Durum ciddi: Konu su!
Okan Geçgel
Su fakiri olmasa da su stresi yaşayan ülkelerden biri Türkiye. Tarım ve Orman Bakanlığı da su kaynaklarındaki sorunların ortadan kaldırılması ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çok sayıda çalışmayı kurumları aracılığıyla aynı anda yürütüyor. Bakan Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Kasım ayında 81 ilin belediye başkanlarına Su Verimliliği Seferberliği Mektubu göndermiş; "Su stresi altındaki ülkemizde atılması gereken etkili adımlar konusunda, belediyelerimize de büyük görevler düşmektedir." demişti.
Bakan Kirişçi, mektupla ülkemizde %33,54 olan su kayıp oranının belediyeler tarafından %25 seviyesine çekilmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Ve, "Ülkemizin kaynaklarının korunmasına yönelik 'suda sıfır israf' ilkesiyle hayata geçireceğimiz çalışmalarımızda, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yanımızda olacağınızdan hiçbir kuşkumuz bulunmamaktadır" dedi.
Peki su kayıp oranı %33,54'ten %25'e düştüğünde ne olacak: Kazanılan su 10 milyon nüfuslu bir kentin tam 1 yıllık su ihtiyacını karşılayacak.
Belediyelerimiz su kaybının önüne nasıl geçebilir? Öncelikle mevcut su kaynaklarının korunması son derece önemli. Eskiyen şebekelerde yapılacak çalışmalar su kaybında belki de en büyük geri kazanımı sağlayacak. Öte yandan mevcut su kaynakları getirisi ve götürüsü yeniden göz önüne alınarak değerlendirilmeli; verimi düşük ya da yetersiz kaynaklar mümkünse devre dışı bırakılmalı. Özellikle Avrupa kentlerinde yerel yönetimlerin yoğunlukla kullandığı yağmur suyunu depolama ve kullanmaya yönelik çalışmalar yapılmalı. Peyzaj alanları ve yeşil alanlarda bu sular direkt kullanılabilirken Dünya'da birçok yerde arıtma yoluna da gidildiği bilinmekte. İnanıyorum ki belediyelerimizde su verimliliğini artırmak noktasında çok yaratıcı, sürdürülebilir ve ekonomik çözümler üretebilir.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "Suda Sıfır İsraf" diyerek başlattığı bu seferberliğe belediye başkanına, personeline, kent insanına, basına, bakanlığa… Kısacası bu ülkenin her bir bireyine görev ve sorumluluk düşmektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2014 yılında yayımladığı gerek İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği ve gerekse 4 Aralık Dünya Su Kayıpları Günü'nde başlattığı seferberlikle üzerine düşeni yapmaya başladı.
Durum ciddi: 2021 yılında ülkemiz genelinde içme ve kullanma suyu şebekelerine giren su miktarı yaklaşık 6,22 milyar metreküp iken 2,09 milyar metreküp su kaybedilmiştir. Bunun yanı sıra faturalandırmayan izinli tüketimlerin toplam su tüketimi içerisindeki oranı ise %38,67.
Bu ne demek: yıl boyunca temin ve dağıtım sistemleri, tüm Türkiye'de sadece %27,79 oranında faturalandırılabilmiş yani geri dönüş alabilmiş demek. Ekonomik açıdan oldukça vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Nitekim, yerel yönetimlerimizin en önemli gelir kalemlerinden biri su.
5-6 Aralık'ta Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Belediyeler Birliği işbirliğinde Belediye Su Kayıpları Etkinliği düzenlendi. Belediyelerimiz arasında tecrübe ve bilgi paylaşımının sağlanması maksadı ile düzenlenen etkinliğe Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin de katılım gösterdi. 28 belediyemiz Su Kardeşi oldular.
Bu süreçte belediyelerimiz arasında bilgi ve deneyim alışverişlerinin, işbirliklerinin çok daha hızlandırıcı ve etkili olacağı görüşündeyim. Kent & Başkan Dergisi olarak tam da bu noktada, bilgi alışverişi ve işbirlikleri noktasında üzerimize düşeni yapacağımızdan kuşkunuz olmasın. Çünkü su verimliliğini artırdığımız zaman tüm Türkiye kazanacak; ekolojik denge korunacak ve ekonomik kayıplar önlenecek.