Kimin kime kumpası?
Muhammed Furkan Güneş
Geldiği günden başlayarak, devletin farklı kurum ve birimlerini habis bir ur gibi kaplayan yüzlerce çeteye dönük operasyonlarıyla gündemden düşmedi. Aksine çökertilen çetelerle, siyasetten, bürokrasiye mafyanın, hortumcunun, nicesini huzursuz etti uykularını kaçırdı.
Milletin cebine ve boğazına çöreklenen nice kirli eli belki de ilk kez kelepçeyle tanıştırdı. Elbette ki Süleyman Soylu değildi bu ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan başkası değil.
2007 yılında Şırnak'ta, 2010 yılında Ağrı'da, 2012 yılında Tekirdağ'da ve 2015 yılında Gaziantep'te Vali olarak görevlendirilen ve en son 2018 yılında İstanbul Valisi olarak görev aldıktan sonra İçişleri Bakanı olan Ali Yerlikaya, nicesinin tezgâhını dağıttı, oyununu bozdu.
Bakan Yerlikaya, kısa sürede adını tüm suç çetelerine ezberletti. 46'ncısını düzenlediği mahzen operasyonlarıyla, 82 ilin tamamında tekerine çomak sokmadığı çete ya da örgüt bırakmadı.
Gelgelelim Yerlikaya'nın Kaplanlar çetesine ve liderine dönük operasyonuna. Ayhan Bora Kaplan, yurt dışına kaçmaya çalışırken, 7 Eylül 2023'te gözaltına alınmış. Beş gün sonra da çıkarıldığı mahkeme kararıyla tutuklanmıştı.
Bu hamle, kimi çevrelerce, Yerlikaya'nın, Ayhan Bora Kaplan'la yakın olduğu iddia edilen eski Bakan Soylu'ya dönük, sert bir hamlesi olarak yorumlanınca, MHP Lideri Bahçeli, Soylu'yu savunmak zorunda kalmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, tutuklanan Ayhan Bora Kaplan ve beş örgüt yöneticisiyle ilgili kabul ettiği iddianamesinde suç listesi kabarık, yok yok neredeyse. 'Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kasten adam öldürme'', ''nitelikli kasten adam öldürme'', 'kasten yaralama'', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma'', ''nitelikli yağma'', ''eziyet', ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'', ''suç üstlenme'' ve ''suçluyu kayırma''
Tüm bu suçlar için 2'şer kez müebbet ve 169 yıl hapis cezası istendi.
Peki, ne oldu da bu soruşturma, emniyet teşkilatına ve hükümetin ortasına ve hatta cumhur ittifakının tam merkezine bomba gibi düştü.
İddialara göre soruşturma kapsamında gizli bir tanığın ki bu tanık, Kaplanlar örgütünün iki numaralı ismi olduğu iddia ediliyor, ifadeleri üzerine, suç örgütünün başı Ayhan Bora Kaplan'ı operasyonla gözaltına alan 3 emniyet müdürü ve yine aynı operasyonla ilgili bir diğer emniyet müdürü gözaltına alındı.
İddia o ki gizli tanığın ifadeleri, Ankara Emniyeti'nin, Ak Partiye kumpas kurduğu yönündeymiş. Suç örgütünün iki numaralı ismi, Kıbrıs'tan çağrılarak ifadesi alınmış, elektronik kelepçeyle ev hapsine alınsa da sıklıkla çıktığı dışarıda ayağından vurulacak şekilde saldırıya uğramış ve sonra da Avrupa'ya firar ettiği söyleniyor.
Şimdi gelinen noktada cevap bekleyen, aydınlatılması gereken çok soru var. 4 emniyet mensubunun gözaltına alınması ve bunların 4'ünün de Kaplan'ın gözaltına alınmasında bizzat rol alanlar olması ne anlama gelir?
Cumhurbaşkanı konuyla ilgili Beştepe'de yaptığı toplantıya neden doğrudan ilgili Bakan Ali Yerlikaya'yı çağırmadı?
Ortada bir kumpas olduğu kesin ama kumpasın sahibi kim o tartışılır.