındaki Zeynep Kanat, 3 Kasım 2008 doğumlu Hamdullah'ın annesi. Hamdullah ilk ve tek çocuk, baba Semih Kanat (27) işsiz. 19 Nisan 2010'da hastaneye yatan Hamdullah, yapay kalp takılan en küçük hasta oldu. 17 aylık yattığı hastanede 2 yaşını dolduran, yürümeye ve konuşmaya başlayan Hamdullah, kalbin, onu hayatta tutan yürüyen demirin ne olduğunu bilmiyor, ama "Herkese kalp" demeyi öğrenmiş. Hamdullah'ın tek bildiği ise o kocaman aletin koşmasına, oyun oynamasına engel olduğu. Anne Zeynep Kanat, umutla, oğlunu ve diğer çocukları özgürlüklerine kavuşturacak bağışları bekliyor.

ANKARA'YI BIRAKIP GELDİLER

Ankaralı Hatice Soylu (46) üç çocuk annesi. Eşi Levent Soylu (52) ile, ortanca çocukları Ömer'i (16) sağlığına kavuşturabilmek için evlerini barklarını Ankara'dan İzmir'e taşımışlar. Bir yıl önce Ankara'da kontrol amaçlı gittikleri hastanede kalp romatizması tedavisine başlanan Ömer, aylarca takipten sonra "nakil" kararı ile İzmir'e gönderilmiş. 2. sınıf öğrencisi olduğu Yunus Emre Ticaret Meslek Lisesi'nde öğrenimine hastalığı yüzünden ara vermek zorunda kalan Ömer, 15 Ocak 2011'de yattığı, 4 Şubat 2011'de yapay kalp takılan Ege Üniversetesi Hastanesi Kalp Cerrahisi Kliniği'nin 304 nolu odasında diğer üç çocukla birlikte hayatı paylaşıyor.

YÜZÜ GÜLSÜN İSTİYOR

25 Yaşındaki Ayşe Demirel, iki çocuk annesi. Ayşe Demirel, 6 yaşındaki oğlu Hasan Hüseyin ile 6 Aralık'tan bu yana hastanede. Anne Demirel, hastaneye yattığı gün yapay kalp takılan oğlunun sağlıklı yaşıtları gibi okuluna gidip, oynayacağı günün hayalini kurarken, eşi Bünyamin Demirel ise 10 yaşındaki kızları Aleyna'ya hem annelik hem babalık yapıyor. Ayşe Demirel, çocukları aynı kaderi paylaşan anneler içinde tek İzmirli olan. Ama o da okulu nedeniyle kızını sık sık göremiyor, evlat hasreti çekiyor. 4 aydır yüzü gülmeyen oğlunu sağlıklı, mutlu göreceği günleri iple çekiyor.

HENÜZ YENİLER

Yaşagül Güler (34) Hamdullah'tan sonra 18 aylıkken yapay kalp takılan en küçük ikinci, ilk kız bebek Çiğdem'in annesi. 4 aylıkken kalbinde üfürüm olduğu belirlenen Çiğdem'in minik kalbinin minik kapaklarında sorun çıktı. Tamir ameliyatları işe yaramayan Çiğdem Bebek, EÜ Hastanesi'ne hava ambulansıyla geçen 5 Şubat'ta getirildi, 10 Şubat'ta takılan yapay kalple komadan çıktı, hayata bağlandı. Çiğdem, şimdi 150 kiloluk yapay kalp cihazının üzerine konulan koltuğunda oturup, etrafa gülücükler saçıyor. O da kalbine kan pompalayan, karnındaki kocaman hortumlara anlam veremiyor ama kendisine gösterilen ilgi karşısında gülüyor, mutlu oluyor. 3 çocuk annesi Yaşagül Güler de, iki kızına hasret, Çiğdem'le eve dönüş yolu gözlüyor.

- KUTU -

NE İSTİYORLAR

Anneler çocukları için her türlü sıkıntıyı unutmaya razılar ama çocukları için isteklerini şöyle sıraladılar:

"Çocuklarımız farklı yaşlardalar, eğitimleri yarım kaldı. Ayrıca çok çabuk sıkılıyorlar, onların zamanlarını hoş geçirecek, hastalıklarını, cihaza bağlı olduklarından yapamadıklarını birkaç saatliğine de olsa unutturacak etkinlikler istiyoruz. Çocuklarımın hastane odasında da olsa eğlenmelerini istiyoruz. Eğitimlerinden geri kalmamaları için öğretmen istiyoruz. Çocuklarımızın kan düzeylerinin belirlenmesi için her gün damardan kan alınıyor, delik teşik oldular. Oysa daha önce bunu parmaktan, bir çubukla kendimiz yapıyorduk, hem acısız hem pratikti. Devlet bunu ödemiyor. Sadece eşlerimiz çalışıyor, ayda 400 lira bu çubuklara para vermek zorundayız, veremiyoruz. Doktorlarımıza minnettarız, bugün çocuklarımız yaşıyarlarsa onlar sayesinde. Ancak yaşam şartlarımızın düzelmesi gerek. Bizim çocuklarımız herşeyden mahrum. Onlar yaşıtları gibi koşup oynamak istiyor ama 150 kiloluk cihaza bağlılar. Çocuklarımızı makineleriyle başbaşa bırakmasınlar. Bu haberleri okuyup, unutmasınlar. Bizleri görsünler, organlar toprağın altında çürümesin."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Sağlık Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title