Haberler

Beş yıldır süren özlem sona erdi: Nazan Öncel yeni albümü Kara Plak'ın Lansmanı'yla Alan Kadıköy'deydi

Zeynep Özcan

Zeynep Özcan

Yazar ve Editör
16.02.2024 01:25

Eşsiz varlığı, güçlü kelimeleri ve benzersiz sesiyle kalbimize derinden dokunan; ülkemizin kıymetli sanatçısı Nazan Öncel'in yeni albümü Kara Plak (Geceye Bir Şarkı), beş yıl aradan sonra hayranları ve müzikseverlerle buluştu. Eminim sizler de benim gibi çoktan dinlediniz. Hatta farkında bile olmadan, tekrar tuşunu eskittiniz ve ezberlediniz.

Kara Plak derinliği ölçülemeyen, içine girince ısındığımız, bedenimizin yarısı dışarıda kalsa zorluklarla bir başımıza mücadele etmek zorunda kalacağımız için üşüyeceğimiz, engin bir okyanus sanki… Boğulmaktan korkmamıza hiç lüzum yok. Nazan Hanım'ın kulağımızdan ruhumuza yayılan büyülü sesi, âdeta bir can simidi… Kaybolmaktan endişelenmemiz yersiz. Ne de olsa her bir söz, her bir cümle yol göstericimiz…

Yeni albümünde de hayatın gerçeklerini ve insani hâlleri kendine has tarzıyla cesurca haykıran Usta Sanatçı Nazan Öncel, sessizlerin sesi oluyor. Haksızlığa uğrayanları, kırık gönülleri, yorgun zihinleri, bezmiş insanlığı; benzersiz ruhuyla, sözleriyle, kalbiyle sarıp sarmalayıp yatıştırıyor. Şarkılarıyla rehberlik ediyor. Kara Plak'ı ilk günden beri hevesle dinlerken "Keşke" demiştim içimden. "Keşke Nazan Hanım gelecek konserinde yeni albümünden de şarkılar söylese…"

Bir kuş muydu dileğimi uçuran, yoksa ülkemizin biricik sanatçısı da benzer hisle yeni albümünü bizlerle kutlamak mı istemişti, bilemiyorum. Belki de Yarınsız Yarın romanında geçirdiği cümleleri, içimizde taşıdığımızı ve umuda ekmek gibi su gibi ihtiyaç duyduğumuzu hissetmişti.

Bir pasajda "…umudun bittiği yerde acının başladığını bilerek..." diyor ve devam ediyordu. Sonraki sayfalarda "…İnsan insanın acısını alır…" cümlesiyle sırtımızı sıvazlıyordu.

Hayatın ve insanlık ilişkilerinin gittikçe acımasızlaştığı bu zor günlerde bir umuda tutunmaya, ayağa kalkmaya ihtiyacımız vardı. Şarkılarıyla, romanıyla, nice eseriyle Nazan Öncel'in hislerimizi bilişine, ayrımsayışına şaşırmamak gerek. Değil mi ki âşık olduğumuzda, isyan etmek istediğimizde şarkılarıyla imdadımıza yetişiyor ve uzun yol arkadaşımız oluveriyor. Pekâlâ kalpten kalbe giden yolda sesimizi duyabilir, ellerimizi tutabilirdi. Lansman duyurusunu görüp bilet aldığımda, aklımdan bu düşünceler geçiyordu. Birkaç gün sonra Nazan Hanım'ın menajeri sevgili Gürdal Öner Bey'den lansman daveti geldi.

Konser başladığında Alan Kadıköy'ün etkileyici atmosferinde yüreklerimiz heyecanla çarpıyordu. Müziğimizin Duayeni sahneye adım attığı andan itibaren alkış sesleri dinmedi.Nazan Hanım'ın "Şarkıların gücünü gördünüz mü? Neler yapıyorlar? Hepimizi bir araya getirdiler. Yaşasın Şarkılar! Hoş geldiniz…" sözleriyle içtenlikle selamlaştık. Bu derin ve anlamlı karşılama, şahane geçecek gecenin habercisiydi.

Kıymetlimiz Nazan Hanım'ın sesi aynamız oldu, kendimizi gördük… Duygudan duyguya geçerken ne çok hisle yüzleştik… Ağladık, güldük, dertleştik…

Kara Plak'la "Geceye bir şarkı" bıraktık ve âdeta elimize suyla dolu bir sürahi alıp "Gidene bir şarkı" söyleyip uğurladık.

Esme' yle tatlı bir meltem olup yanağımızı okşayabilecekken, fırtınaya dönüşüp yolumuzu kesenlere, şaşırtanlara "Esme…" dedik. Aman… "Öyle deli deli esme…"

Gurur Çıkmazı'nın hikâyesini ilk okuduğumda pek duygulanmıştım. Kelimelerin efendisi iki dost, buluşmak üzere sözleşiyorlar. Sezen Aksu'dan gelen konumun varış noktasında Gurur Çıkmazı yazıyor. Nazan Hanım'ın kalbinde hazır olda bekleyen ilham perileri ortaya çıkıyor. Böylece güzide İstanbul'un alelade sokaklarından biri daha ölümsüzleşiveriyor. Hatırlarsınız, Şair Leylâ Sokak da onlardan biriydi… Önce şarkının doğum hikâyesine ardından doğuşuna tanıklık ettik. Tarifsiz bir histi. Klibi de ilk kez hep birlikte lansman gecesinde seyredecek kadar şanslıydık. Ne de olsa, yalnızlıktan gelip soluklanmak isteyenlerdik… Nazan Öncel durağında nefeslenip, Gurur Çıkmazı'na şöyle bir bakıverdik.

Çocukla çocuk olmak, karınca ezmekten korkmak, insan olmak ne güzeldi. "Bir gün bir masal duydum / Karınca ezmez oldum / Anne Ben İnsan Oldum" sözlerinde buluştuk. İnsanlığımızdan sarsıldık, yeniden anımsadık…

Coğrafyanın kadın kaderini daha iyi anlatabilen var mıdır bilemem… Katledilen kadınlarımız için hep bir ağızdan gözyaşlarıyla haykırarak "Benim adım kadındır/ Benim adım insandır/Yaşamak hakkımdır" dedik. Bununla da yetinmedik. Hayata sanatla kafa tutmaktan çekinmeyen Sokak Kızı'nın peşine takıldık. Nasıl güzel söyledi…

"Oku biraz oku / Einstein'dan Edison'a Arşimet'ten Tesla'ya, Mevlana'ya / İlim bilim irfan öğren (…) Hesabını vermeden / Kurtuluş yok sana."

Gönlümüzde bir sızıydı duyduğumuz… Ne yazık ki hep acı hep kara bu coğrafyanın kadın kaderi…

Geceye pek çok ünlü isim katıldı. Türk Müziğinin değerli sanatçıları Nükhet Duru ve Nazan Öncel'in hakiki ve yürekten arkadaşlığına şahitlik ettik; havada öpücükler uçuşurken bir sahneye bir koltuklara kondu… Dilek İmamoğlu da lansmana katılanlar arasındaydı, zarafetiyle konukları selamladı.

Hay Hay, Beni Hatırla, Erkeklerde Yanar, Bir Hadise Var, Sokak Kızı, Gidelim Buralarda n… Sesimiz kısılana dek hep sevgiyle, çoğunlukla eğlenerek, bazen kırgınlıkla bazen de kızgınlıkla söyleyiverdik… Şarkı sözlerini değiştirdiğimiz de oldu. Hak etmeyenlere "Gitme, kal bu şehirde" demek olmazdı, "Gelme, gelme… Gelme kal o şehirde" derken hüzün, yerini sevince bıraktı.

Gece nihayete ererken bir rüyadan çıkıp diğerine doğru yol aldık. Kulisten çıktığımda aklımda, anlamlı bakışlarından kalbi okunan bir çift göz; kuş olup omzuma sevgiyle konan sözcükler kaldı. "Anladım ben seni…" dedi Nazan Hanım, "…Anladım ben seni."

Ruhunun izlerini taşıyan şarkılarla süren uzun yol arkadaşlığımızda, ilk karşılaşmamızda bakışlarla anlaşabilmek olağanüstüydü. O şarkılar ki her birinin yaşamımda derin hatırası var. Ne çok ağlamışlığım ne çok eğlenmişliğim ne çok sığınmışlığım var…

Hep söylüyorum, söz konusu Nazan Öncel konseriyse hayat gibi geçer. Güler, ağlar, eğlenir, neşelenir, isyan eder, dertlenir; ayağa kalkabilme gücünü büyüleyici şarkılarda bulur devam edersiniz. Bizim için de öyleydi. 9 Şubat'ta Alan Kadıköy'de Kara Plak (Geceye Bir Şarkı) Albüm Lansmanı'nda Nazan Öncel rüzgârı sevgiyle esti…

Yazar ve Fotoğraf Sanatçısı candan arkadaşım Yeşim Mutlu, Martı Dergisi Yazarı ve Tarihteyiz Podcast içerikleriyle merak uyandıran genç arkadaşım sevgili Büşra Durmuş ve Novelius Edebiyat'ın kurucusu, İçimdeki Yangın romanının yazarı, sınıf arkadaşım değerli Mehmet Bahçeci'yle harikulade anları, duyguları paylaşmak muhteşemdi…

Nazik ve içten daveti, misafirperverliği için kıymetli Gürdal Bey'e çok teşekkür ederim. Unutulmaz bir geceydi.

Türk Müziğinin biriciği Nazan Hanım iyi ki güzel ruhuyla o şahane şarkıları yazmış, söylemiş. İyi ki biz kadınların sesi olmuş. İyi ki sanata tutunmuş, eserleriyle, romanıyla, şarkılarıyla zorlu hayat yolculuğumuzda rehberlik etmiş ve ediyor... Aynı çağda yaşamak ne büyük bir şans…

Hayatımıza kattıklarınız için şükranla doluyum. Siz, eserleriniz ve son albümünüz Kara Plak (Geceye Bir Şarkı), bizlere tarifsiz güzellikte bir armağansınız…

Ne desem eksik, ne desem az…

İyi ki varsınız Nazan Öncel…

title