Haberler

2023'te bireylerin ve kurumların yeni gücü: Psikolojik dayanıklılık

Dr. Ela Arı

Dr. Ela Arı

Resilience Akademi Kurucu - Klinik ve Örgüt Psk. / İstanbul Medipol Üniversitesi
28.12.2022 04:35

Psikolojik dayanıklılık stres, travma ve sıkıntılar gibi zorlu yaşam şartları karşısında esnek olabilme, uyum sağlama ve bunların üstesinden gelebilmek için bireyin elinden gelenin en iyisini yapması olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, stresi "21. yüzyılın sağlık salgını" olarak nitelendirmektedir. Günümüz çalışanların dörtte birinden fazlası, işten dolayı sık sık stres yaşadıklarını söylemiştir. Fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan olumsuz bireysel sonuçları olan stresin bir üyesi olduğumuz topluma ve kurumlara da etkileri var.

Stresin ve zorlayıcı yaşam olaylarının her zaman hayatımızda var olduğunu ve olacağını kabul ettiğimize göre psikolojik dayanıklılığı artırmak, bireysel güçlenme ve iyi oluşu tüm hayata yaymak ve kişilerin psikolojik iyi oluş süreçlerini tüm alanlarda desteklemenin önemini artık kurumlar da fark etmekte ve koruyucu/ güçlendirici programlara yönelmektedir.

Psikolojik dayanıklılık olumsuz durum ve duygulardan kaçınmak ya da engellemek, geçiştirmek, unutmak veya tüm dertlerimizden kurtulmak amacıyla hedeflenen mükemmelliğe doğru yeni bir strateji değildir. Tam tersi insanın yolculuğu boyunca yorulduğunu, incindiğini ya da reddedildiğini fark etmesi, hatta yıkılması ve düşmesini kabul etmesi sürecidir.

Başarısızlığın yolun sonu olmadığının tam tersine yeniden ayağa kalkmak ve hayata sarılmak için bir durum olarak gören bir anlayıştır. Psikolojik dayanıklılık ve esneklik ile yaşam zorluklarını karşılama, sonucunda güçlenip gelişme ve yenilenme becerilerinin hayata katılması artık zorunludur; çünkü hepimizin hayatla bir mücadelesi var ve bu yolda dayanıklı olmaya ve kalmaya mecburuz.

Çalışanları Neler Zorluyor?

Çalışanları dışsal faktörler; para, zaman, beceri, bireysel çatışmaları yönetememek veya zorlayıcı duygu ve düşünceler, motivasyon kaybı, stres, öfke, umutsuzluk, kaygı, güvende hissedememe gibi içsel faktörler zorluyor.

Psikoloji bilimi temelinde koruyucu sağlığın önemi son yıllarda uygulamaların hayata katılması, farkındalık çalışmaları, psiko-eğitim programları ile daha çok anlaşılmaktadır. Araştırmalara göre psikolojik dayanıklılık psikolojik belirtileri azaltıyor, strese dayanıklılığı arttırıyor, yaşam doyumunu arttırıyor. Dayanıklılığın bileşenleri incelendiğinde duygu düzenleme, bilişsel beceriler, azim, büyüme ve sosyal destek alanları karşımıza çıkmaktadır. Bu alanların her biri geliştirilebilir beceriler ile desteklenmektedir. Dayanıklılık alanında yapılan kurumsal programlar ile çalışanlara bireysel destek sağlamanın yanı sıra kurumsal hatta toplumsal düzeyde katkı sunmaktadır.

Psikolojik Dayanıklılık Nasıl Artar?

Psikolojik dayanıklılık bireyleri hayatta karşılaştığımız zorluklar karşısında daha güçlü başa çıkma becerileri ile donatırken diğer yandan hayatı tüm yönleri ile deneyimlemeyi sağlayan psikolojik bir beceridir. Öncelikli olarak bireysel farkındalık çalışması ile kendini tanıyan ve farkındalık alanını genişleten bireyler kendine ve diğerlerine daha fayda sağlayan, hayata daha doyum alan bir perspektiften bakabilmektedir.

Psikolojik dayanıklılık eğitimleri kendini tanıma ve anlama, ilişkilerin düzenlenmesi, zor insanlarla baş edebilme, zorlanmalar karşısında tükenmişlik ve aşırı yüklerden korunma, baskı altında sakin kalabilme, iletişim becerilerini artırma ve yeni mücadelelere girişme konularında çalışanlara destek olmaktadır. Çalışanlara sunulan bu eğitimler dayanaklılık ve iyi oluş halinin yanı sıra araştırmaların etkililiğini ortaya koyduğu "çalışma hayatındaki başarı, verim ve büyümeye" yeni nesil kavramlarla yaklaşmaya hizmet etmesi aranan özelliklerdendir.

Birey çevresinden etkilenen ve etkileyen bir varlıktır. Dolayısıyla, bireysel dayanıklılık iş ve sosyal alanlara katkıda bulunmakta, toplumsal ekonomi ve mental sağlığa olumlu etki etmektedir. Çalışanların psikolojik sağlık ve tükenmişliği kurumsal performansı da yüksek düzeyde etkilemektedir. Duygusal zindeliği ve dayanıklılığı güçlendirmek için fiziksel, finansal, sosyal ve duygusal sağlık gibi farklı alanları kapsayan bütüncül ve esnek yaklaşımlar bireysel güçlenme ve iyi oluş süreçlerine katkıda bulunmaktır. Esneklik becerileri bireyleri kendi hayatlarında daha güçlü başa çıkma becerileri ile donatırken hayattan keyif almayı da artırmaktadır. Bireysel iyi oluş bireyin varlık gösterdiği her alanda daha verimli ve etkin olmasını sağlamaktadır.

title