Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin adamı olarak bilinen ve Tanrı olarak tapılan Amenhotep III'ün yüzü, gelişmiş teknoloji kullanılarak ortaya çıakrıldı
Dünyanın en zengin adamı olarak bilinen ve Mısırlılar tarafından Tanrı olarak tapılan Amenhotep III'ün yüzü, gelişmiş teknoloji kullanılarak yeniden yapılandırıldı. Arkeologlar, kısa boylu, şişman ve kellik sorunu olan Amenhotep'in büyük bir serveti hükümdarlık döneminde elde ettiğini belirtiyor. Mumyasının kafatasından alınan verilerle çok uluslu bir ekip, Amenhotep III'ün gerçek yüzünü ortaya çıkardı.
Tutankhamun'un dedesi olan Amenhotep III, Mısırlılar için yaşayan bir Tanrı olarak görülüyordu. Ancak yeni görüntüler, onun kısa boylu, şişman ve kellik sorunu olan bir adam olduğunu gösteriyor. Arkeologlar, Amenhotep'in büyük bir serveti hükümdarlık döneminde elde ettiğini belirtiyor.
Amenhotep, M.Ö. 1386'da Mısır'ı büyük bir refah ve uluslararası güç dönemi boyunca yönetti ve "Muhteşem" lakabını kazandı. Mısır'da ondan kalan heykellerin sayısı, diğer firavunlardan daha fazladır. Ancak yüzü daha önce hiç yeniden yapılandırılmamıştı.
Mumyasının kafatasından alınan verilerle çok uluslu bir ekip sonunda Amenhotep III'ün gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Avustralya Flinders Üniversitesi'nden arkeolog Michael Habicht, heykellerdeki yüzün yeniden yapılandırma sonucunda oldukça farklı olduğunu söyledi. Habicht, "Barış yanlısı bir adamın sakin yüzü. Döneminin en zengin adamlarından biri olabilir," dedi.
1970'lerde yapılan araştırmalar, Amenhotep III'ün obez, hasta, neredeyse kel ve yaşamının son yıllarında diş problemleri yaşadığını belirtti. Bilimsel bilgiye göre, firavun oldukça kısa boyluydu. Habicht, Amenhotep'in sadece 156 cm boyunda olduğunu ve bilinen en küçük hükümdarlardan biri olduğunu söyledi. Sanat eserlerinde ise devasa heykellerle ünlüydü.
Yeniden yapılandırma süreci, mumyasından elde edilen görüntü ve verilerle kafatasının dijital olarak oluşturulmasıyla başladı. Daha sonra yaşayan bağışçılardan alınan verilerle kralın burun, kulak, göz ve dudaklarının olası pozisyon ve boyutları belirlendi. Brezilyalı grafik uzmanı Cicero Moraes, bu bilimsel ilerlemenin arkasındaki isimdi.
Moraes, "Tarihi bilgilere dayanarak, Amenhotep III'ün sağlam bir görünüşü vardı, bu yüzden yüksek vücut kitle indeksi olan bireylerden alınan verileri kullandık," dedi. Yeniden yapılandırma, kralın kıyafetleri ve aksesuarlarını da içeren en kapsamlı modellerden biri olarak kabul ediliyor. Moraes, "Sonuç bizi çok etkiledi. Bu renklerle ve yüzün dinginliğiyle tam bir büst görmek oldukça memnun edici. Bu, tarihi sevenlere bir armağanımızdır," dedi.
Amenhotep III, tahta çıktığında sadece 12 yaşındaydı ve halkına saray haberlerini taş üzerine oyulmuş kraliyet bültenleri aracılığıyla duyurmak için devrim yarattı. Araştırmacılar, aşırı zenginliği fikrinin, diğer diplomatik liderlerin ona altın göndermesini istedikleri mektuplardan geldiğini söylüyor. Dr. Habicht, "Yabancı hükümdarlardan gelen diplomatik mektuplar, ondan altın göndermesini istiyordu, 'altın Mısır'da kum kadar bol olmalı' diyordu. Bu tür mektuplarda abartı olsa da, aşırı zenginliğe işaret ediyor," dedi. Habicht, Amenhotep III'ün mumyasının tamamen altın yaprakla kaplanmış olabileceğine dair spekülasyonlar olduğunu ve bu nedenle bir Tanrı heykeline benzediğini belirtti. Ayrıca firavunun "çapkın" olarak bilindiğini de ekledi. Araştırmacılar, Elena Varotto ve Francesco Galass ile birlikte bulgularını bir bilimsel dergide yayınlamayı planlıyor.