1 Mayıs ve Taksim Kapışması
Muhammed Furkan Güneş
1 Mayıs Bayramı, Emek Bayramı, İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü. Farklı isimlerle anılsa da dünyanın birçok yerinde hala haklarına erişememiş işçilerin, emekçilerin sesini duyurmak buradayız demek için tek fırsatı.
Tarihçesine baktığımızda; temeli 1856 yılına kadar uzar. O yıl inşaat işçileri Avustralya'nın Melbourne şehrinde çalışma saatlerinin azaltılması, 8 saate düşürülmesi talebiyle grev yaparak işi bırakır ve 21 Nisan'da Melbourne Üniversitesinden Parlamentoya kadar yürürler.
Bundan 28 yıl sonra 1884 yılında aynı taleple Amerika'da da işçiler de sokağa iner meydanlarda toplanır.
Ve 1886 yılına gelindiğinde bu eylem dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilmeye başlanır ve işçilerin eylemi küresel bir ölçeğe bürünmeye başlar.
İşçiler, günde 12 saat çalışmak istemediklerini, bu sürenin en fazla sekiz saatle sınırlandırılmasını ister ve bunun için her yıl iş durdurup, meydanlara iner, seslerini yükseltmeye başlarlar.
Ve nihayet 1889 yılında Milletlerarası İşçi Kardeşliği Paris'te aldığı kararla, yılda bir günün işçi dayanışması için, işçi bayramı olarak kutlanmasına karar verir. Amerika'daki sendikacılar bu günü 1 Mayıs olarak benimser.
1911 yılının Osmanlı'sında Selanik'te toplanan, liman, inşaat, tütün pamuk işçileri 1 Mayıs'ı kutlasa da Osmanlı döneminin ardından Cumhuriyet döneminde, 1922 yılında, dönemin Sovyetleriyle geliştirilen ilişkiler çerçevesinde, İşçi Bayramı Ankara'da kutlanır ama resmi olarak İşçi Bayramının kutlanması ise 1923 yılında gerçekleşir.
Ve her yıl 1 Mayısta, olduğu gibi bu yıl da tartışması yapılan ve kutlama için talep edilen Taksim Meydanında 1977 yılının 1 Mayıs'ında toplanan işçilerin üzerine ateş açılınca, işçilerden 37 kişi katledilerek yüzlercesi de yaralanır.
Bu olay 12 Eylül askeri darbesi için sayılan gerekçeler arasında yerini aldıktan sonra 1 Mayıs işçi Bayramı Darbe Yönetimi tarafından, kutlanması yasaklanan ama kutlanmaktan vazgeçilmeyen illegal bir bayram olur.
2009 yılına gelindiğinde askeri cuntanın yasakladığı 1 Mayıs İşçi Bayramı tekrar resmi bayram olarak ilan edilip, Emek ve Dayanışma Günü adıyla yeniden kutlanmaya başlanır.
Ama Taksim çekişmesi her yıl 1 Mayısta yeniden gündeme gelerek sağ iktidar ve sol muhalefet arasında tekrarlanır. Tıpkı bu gün yapıldığı gibi.
CHP Taksim çağrısı yaparken, İçişleri Bakanı Taksim meydanına çıkan yolları bariyerlerle kapatıp İstanbul Valiliği de bugüne özel toplu ulaşımı kısıtlama yoluna başvurdu.
Cumhurbaşkanı "Taksim mitin alanı değil" dese de CHP Başkanı Özel, "Bu yasak kararı anayasaya uymamaktır" gerekçesiyle yanına DİSK'i de alarak Taksim'e yürümekte kararlı.
Bugün belki de çiçeği burnunda CHP Başkanı Özel'in meydanlarda vereceği ilk sınavı olacak. Ve umuyorum ki polis, bariyer ve toma araçlarıyla meydanı kapatan güvenlik güçleri ve işçiler sağduyulu bir bayram kutlamasının yapılmasına çalışır.
Diğer taraftan şunu da dillendirmeden geçmek olmaz ki İşçileri hatırlamak, haklarını savunmak, yanlarında, emeklerinin hakkını vermek için kurusıkı kutlama mesajları yetmez. Her krizde maliyetleri düşürüp, karını arttırmanın yolu olarak, ilk akla gelenin işçileri kapı dışarı etmek ya da haklarını gasp etmek olmamalı.
Hükümetin kayıt dışı çalıştırılan ya da kayıtlı sömürülen işçilerin hakları için, daha iyi yasal düzenlemeler yapması ve yapılan düzenlemeleri daha sıkı bir denetlemeye tabi tutması gerekir. İktidar, başta kendi, resmi kurumlarındaki işçilerin çalışma olanaklarını iyileştirmeleri ve denetimi altındaki özel kurumlardaki işçilerin hakları için mücadelelerini daha yüksek ve daha ciddi ölçekte yerine getirmelidir.
1 Mayıs'ı gerilimsiz bir bayram tadında kutlamak bu kadar zor olmamalı.