Haberler

Türkiye-Ab İlişkileri

İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinde bir karar aşamasına doğru gidildiğini ancak iki tarafın da masadan kalkan taraf olmak istemediğini belirterek, tam üyelik hedefinden vazgeçilmesi halinde "imtiyazlı ortaklık" benzeri bir...

İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinde bir karar aşamasına doğru gidildiğini ancak iki tarafın da masadan kalkan taraf olmak istemediğini belirterek, tam üyelik hedefinden vazgeçilmesi halinde "imtiyazlı ortaklık" benzeri bir modelin gündeme geleceğini belirtti.

Nas, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmelerin önemli tahribat yarattığını, özellikle 15 Temmuz sonrası Avrupa'nın yeteri kadar yanında olmadığı, olayın ciddiyetinin farkına varamadığı yönünde Türkiye'nin haklı serzenişlerinin bulunduğunu, Avrupa Parlamentosunun üyelik müzakerelerini askıya alma kararının da bir süredir zaten kötü giden ilişkileri içinden çıkılmaz hale getirdiğini dile getirdi.

Sığınmacıların geri kabulü anlaşmasına rağmen vize serbestisi konusunun çözülememesinin de süreç açısından kritik sonuçları olduğuna işaret eden Nas, "Şu an için belki bir karar anına doğru gidiyor ilişkiler ama 2017 bunun için çok uygun bir zaman değil." dedi.

Nas, Türkiye'deki halk oylaması ve AB'deki seçimler, Brexit süreci ve aşırı sağın yükselişinin süreci zorlaştırdığını anlattı.

İlişkilerin halen onarılma şansının olduğunu ancak Türkiye açısından referandum sonrası nasıl bir yol çizileceğinin önemli olduğuna işaret eden Nas, "Belki bütün bu toz duman ortadan kalktıktan sonra en üst düzeyde ilişkiler başlayabilir." dedi.

Aşırı sağ durdurulursa..

Nas Avrupa ülkelerinde seçim süreçleriyle aşırı sağın yükselişi durdurulması halinde ilişkilerin tekrar üst düzeyde masaya yatırılacağını sürecin canlandırılacağını tahmin ettiğini söyledi.

Türkiye'nin Gümrük Birliği sürecine ihtiyacının olduğunu, öğrencisinden iş adamına pek çok kesimin Avrupa ülkeleriyle yakın ilişki içinde olduğunu ifade eden Nas, iki taraf için üyelik sürecinin devamı açısından pek çok mantıklı gerekçe olduğunu, ancak duygusal olumsuzlukların ağırlık kazanmaya başladığına dikkati çekti.

Gümrük Birliğinin güncellenmesi müzakerelerinin 2017'de başlayacağına anımsatan Nas, bu görüşmelerin Türkiye ile AB'yi tekrar yakınlaştırabileceğini kaydetti.

İmtiyazlı ortaklık

Nas, "Türkiye, 'üyelik olmuyorsa ben vazgeçiyorum' derse sonuçta adına 'imtiyazlı ortaklık' demeyiz ama onun gibi bir şey olur" dedi.

Tam üyelik perspektifi de ilelebet devam edemez. 10 - 15 sene beklenir, olmuyorsa oturup konuşmak gerekir. Türkiye ile AB arasında böyle bir karar anına yaklaşıyoruz. Ama kimse bunu yapan taraf olmak istemiyor. Türkiye, 'ben masadan kalkan taraf olmam' diyor. AB de 'Türkiye üye olamaz' demek istemiyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB ile üyelik müzakerelerinin referanduma götürülebileceği yönündeki sözlerini de değerlendiren Doç. Dr. Çiğdem Nas, "O da olabilir ama zaten şu anda yürümeyen bir müzakere süreci var. Tam üyelik başvurusunu geri çekmek gibi bir şey olabilir. Daha önce yapan ülkeler oldu. Malta çekti, sonra tekrar gündeme getirdi. Konjonktüre bağlı şeyler." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA / Ekonomi

Avrupa Birliği Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title