Karaciğeriniz için kahve tüketin!
Prof. Dr. Vedat Göral
Kahve insanları sosyalleştirme, bağlarını güçlendirme adına keyifli bir içecektir. Bir fincan kahvenin vücudunuza 40 yıldan fazla da hatırı vardır. Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalarda, dozunda tüketildiğinde karaciğeri koruyucu bir içecek olduğunu gösteriyor.
Kahveyi düzenli içenlerde, kahve karaciğer yağlanması ve NASH denilen ileri karaciğer yağlanmasına iyi gelmekte, karaciğer hasarını önemli derecede azaltarak durdurabiliyor. Karaciğer sirozuna gidişini de önemli derecede azaltıyor. Kahvenin, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklerinden dolayı bu etkiler meydana geliyor. Kahvenin, yağlı karaciğeri olanlarda, iyileştirici rolü ve fibrozun yani siroza gidişe ilerlemesinde koruyucu bir göreve sahiptir.Kahvedeki kafeinin, karaciğerdeki enzimleri aktive ederek karaciğerde detoks etkisi yaptığı düşünülüyor. Ayrıca, kahvede bulunan polifenollerin, antioksidan özelliklerinin karaciğeri koruyucu etkilerine aracılık ettiği ileri sürülüyor.
Ayrıca, günde 3-4 fincan kahve içenlerde, karaciğer kanseri sıklığı da, az bulundu. Ancak kahvede şurup ve krema olmaması çok daha fayda sağlıyor. Genelde filtre veya hazır kahve öneriliyor. Espresso kahve, kalorisi yüksek olduğundan, yağlanmaya yol açabileceğinden, çok fazla önermiyoruz. Espresso kahvenin tadını yumuşatmak için, süt, karamel, çikolata ilavesi yapıldığından, kalorisi yüksek olabilir, bu nedenle dikkat etmek gerekiyor.
GÜNDE 4 FİNCANI GEÇMEYİN!
Hazır veya filtre kahve, karaciğerde bozuk yapının düzelmesinde, iyileşmesinde, karaciğer enzimlerinde düzelme ve hatta karaciğer sirozuna, karaciğere kanserine gidişi bile engelliyor. Kahvede klorojenik asit, kafestol, kahweol, kafein, polifenol ve melanoidin bulunmaktadır. Özellikle, kahweol, kafestol ve polifenoller, karaciğerin korunmasında rol oynamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü de, 1000'den fazla çalışmayı inceleyip, bu karara vardıktan sonra da, bunu önermiştir. Genelde önerilen, hem sağlık hem de lezzet açısından; taze çekim, hafif ve orta kavrulmuş kahveler, katkısız hazırlanmalı ve içilmelidir. Bunun yanı sıra türk kahvesi ise şekersiz içildiğinde, günde 4 fincanı geçmemek üzere, karaciğere çok faydalıdır.
Kahvenin bağırsaktaki mikrobiyotamız üzerine etki ederek, bağırsak-karaciğer ilişkisi ile karaciğerdeki yağ depolanmasını engellediğini, karaciğerden yağ salınımını arttırdığı düşünülmektedir. Kahve içerken şeker kullanmamalıyız, mümkünse sütsüz veya çok az süt katarak içmeliyiz. Eğer başka bir hastalık nedeni ile yasaklı değilse günde 2-3 fincan filtre kahve ideali ne daha azı ne de daha fazlası olmalı. Ayrıca reflü, mide gibi şikayetleri olanlar dikkatli tüketmelidir.
Yapılan bir çalışmada ise 1 bardak kahve yüzde 17,4 bardak kahve yüzde 71 oranında, karaciğer hastalıklarına bağlı ölümleri azalttığını görüyoruz. Bu da kahvenin, mevcut karaciğer hastalığının ilerlemesinin durdurulmasında, önemli avantaj sağladığını gösteriyor.