TÜM KATEGORİLER
Bakan Canikli'den John Kerry'ye Petrol Cevabı: Söz Konusu Değil
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, "Söylendiği gibi IŞİD ile en ufak bir petrol ticareti alımı satımı kesinlikle söz konusu değildir." dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli Ahilik Ansiklopedisi Tanıtım Toplantısı’nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
"KAYITLARI BAKANLIĞIMIZDA VAR"
Bir gazetecinin, "ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin bir açıklaması oldu. ‘ Türkiye IŞİD’in petrol kaçakçılığına aracılık ediyor’ şeklinde, siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Bakan Canikli, "Tüm petrol ve ticaret, ihracat, transit ticaret tüm kayıtlar bilgiler sorumluluk itibari ile bakanlığımızın yetki alanındadır. Kayıtları da bakanlığımızda vardır. Söylendiği gibi IŞİD ile doğrudan ya da dolaylı olarak en ufak bir petrol ticareti alımı satımı kesinlikle söz konusu değildir." cevabını verdi.
GÜMRÜKLERDE ÖNLEM ALINDI MI?
ABD’nin başı çektiği koalisyon çalışmaları noktasında gümrüklerde bir önlem alındı mı? Sorusu üzerine Canikli, “IŞİD meselesi ile ilgili ya da ABD’nin başını çektiği ülkelerin IŞİD ile mücadelesi olarak tanımlanan proje ile ilgili olarak hükümetimizin tavrı ve yaklaşımları açık ve bellidir. Tüm terör örgütleri ile mücadele konusunda en çok zarar görmüş ülkelerden biri olarak, içeride ve dışarıda mücadele konusunda kararlı tutumuzu ortaya koyduk ve ifade ettik. O bugün içinde geçerli. Türkiye olarak önce kendi hassasiyetlerimizi, kendi vatandaşlarımızın menfaatlerini, çıkarlarını düşünmemiz, korumamız ve o hassasiyet içerisinde karar almamız uygulamamız gerekir. Bu bizim için olmazsa olmazdır” şeklinde cevapladı.
KILIÇDAROĞLU'NUN MEKTUBU
"Kılıçdaroğlu Başbakan Davutoğlu’na açık mektup yolladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Bakan Canikli, “Kılıçdaroğlu’nun bu şekilde, böyle bir içerikle kendi ifadesi ile bir açık mektup yazmasını samimiyetsizlik örneği olarak görüyorum. Özellikle mektubun içerisinde kullanılan ifadeler Sayın Kılıçdaroğlu’nun halen karalayıcı, hakaret edici adeta bir küfür üretim merkezi gibi çalışma özelliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de Sayın Başbakanımız bu dönemde gerginliklerin azaltılması ve daha sakin hareket edilen, sağduyunun öne çıktığı bir dilin kullanılması noktasında çağrıda bulundular. Esasında, siyasette devam eden gergin ortamın yumuşatılması açısından önemli bir çağrıydı ama maalesef Sayın Kılıçdaroğlu o gergin, kavgacı üslubunu devam ettirmek niyetinde gibi görünüyor. Aktarması gereken bir görüşü varsa daha medeni ve demokratik yöntemler kullanarak aktarması mümkündü." cevabını verdi.
BANK ASYA
Bank Asya ile ilgili bir soru üzerine ise Bakan Canikli, şöyle konuştu:
“Türkiye’de kurallar vardır. Mevzuat vardır, her şey için geçerlidir. Bahsettiğiniz konu içinde geçerlidir. Yetkili kurumlar bellidir. Eğer bir banka mali yapısı itibari ile mevzuatımızda kanunlarımızda belirtilen şekilde bozulmaya başlamış ise spesifik olarak bankanın bozulup bozulmadığı gibi bilgilere sahip değiliz. Ama o noktaya gelmişse o adımların ilgili kurumlar tarafından atılması gerekir. Aksi halde özel dahi olsa bankalar bir yönüyle kamusal faaliyette bulunmaktadır. Kamu tarafından el konulmak durumunda kalınırsa bunun ortaya çıkaracağı faturayı devlet öder, millet öder. O yönüyle kamu özelliği vardır. Eğer bir bankanın mali yapısı bu tedbirlerin alınmasını gerektirir hale gelmiş bozulmuş ise ilgili kurumda gereken müdahaleyi yapıp gereken tedbiri almak zorundadır. Hiçbir şekilde hiç kimsenin bankayı mali yapısı batırılması gibi bir amacı olamaz. Ama elbette sorumluluk makamında olan kişilerin bu konularla ilgili hassasiyetlerle ilgili ciddi anlamda mali yapısı bozulmuş ve hala tedbir alınmıyorsa buda çok büyük bir zafiyettir, eksikliktir. Sorumluluk bu mevki ve makamda olanların. Bu kanaatlerini kamuoyu ile paylaşmalarında hiçbir sorun yok.”
BANK ASYA
Bank Asya ile ilgili bir soru üzerine ise Bakan Canikli, şöyle konuştu:
“Türkiye’de kurallar vardır. Mevzuat vardır, her şey için geçerlidir. Bahsettiğiniz konu içinde geçerlidir. Yetkili kurumlar bellidir. Eğer bir banka mali yapısı itibari ile mevzuatımızda kanunlarımızda belirtilen şekilde bozulmaya başlamış ise spesifik olarak bankanın bozulup bozulmadığı gibi bilgilere sahip değiliz. Ama o noktaya gelmişse o adımların ilgili kurumlar tarafından atılması gerekir. Aksi halde özel dahi olsa bankalar bir yönüyle kamusal faaliyette bulunmaktadır. Kamu tarafından el konulmak durumunda kalınırsa bunun ortaya çıkaracağı faturayı devlet öder, millet öder. O yönüyle kamu özelliği vardır. Eğer bir bankanın mali yapısı bu tedbirlerin alınmasını gerektirir hale gelmiş bozulmuş ise ilgili kurumda gereken müdahaleyi yapıp gereken tedbiri almak zorundadır. Hiçbir şekilde hiç kimsenin bankayı mali yapısı batırılması gibi bir amacı olamaz. Ama elbette sorumluluk makamında olan kişilerin bu konularla ilgili hassasiyetlerle ilgili ciddi anlamda mali yapısı bozulmuş ve hala tedbir alınmıyorsa buda çok büyük bir zafiyettir, eksikliktir. Sorumluluk bu mevki ve makamda olanların. Bu kanaatlerini kamuoyu ile paylaşmalarında hiçbir sorun yok.”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
