Savaşta mıyız? Değil miyiz?

Hani bir aralar şu meşhur "Bir gece ansızın gelebiliriz" cümlesi vardı ya. Geldik mi yoksa? Halep'te bayrağımız dalgalandırıldı. Bugün de Azez'e takviye güç çıkarması yaptık.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kırmızıçizgiyi 30 kilometre öteye çekip; "30 kilometre derinlikte herhangi bir şekilde ülkemizi tehdit edecek herhangi bir silahlı terör örgütü varlığına müsaade etmeyeceğiz" diye açıklama yaptı.

Hangi kaynak ya da kanaldan izleseniz fark etmez sadece Halep değil birçok yerde Türk Bayrağımız kadrajda görünüyor.

Orada herhangi bir devlete karşı pozisyon almış değiliz dense de Suriye, İran, Rusya, İsrail ve Amerika orada. Takdir edersiniz ki mangal yakıp, piknik yapmaya Esad'la elibol oynamaya gitmediler oraya.

Tüm yaşanan savaşa, çatışmalara ve taraflara rağmen orada herhangi bir devlete karşı pozisyon almadan durabilmek mümkün mü?

Mümkün diyor Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten gelen açıklama, "Burada bulunan ülkelerle bir mutabakat sağlanmıştır ve bu mutabakat çerçevesinde beyanımız karşı tarafa bildirilmiştir diyor."

PKK/YPG'ye haddini bildireceğiz diye Suriye'nin iç savaşına bu denli girmek doğru mudur? Savaşa girdik mi girmedik mi?

Meclisin bilgilendirilmesi ve yanı başımızdaki bu ateşe ve savaşa dahil olduysak ya da olacaksak hükümetin meclisi toplayıp bilgilendirme yapması gerekmez miydi?

Kimi basın kuruluşları, Suriye'den yaptıkları yayınlarla savaşa girdiğimiz algısını yaratırken, bu algıyla beraber muzaffer olduğumuzu da söylüyor.

İnsanlar amiyane tabirle, Halep'e çöktük mü ya da aldık mı diye sorup Halep kalesine asılan Türk Bayrağımızı paylaşmaya başladı.

Tam da bu nokta da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önden partisinin reklamı kıvamında bir girizgâhla Atatürk'e atıfta bulunarak "vasiyet niteliğinde bir dış politika öğütleri bıraktı. Bunlardan en birincisi komşularla iyi geçin, onların iç işlerine karışma. Komşunun toprak bütünlüğüne saygılı ol, komşundaki devlet dışı unsurları muhattap alma." Diyerek iktidarı uyardı.

Kanaatimce, terör belasına on yıllardır her anlamda ağır bedeller veren bir ülke olarak, yapılan uyarının en önemli kısmı "devlet dışı unsurları muhatap alma" bölümüydü.

Diğer yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Suriye Devlet Başkan'ı Esad'a seslenerek: Esad'ın Türkiye ile ön şartsız görüşmesi ülkesinin çıkarınadır. YPG yok edilene kadar sahayı boşaltamayız. Demesi orda olduğumuzun savaşa girdiğimizin bir delili değil mi?