Değişim zamanı
Doç. Dr. Onur Başar Özbozkurt
Yaşantımızda çoğu zaman bir şeylerin değiştiğini görüyoruz. Çevremiz, düzenimiz, doğamız, alışkanlıklarımız her geçen gün değişiyor. Kimimiz bu değişikliklerin farkında olmazken kimimiz bu değişiklikleri fark edip kabulleniyor veya değişime direnç göstererek kabullenmek istemiyor…
Kabullenmesi zor bir gerçek olsa da değişimin, hayatımızın bir parçası olduğunu unutmamak gerekiyor. Önemli olan, böyle durumlarda konfor alanımızdan çıkarak değişimin varlığını kabul etmek ve ona göre adımlarımızı atmak… Çünkü değişimin temelinde kabullenmek var. Değişimi anlayıp kabul ettiğimizde çözülmesi güç görünen düğümleri çözmemiz kolaylaşıyor, bardağın dolu tarafını daha net görüyor ve değişen duruma daha kolay uyum sağlayabiliyoruz. Fakat değişen her ne ise kabullenmediğimizde, zihnimiz sonsuz olasılıklarla boğuşuyor, olumsuz senaryolar üretebiliyor ve yanlış kararlar alabilme ihtimalimiz maalesef artıyor...
Peki değişimi kabullenmek kolay mı? Çoğumuzun değişimden çekindiğini ve değişimi kolaylıkla kabullenemediğini varsayarsak eğer… Aslında çok da zor değil. Yeter ki değişime direnmeyelim…
Değerli okurlar,
Düşündünüz mü hiç neden değişime direndiğinizi?
Neden yeniliklerin hayatımıza iyi gelebilme olasılığını göz ardı edip bir şeylerin kötüye gidebilme ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanırız?
Özünde her değişiklik, içerisinde belirsizlik barındırıyor. Nedenleri iyi anlaşılamayan ve içeriği tam anlamıyla bilinmeyen değişiklikler, tedirginlik duygusunun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu noktada maalesef zihnimiz, değişim zamanlarında belirsizliğin beraberinde getirdiği soru işaretlerine yanıt aramak yerine sorulara odaklanarak değişimi kabullenmekte güçlük yaşayabiliyor ve değişen koşullara uyum göstermek yerine mevcut durumu korumaya çalışıyor. Yani değişime direnmeyi tercih ediyor… Halbuki değişimin sunduğu yeniliklerin farkına varmanın, tercihlerimizin gidişatına da yön verebileceğini unutmamak gerekiyor.
Her değişiklik, alışkanlıklarımızı da etkiliyor… Alışkanlıklarımız o kadar güçlü ki davranışlarımızı da çoğu zaman yönetiyor ve şekillendiriyor. Alışkanlıklarımızın bizlere güven duygusu sağladığını ve konfor hissi sunduğunu söylemek mümkün. Ancak değişim süreci, konfor alanımızın dışına çıkmamız için bizi zorluyor ve alışılagelmiş rutinlerimizden belki de bizleri uzaklaştırıyor. Bunun yerine alışkanlıklarımızla aramıza mesafe koyarak değişimi başarılı bir şekilde anlamak ve yönetmek gerekiyor.
Her değişiklik, mevcut durumun sonuna gelindiğini hatırlatıyor… İster olumlu ister olumsuz hayatımızdaki her değişim, bir şeyin sona erdiğini ifade ediyor ki zihnimiz sonları, "kaybetmek" olarak algılayabiliyor. Bu kaybetme duygusu, psikolojik olarak bizleri derinden etkileyebiliyor. Fakat, sonuna geldiğimiz her ne ise değişimin, yeni başlangıçların da kapısını aralamak için büyük bir fırsat olduğunu, birçok kazancı beraberinde getirdiğini ve benliğimizin keşfinde bizlere farklı bir bakış açısı kazandırdığını bilmek gerekiyor.
Unutmayın, zihniniz en iyi dostunuzdur… Bardağın su dolu tarafını görmesi ve değişimi kabullenmesi için zihninize izin verin. Değiştiremeyeceklerinizin yerine değişenlere odaklandığınızda, geçmişin aksine şimdiyi yaşamaya başlayabileceksiniz.