Haberler

Meclis’te Kaos: Devletin Bakanına Saygısızlık ve Demokrasiye Gölge

Okan Geçgel

Okan Geçgel

Gazeteci Yazar / TİGAD Genel Başkanı
20.11.2024 04:25

Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığı'nın bütçesinin görüşüldüğü toplantı, demokrasinin kalbi olan Meclis'te hiç yakışmayan görüntülere sahne oldu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, görevi gereği komisyon toplantısına katılmak üzere salona girdiğinde, CHP'li milletvekillerinin sert ve saygısızca müdahaleleriyle karşılaştı. Bu tavırlar, sadece bir bakana değil, aynı zamanda devletin tüm kurumlarına ve millet iradesine yapılmış bir saygısızlıktır.

Özellikle, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan bazı kayyum atanmış belediye başkanlarının yerine getirilen düzenlemelerin hazmedilememesi, CHP'li vekillerin Meclis'i adeta bir protesto alanına çevirmesine sebep olmuştur. Ancak burada unutulmaması gereken temel bir gerçek vardır: Türkiye Cumhuriyeti devleti, hukuk devleti ilkesi gereğince hareket etmektedir. Terörle iltisaklı olduğu iddia edilen belediye başkanlarının görevden alınması, yargı süreçleri ve devlet mekanizmasının işleyişi içinde bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Bunun hazmedilememesi, şahsi ya da siyasi hesapların, millet iradesinin temsil edildiği Meclis salonuna taşınması kabul edilemez bir durumdur.

Sınır Tanımayan Saygısızlık

Komisyon toplantısında sergilenen bu tavır, ne demokratik bir eleştiri hakkı ne de bir protesto olarak nitelendirilebilir. Bu, doğrudan devlete ve onun temsilcilerine karşı yapılmış bir saldırıdır. Üstelik bu saldırının odak noktasında, ülkemizin güvenliğini sağlamak adına gece gündüz çalışan bir İçişleri Bakanı bulunmaktadır. CHP'li vekillerin, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya karşı takındıkları bu tavır, Meclis'in ciddiyetini ve saygınlığını zedelemiştir.

Bu olaylar, sadece bir bakanı hedef almakla kalmamış, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin saygınlığına da zarar vermiştir. Meclis, milletin iradesinin tecelligâhıdır. Burada sergilenen saygısızlık, bir milletvekilinin siyasi görüşlerine olan hakkını kullanmasından öteye geçmiştir. Özellikle de, bakanın komisyon salonuna girmesinin engellenmeye çalışılması, tamamen antidemokratik bir tavırdır.

CHP'nin Tavrı ve Terörle Mücadeleye Duyulan Rahatsızlık

CHP'li vekillerin sergilediği bu tavrın altında yatan asıl nedenin, terörle mücadelede elde edilen başarılar karşısında duyulan rahatsızlık olduğu çok açıktır. Terör örgütleriyle bağlantısı tespit edilen belediye başkanlarının görevden alınması, halkın güvenliği ve kamu düzeni için alınmış zorunlu bir tedbirdir. Ancak bu durum, CHP tarafından sürekli olarak "demokrasiye müdahale" olarak lanse edilmekte, gerçekler çarpıtılmaktadır. Demokrasi, terör örgütlerine destek veren kişilerin arkasında durmayı değil, milletin huzur ve güvenliğini korumayı gerektirir.

Bakan Yerlikaya'ya karşı yapılan bu tutum, aslında devletin terörle mücadelesine ve bu mücadelede alınan kararlara bir tepki olarak da değerlendirilmelidir. Ancak burada unutulan bir nokta var: Devlet, milletin güvenliği söz konusu olduğunda hiçbir şekilde taviz vermez. Bu durum, CHP'nin, halkın güvenliğini sağlamak adına atılan adımları neden sürekli olarak eleştirdiği sorusunu da gündeme getirmektedir.

Sonuç Olarak

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sergilenen bu tür tutumlar, sadece devletin işleyişine zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda halkın siyasete ve kurumlara olan güvenini de sarsar. Eleştiri yapmak, farklı görüşlere sahip olmak, demokrasinin gerekliliklerindendir. Ancak eleştiri ile saygısızlık arasındaki çizgi aşıldığında, bunun adı demokrasi değil, kaostur.

CHP'li vekillerin, devlete ve onun temsilcilerine karşı takındıkları bu saygısız tavır, milletin vicdanında kabul görmemektedir. Meclis'te millet adına görev yapan her vekil, bu sorumluluğun bilincinde hareket etmek zorundadır. Unutulmamalıdır ki, Meclis'in saygınlığını korumak, sadece iktidar değil, muhalefet partilerinin de görevidir. Demokrasi, saygı ve adaba dayalı bir diyalog ortamında gelişir; kaos ve saygısızlıkla değil.

Bu olaylar, Meclis'in asli işlevlerini yerine getirme görevini aksatmaya yönelik girişimler olarak tarihe geçmiştir. CHP'nin bu tavrını gözden geçirerek, demokrasinin gerekliliklerine uygun bir tutum sergilemesi hem kendi siyasi itibarı hem de milletin huzuru için zorunludur. Saygı ve adabın olmadığı bir yerde demokrasi olmaz, kaos olur.

Kalın Sağlıcakla.

title