Haberler

İBB’nin barınma hakkı ve evsizlikle mücadelesi

Adnan Ateş

Adnan Ateş

Gazeteci / Ekovizyon Dergi
23.07.2024 01:49

Barınma hakkı, insanların yaşamak için güvenli ve sağlıklı bir çevrede uygun konutlara erişim hakkı olarak tanımlanabilir. Bu hak, temel bir insani hak olarak kabul edilir ve birçok uluslararası belge ve ulusal yasal düzenlemelerde koruma altına alınmış bir hak. Her bireyin yaşam koşullarını iyileştirmeyi ve insan onurunu korumayı hedefleyen bir kavramdır barınma hakkı. Peki ülkelerin iç hukuklarında çeşitli düzenlemeler ile güvence altına alınan barınma hakkı nedir? Ulusal yasal düzenlemeler ile vaat edilen barınma hakkı nasıl olmalı?

Yurttaşların sahip oldukları barınma yerleri öncelikle uygun insani yaşama uygun şartları taşımalı. Yani uygun barınma koşullarına sahip olmalı. İnsanların sağlıklı, güvenli, erişilebilir ve uygun maliyetli konutlara erişimine sahip olmalıdırlar. Güvenli olmalı. Dış tehditlerden korunabilecekleri bir yer olmalı. Sağlık anlamında da koşulları yeterli olmalı. Konut maliyetleri de yani barınma yerleri yurttaşların gelir düzeyine uygun olmalı ve yoksulluk içerisinde yaşayan yurttaşlar bu haktan faydalanmalıdırlar. Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Gelin birde bu cümleleri barınma sorunu yaşayan insanlara soralım? Kurumlar kanun ile güvenceye alınmış bu hakkı pratikte ne kadar uyguluyorlar? Bahsettiğim şey; Çocuk Esirgeme Kurumu hizmeti, Dar'ül Aceze gibi yaşlılara barınma hizmeti veren yerler değildir. Yalnız yaşayan ve ekonomik koşulları bir ev bir oda dahi kiralamaya yetmeyen 'bireysel evsizler' içindir.

Şimdi gelelim en önemli soruya; Tüm bu haklara erişimi olmayan, yasal düzenlemeler ile güvence altına alınan 'Barınma Hakkı'ndan mahrum, bu hakka erişimi mümkün olmayan, geliri yetmeyen ve hiç bir zaman da yetmeyecek olan yurttaşlar ne yapmalı? Devlet ne yapmalı? Devletin tayin ettiği yerel yönetimler neler yapmalı? Sorunun muhatabı devletin hangi kurumudur? Yerel Yönetimler mi yoksa Merkezi Yönetim mi? Bu sorunun cevaplarını tartışabiliriz.

Ama ben bu yazıyı yazmadan önce bizzat kendim deneyimleyip yerinde izlemek için İstanbul Büyükşehir (İBB) Belediyesi'nin bir hizmeti olan 'Barınma Merkezi'ne bir evsiz gibi gidip kaydoldum. Evsizler ile birlikte toplamda 20 gün kaldım. Orada ki yetersizlikleri bizzat deneyimleyip notlarımı aldım. Bu notları icra edilen bu hizmeti kötülemek ve anti propaganda yapmak için almadım. Daha da iyi olması için dışardan ve tarafsız bir şekilde gözlemleyip katkı sunmak amacı ile yaptım. 20 gün az bir zaman değil. Umarım notlarım ilgililerin dikkatini çeker ve gerekli iyileştirmeler yapılır. Yerel yönetimlerin bu işi üstlenmeleri yeterli mi değil mi? Yazımı okuduktan sonra kararı siz verin.

24 Ağustos 2023 günü Büyük İstanbul Otogarında 'Cumhuriyet Camisi'nin altında hizmet veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı 'Geçici Barınma Merkezi'ne gittim. Yani yaklaşık 1 yıl önce. Burada kalmak istediğimi ve merkeze giriş yapabilip yapamadığımı sordum. Boş yerin olduğunu ve barınabileceğimi söyleyip kaydımı aldılar. Adres, meslek vs kişisel bilgileri bir forma yazıp imzamı atarak teslim ettim. Daha sonra güvenlik eşliğinde Otogarın girişin deki polis noktasına gitmek için yola çıktık.

Güvenlik personeli yolda herhangi bir aranmamın veya dosyamın olup olmadığını sordu. Hiç bir şeyim yok dedim. Neden sordun deyince de Polis noktasına gidip GBT yaptıracaklarını söyledi. Polis noktasına gittikten sonra kimliğimi Polis'e verdim. GBT (Genel Bilgi Toplama) sorgum yapıldı. Sonra güvenlik personeli ile birlikte tekrar tekrar Geçici Barınma Merkezi'ne geri gittik. Burada ki eksiklik ve olmaması gereken şey şuydu; Güvenlik personeli bakış ve davranışlarıyla criminal bir insan muamelesi yapıyordu ki criminal bile olsam davranışları öyle olmamalıydı. Aranmamın olup olmadığını sorması 'Bak polise gidiyoruz. Aranman varsa seni karakola götürecekler' demek istiyordu. Burada İBB'nin bu hizmeti yaparken ki eksiği şuydu: Gelen kişileri güvenlik soruşturmasından geçirmek kesinlikle olmalı. Ama Otellerde ki gibi 'Emniyet Genel Müdürlüğü Kimlik bildirim Sistemi'ni kullanabilirler. Şahsın aranması varsa zaten sisteme düştükten sonra yasal prosedür neyse işler. Tüm otellerin yararlandığı 'Emniyet Genel Müdürlüğü Kimlik bildirim Sistemi'ni İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) neden kullanmıyor? Barınma ihtiyacı olanları bir güvenlik eşliğinde polis noktasına götürüp sorgusunu yapmak kesinlikle güzel bir uygulama değildir. Yerinde soru yapmak varken? Bugün bir pansiyon, küçük bir otel ve bir Airbnb evi dahi bunu yapabiliyorsa İBB bunu neden yapmıyor?

Geçici Barınma Merkezi'ne geldikten sonra kurallar bana tek tek söylendi. Giriş-Çıkış saatleri vs. Birde ardından 'Geçmiş olsun' dediler. Ne yaşadım neyin geçmişi? Barınma ihtiyacım var ve suç işleyip gelmedim. Cezaevine yeni giriş yapan mahkumlara diğer mahkumların hitap ettiği şekilde hitap etmeleri moral ve motivasyonu düşüren hiçte hoş olmayan bir cümle. Kanaatimce gelenler bir misafir gibi karşılanmalı ve 'Evinize Hoşgeldiniz' denilmeli. Ama bunu kimse söylemedi. 'Geçmiş olsun' dediler. Tüm enerjiyi alan ve ben nereye geldim sorusunu kişiye sordurtan bir hitap şekli ile karşıladılar. Ben ne suç işledim de buraya geldim psikolojisini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ne oldu da geçmiş olsun? Farz edin ki otogara geldim otobüs bulamadım yarın sabaha kadar konaklamam lazım. İnsani münasebetlerde empati her zaman olmalı.

Sonra nevresim ve yastığı verdiler. Oysa web sitesinde gördüğüm resimler bir otel konforunu gösteriyordu. Yataklar o kadar düzenliydi ki askerde ki gibi mükemmel serilmiş nevresimler. Bozuk para atarsan bozuk para betonda oynar gibi yatakta oynamalıydı. Öyle bir şey yoktu. Yataklar temiz değildi. Dört kişinin kaldığı odada kaldım. Güzel insanlar ile tanıştım. Orada kalmayı hiç kimse hak etmiyor ve etmemeli. Ama herkesin hikayesi farklı idi. 15 gün veya en fazla 20 gün kalına biliniyordu. Kadınlar daha fazla hatta sanırım süresiz kalma hakkına sahiptiler. Bu konuda net bir bilgiye sahip değilim. Web sitesinde gördüğüm resimlerde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Geçici Barınma Merkezi'ne yapmış olduğu ve açılışın yapıldığı ziyarete ait resimler idi. Her yer tertemiz, düzenli ve mükemmel idi. Otelden öteye başka bir şeydi. Ama oraya gittikten sonra gördüklerim ile web sitesinde ki resimler arasında çok fark vardı. Hatta alakası bile yoktu.

Web sitesinde anlatıldığı gibi ne bir kuaför gördüm ne de psikolog. Kapısında 'Berber' ve 'Psikolog' yazılan odalar vardı ama hiç bir zaman açık ve hizmet verir bir şekilde görmedim. Psikoloğu zordum izinde dediler. Berberi sordum haftanın belirli günleri geliyor dediler. 20 gün boyunca ne berber gördüm nede psikolog. Her halde yıllık izinleri benim kaldığım döneme denk gelmişti (!).

Bazı güvenlik görevlileri maksatlarını aşacak şekilde filmlerde gördüğümüz 'Cezaevi Gardiyanları' gibi kötü davranıyorlardı. Emir kipi kullanarak ve çok sert konuşuyorlardı. Hiç nazik değillerdi. 01.09.2023 gecesi güvenlik çok sert davrandı. Neticede buraya gelen insanlar zaten sosyal sorunları olan insanlar. Kimisinin travması vardı. Suç işleyip gelmemişler, suç işlemiş olsalar bile bu şekilde davranmak hiç bir güvenlikçinin hakkı olamazdı. O gece orada kalanlara çok fazla 'Mobbing' uygulandı. O gece orada görevli olan güvenlik çok kaba davranıyordu.

Bir kaç gün sonra cezaevindeymişim hissi oluştu bende. Sırf barınıyorum diye burada kalma hissi çok zordu. Hakkını vermek gerekirse bazı güvenlikçilerde son derece nazik ve bir psikolog gibi konaklayanlara davranıyorlardı. Güler yüzlü, kibar ve oldukça fazla olgun kişiliklere sahiplerdi. Karşısındaki ile empati yapabiliyor, sorularını o şekilde soruyordu. 'Lütfen çantanızı masaya bırakır mısınız?' gibi ricalarda bulunuyorlardı. Gözlüklü erkek güvenlik bu yazıyı okuyorsa ona buradan teşekkür ediyorum. Görevini çok güzel yapıyordu.

Geçici Barınma Merkezi'nin fiziki şartları oldukça yetersiz idi. Sabah çıkıp gece dönenler olduğu gibi (ben öyle yapıyordum), oradan hiç çıkmayan insanlar vardı. Kafeterya, tenis masası, satranç gibi vakit öldüren aktiviteler olabilirdi? Ama tahminimce alan yetersizliğinden dolayı bu tür aktiviteler için yer ayrılmamış diye düşünüyorum.

Herkesin uyumak üzere olduğu bir vakitte sayımlar yapılıyordu. Neden bu vardı onu da anlamadım. Zaten her gelen ve çıkan girişte ki formaisim, tarih, saat yazıp imzasını atıyor ve içeri giriyordu yada çıkıyordu? Yani içerde ki kişi sayısı belli idi. Neden bu militarist ve cezaevi uygulaması vardı onu da anlamadım. Sanırım toplum olarak yetki verildiği zaman sivil bir alan bile olsa militarist davranmak gibi bir alışkanlığımız olduğundandır. Geçici Barınma Merkezi sivil bir alana hiç benzemiyordu. Oldukça sıkıcı idi. Sürekli gözlem altında ve sürekli izlenme hissine maruz kalmak hiç güzel değildi. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediye'sinin ilgili yetkilileri düzenleme ve revizeye gidebilirler.

Geçici Barınma Merkezi'nin lokasyonu olarak 'Otogar'ın seçilmesi gelen giden yolda kalan yolcular için düşünülmüş olması güzel bir fikir ama otobüslerin korna sesleri ve otogar gürültüsünü hesaba kattığımızda deliksiz bir uykudan bahsetmek kesinlikle mümkün değildi.

3 öğün (sabah, öğlen ve akşam) soğuk sandviç ve meyve suyu veriliyordu. Yemekhane olarak kullanılan alan sıcak yemeklerin verilmesi için dizayn edilmişti ama kaldığım süre zarfında hiç sıcak ve sulu yemek görmedim. Gıdaya erişimi olmayan insanlar vardı. 3 öğün soğuk sandviç yemek o kadar kolay bir şey değil. Günde en az 1 öğün sıcak yemek verilmeli fikrine katılmıyorum. Günde 2 öğün sıcak yemek verilmeli. Sabah kahvaltısı için 3-5 zeytin, 1 yumurta veya bir reçel ile birlikte 1 bardak sıcak çay! Bunlar olmalıydı.

O zamanlar iyi bir sosyal proje olan 'Kent Lokantaları' faaliyette miydi değil miydi bilmiyorum amaoraya Kent Lokantalarının mutfağından 100 kişiye sıcak yemek getirmek o kadar zor bir şey olmamalı. Şimdi ki durum nedir bilmiyorum ama ben kaldığım süre zarfında sıcak yemeğin servis edildiğini hiç görmedim. Mutfağın fiziki şartlarından çalışanlar istifade ediyordu (sıcak çak gibi). Barınanlar koridorda ki sebilden sadece sıcak su alabiliyorlardı. Kahvesi ve çayı (sallama) olanlar sıcak bir şeyler içebiliyordu. Merkez çay falan vermiyordu. Ben kahve için sebilden sıcak su alıyordum.

Amacım bu güzel hizmeti politik bir bakış ile eleştirmek ve kötülemek asla değildir. Soğuğu, karı ve kışı var. Kesinlikle sıcak bir yatak ve güvenli bir alan evsizler için mükemmel bir çözüm. Hizmet noktalarının yaygınlaşması, otel konforu olmazsa da pansiyon hizmetine yakın bir hizmet olmalı. Merkez cezaevi havası veriyordu. Merkezde banyo hizmeti de vardı. Teknik arızalar zamanında çözülmüyor. 3 gün sıcak su akmadığına da şahit oldum. Çamaşırhanesi de vardı. Çamaşırhanede ki görevli hanımefendi çok nazik ve yardım ediyordu. Ama yetersiz deterjan kullanıldığı için elbiseler temiz yıkanmıyordu.

03.09.2024 günü sabah 07:50'de güvenlik ve çalışanlar arasında kavga yaşandı. Bir tür güç savaşı kavgası. Otokontrolü olmayan ve çalışma arkadaşları ile uyum içerisinde olmayan çalışan ve güvenlikçilerin öyle hassas bir yerde görevlendirilmeleri bence yanlış bir şey. Ve orada cezaevi havası verildiği için sanırım uzun süreli çalışma koşulları çalışanlarında psikolojisini bozuyordu. Güvenlikçiler sık sık değişiyordu ama çalışanlar hep aynı idi.

Buranın adı 'Geçici Barınma Merkezi'. İsim olarak değişikliğe gidilebilir. 'Geçici Konukevi' olabilirdi?

Günümüz Türkiye'sin de barınma sorunu yaşayan çok fazla insan var. Yerel yönetimlerin tek başlarına bunun üstesinden gelmeleri mümkün değil. Merkezi hükümetin bu soruna geçici de olsa çözüm bulmaları lazım. Kışın soğuk zamanlarında sanırım Kasım-Mart arası valilik kontrolünde otellere insanlar geçici olarak yerleştiriliyor. Bunu orada kalanlardan duymuştum. Polisi arıyorsun onlarda gelip seni o ilçe de Valiliğin tahsis ettiği otellere gönderiyorlarmış. Ama tecrübe etmedim.

Kanaatimce ilçe belediyeleri de bu hizmeti yaparlarsa İstanbul gibi bir metropolde gerçekten de barınma sorunu yaşayanlar için harika olur. Ama 20 gün ile sınırlandırmak oldukça az. En azından kışın soğuk ayları yani bir mevsim müddetince olması çok güzel olurdu.

Merkezden çıkışımı yaptıktan 1 ay sonra İBB'ye bağlı İstihdam Ofisi' tarafından arandım. Size uygun iş bulabiliriz dediler. Teşekkür ettim kendilerine. Bu koordinasyon harika bir şeydi. Bilgilerin istihdam ofisi ile paylaşılması ve onlarında arayıp iş istihdam konusunda yardımcı olmaları güzel bir şeydi.

Adnan Ateş

title