Haberler

Bedevi ne demek? Dinde bedevi ne demek? Bedevi TDK anlamı nedir?

Güncelleme:

Arapçadan dilimize geçen ve günlük hayatta sıkça karşılaştığımız sözcüklerden biri de Bedevi kelimesidir. Bedevi ne demek? Dinde bedevi ne demek? Bedevi TDK anlamı nedir? Bu kelime hem bir yaşam biçimini anlatmak hem de bir tarikatın ismi olarak kullanılmaktadır. Peki, Bedevi ne demek? Bedevi ve bedevilik kavramlarının kısaca kelime anlamı nedir?

Bedevi kelimesi, halk arasında çölde yaşayan ya da göçebe bir hayat sürdürerek çadırda kalan kişilere verilen isimdir. Ancak aynı kelime, aynı zamanda Hanefi mezhebine bağlı bir tarikata üye olan kimseler için de kullanılmaktadır.

BEDEVİ NE DEMEK?

1. Çölde yaşayan kişi.

2. Göçebe bir şekilde yaşayan ve çadırda kalan kişiler.

3. Bedevilik tarikatına mensup olan kimse, derviş.

4. Uygun, uyumlu.

Bedevilik : Bedevi olma durumu.

Bedevilik: 1300'lü yıllarda kurulan ve Hanefi mezhebine dahil olan eski bir Sünni tarikatı. (Bu tarikat bazı kaynaklarda Ahmediyye ya da Bedeviyye Tarikatı olarak da geçmektedir.)

BEDEVİ KELİMESİNE ÖRNEK

Sohbet meclisleri vecd içinde idi. Peygamberimiz (s.a.v) konuşurken etrâfındakiler öyle büyülenir ve can kulağıyla dinlerdi ki, Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-'ın ifâdesi vechile, başlarına bir kuş konmuş olsa, uçmadan saatlerce durabilirdi. O'ndan ashâbına akseden edeb ve hayâ o derecede idi ki, kendisine suâl sormayı bile -çoğu kere- cür'et telâkkî eder ve çölden bir bedevî gelerek Hazret-i Peygamber'le sohbete vesîle olsa da, O'nun feyz ve rûhâniyetinden istifâde etsek diye beklerlerdi. (İbn-i Sa'd, I, 121, 365, 422-425; Heysemî, IX, 13.)

*****

Bedevînin biri, Mescid-i Nebevî'de küçük abdestini bozmuştu. Sahâbîler hemen onu azarlamaya başladılar. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

"–Adamı kendi hâline bırakın. Abdest bozduğu yere bir kova su dökün. Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil." buyurdu. (Buhârî, Vudû' 58, Edeb 80)

*****

Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kardeş kabilelerin birbirini boğazladığı, korkunç bir kan gölü hâlindeki bedevîlik çölleri, O Rahmet Peygamberi'nin tebliğ ve irşâdıyla, nurlu medeniyet bahçelerine dönüşmüştür.

*****

Hazret-i Ömer (r.a), Yezid bin Abdullâh'ı merkezden uzakta yaşayan bedevîlere Kur'ân öğretmek için gönderdi. Ebû Süfyân'ı da bedevî kabîlelere giderek tahsil derecelerini tespit için müfettiş tayin etti. O, ayrıca Medîne'de çocuklara Kur'ân öğretmesi için üç sahâbîyi vazifelendirip her birine aylık 15 dirhem maaş bağladı. Yetişkinler de dâhil, herkese kolayından en az beşer âyet öğretilmesini emretti.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Münir Karaloğlu Gündem Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title