Apollinaire'nin "Müstehcen Kitap" Davası
Yayıncı İrfan Sancı ve çevirmen İsmail Yerguz'un, Fransız şair ve yazar Guillaume Apollinaire'nin ''Genç Bir Don Juan'ın Maceraları'' adlı kitabı nedeniyle "müstehcenlik" suçundan yargılandıkları davada, kovuşturmanın ertelenmesine karar verildi.
Sel Yayıncılık'ın sahibi İrfan Sancı ve çevirmen İsmail Yerguz'un, Fransız şair ve yazar Guillaume Apollinaire'nin "Genç Bir Don Juan'ın Maceraları" adlı kitabı nedeniyle "müstehcenlik" suçundan yargılandıkları davada, kovuşturmanın ertelenmesine hükmedildi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Sancı ve Yerguz ile avukatları katıldı. Duruşmayı, Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ola Wallin de izledi.
Duruşmada ek savunma yapan sanık İrfan Sancı, dava konusu kitapta çocuk istismarına yönelik hiçbir hususun olmadığını ileri sürerek, "Yetişkinler için yayınlamış bir kitaptır, hakkımda beraat kararı verilsin" dedi.
Sanık İsmail Yergüz de mesleğinin çevirmenlik olduğunu belirterek, söz konusu kitapta sadece çevirmenlik yaptığını, bu nedenle beraatine karar verilmesi talep etti.
Dosyayı karara bağlayan mahkeme, basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin kanun gereği, sanıklar Sancı ve Yergüz hakkında "müstehcenlik" suçundan açılan kovuşturmanın ertelenmesine karar verdi.
Sanıkların 3 yıl içinde yeni bir suç işlememeleri durumunda haklarındaki davanın ortadan kaldırılacağını belirten mahkeme, sanıkların suç işlemesi halinde ertelenen davaya devam edileceğini bildirdi.
Sancı: "Mücadelemize devam edeceğiz"
Duruşma çıkışında gazetecilere açıklama yapan Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ola Wallin, Türk hukuk sisteminde acil reform çağrısı yaparak, "Sancı'nın tabi tutulduğu zorlu sınav, Türkiye hukuk sisteminin altında yatan bir soruna işaret etmektedir. Bugünkü davada alt mahkemeye sunulan uzman görüşü, Sancı'nın lehine olmuş. Kitabın çevirisini yayınlamada bir edebi değer görülmüştür. Ancak üst mahkeme ( Yargıtay ) gülünç bir kararla davanın yeniden görülmesine hükmetmiştir" dedi.
Wallin, bu tür davaların yayıncılar üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu, tehdit ve gerilim atmosferi yarattığını öne sürerek, bu nedenle yayıncıların mükemmel meşru eserleri yayınlamaktan vazgeçtiğini söyledi.
Ola Wallin, "Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi, Türkiye hükümetine, Sancı gibi edebiyat yayıncılarını bu tür davaların süregiden yükünden koruyacak işleyebilir ve modernize edilmiş bir yasal çerçeve yaratarak çok ihtiyaç duyulan bu yasal reformu yapmaları çağrısında bulunuyor" diye konuştu.
İrfan Sancı da mahkemenin kararı eleştirerek, "Yerel mahkeme, beraat kararı verdi. Yargıtay ise bu kararı bozdu. Şimdi de davanın ertelenmesi kararı verildi. Biz mücadelemize devam edeceğiz" dedi.
Davanın geçmişi
Sanıklar Sancı ve Yerguz hakkında, ?Guillaume Apollinaire'nin "Genç Bir Don Juan'ın Maceraları" adlı kitabını yayınladığı ve çevirdiği için, Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun raporuna dayanılarak "müstehcenlik" suçundan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
Yargılama sonucunda mahkeme, "kitabın edebi eser olduğu ve suçun unsurları oluşmadığı" gerekçesiyle sanıkların beraatine hükmetmişti.
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi ise yerel mahkemenin kararını, oy birliğiyle bozmuştu.
Yargıtayın kararında, "Yargılamaya konu edilen kitapta, hiçbir olay örgüsüne yer verilmeden, sadece cinsel dürtüleri harekete geçirmeye yönelik, basit, sıradan ifadelerle ters lezbiyen, doğal olmayan ve hayvanlarla yapılan cinsel ilişkilerin, çocuklar kullanılmak suretiyle bayağı bir dil kullanılarak anlatılması, ifadelerin toplumun ar ve haya duygularını incitici, cinsel arzuları tahrik ve istismar edecek şekilde, aynı zamanda kişilerin dışkılamaları dahi tiksinti verecek şekilde ifade edilmek suretiyle hiçbir sanatsal ve edebi değer katılmadan kurgulanmıştır. Anneye, teyzeye, kardeşe, aynı cinse, hayvanlara yönelik sapkınlık düzeyine varan ifadeler içeren kitabın Fransızca'dan tercümesi ve yayınlanmasının, demokratik bir toplumda çoğulculuğun, hoşgörünün, açık fikirliliğin gereği olan ifade özgürlüğü kapsamında kalan eylemler olarak kabul edilmesi mümkün değildir" denilmişti.
Kararda, sanıkların eylemlerinin, 6 ile 10 yıl arasında hapis cezasını öngören TCK'nın 226/5. maddesindeki "müstehcenlik" suçunu oluşturduğunu kaydedilmişti. - İstanbul