Dümenci değişir, ya dümen?

CHP'li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yeğenini Belediye şirketine başkan olarak atayınca, sosyal medyadan gırla tepki geldi. Kimi "Al birini vur ötekine" dedi, kimi de "Yok birbirlerinden farkları" dedi.

Sahne aynı, dekor aynı, senaryo aynı, bir tek oyuncu ve performansları değişiyor. O zaman ne demeye beş yılda bir seçime gidip, seçtiğimiz yanılgısı için tonla para harcayıp, bütün memleket gerim gerim geriliyoruz.

Çalandan alıp koltuğu, bir diğer çalana vermek için mi? Bunun için seçime gitmek, sandık başında elinde zarfla durmanın gururuna ve o zarfla bir şeyleri değiştirebileceğimizin umuduna hiç gerek yok.

Siz aranızda anlaşın da hem bizi hem de memleketi yormayın. Sırayla geçin koltuklara, sırayla çalın, çırpın, kayırın yakınlarınızı.

Başkan Bozbey, hatırlarsanız seçim öncesi "Yerel Yönetim Şeffaflık Taahhütnamesi" diye bir belgeye imza atmıştı. Bunu seçim çalışmalarında bayrak gibi sallayıp söz vermişti. Şeffaf, dürüst, hesap verebilir, katılımcı ve kapsayıcı bir yönetim anlayışı ile çalışacaklarının sözünü.

E ne oldu şimdi? Başkan, sözünün bir kısmını tuttu diyebilirsiniz.

Başkan yeğenini belediye şirketine başkan olarak atadı ve bunu en şeffaf biçimde dürüstçe de ilan etti. Yalan yok bu kısmı doğru. Hatta yeğenini başkan olarak atamasına tepki gösterip eleştirenlere verdiği cevapla; hesap da verdi denilebilir. Sözün "katılımcı ve kapsayıcı yönetim anlayışı" kısmına gelirsek. Katılımı bir tek yakınlarına sunması ve de kapsamı yakın ve tanıdıklarından ibaret dar bir çevreyle sınırlamasını anlamak ve kabul etmek Polyanna'nın iyimserliğine bile sığmaz.

Gelgelelim Başkan'ın eleştiriler karşısındaki "özrü kabahatinden büyük" kıvamında açıklamalarına: Neymiş? "Güvendiğimiz insanlar olması lazım"mış. ""Soyisminin Bozbey olması, bu gençlerin orada değerlendirilmesinin önüne geçmemeli"ymiş. "Bunun tartışılmaya açılmasını, gündem olmasını maksatlı buluyorum. İnsan üzülüyor. Bu gençler hiç mi çalışmayacak?"mış.

Maksatlı elbette kimse de maksadını gizlemiyor. Maksada gelince; kimse halkın oyları ve teveccühüyle oturduğu o koltukları eşe, dosta, akrabaya ranta çevirmesin diye. Eşi dostu hortum niyetine kullanmaya cüret etmesin diye.

Elbette güvendiğiniz insanlarla çalışacaksınız, kimsenin buna itirazı yok, olamaz da ama güvendiklerinizi sadece akrabalarınızla sınırlı tutmanızadır itiraz. Elbette gençlere fırsat verilmeli, alan açılmalı, çalışma ve üretme şansı verilmeli. Mesele o değil mesele yeğeninizden başlamış olmanız.

Yönettiğiniz ve temsil ettiğinizi söylediğiniz millet de çok üzüldü ve üzülüyor. Onları temsilen az da siz üzülmüşsünüz çok mu? Yazılı sınavda birinci gelip mülakatta elenenlerin acısı ve üzüntüsüne sayın.

Neyse ki Başkan Bozbey hatasından dönüp "Bu sadece düşündüğümüz bir şeydi. Hayata geçirmedik, böyle bir atama olmayacak. Yeğenim kendi isteğiyle bu görevden affını istedi." Deyip geri adım attı. Yeğeni de sosyal medya hesabında adının altına eklediği "BURKENT Yönetim Kurulu Başkanı" unvanını eskitemeden jelatiniyle birlikte yerine iade etti.,

Yani eleştirilerin maksadı hasıl oldu, vesselam.