Sağlık Bakanı MHRS'de yeni bir düzenlemeye gidildiğini duyurdu
İstanbul Tabip Odası, Göztepe'deki bir hastanede bazı randevuların 2-3 dakikada bire kadar düştüğünü söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Cuma günü yaptığı basın açıklamasında ülke genelinde Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde ( Mhrs ) "Onaylı Randevu Sistemi" olarak adlandırılan bir yeniliğe gidildiğini duyurdu.
Yeni sisteme göre, ertesi gün randevusu olan hastalar akşam saat 20.00’ye kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Uygulama 13 Mayıs’ta başlayacak.
Böylece hastanelere ve hekimlere zamanı verimli kullanma imkanı sağlanacağını söyleyen Bakan Koca, geçen sene 23 milyon kişinin aldığı randevulardan en az birine gelmediğini belirtti ve "Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon. 3-4 saat kala iptal edilen randevu sayısı ise 21 milyon. Bu gibi sebeplerle randevu kapasitesinin yüzde 30'u kullanılamadı" sözleriyle de yeni sisteme geçilmesinin nedenlerini sıraladı.
Bu yeni sistemin duyurulmasından önce ise İstanbul Tabip Odası, sosyal medyada İstanbul Kadıköy'deki Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi'nde hasta muayene sürelerinin 2 dakikaya kadar düştüğüne yönelik bir yaptı. Burada hastanenin 8 Mayıs'taki randevu ekranı olduğu belirtilen bir görüntü paylaşıldı.
Hastane başhekimliği ise bu iddiayı yalanlayarak, söz konusu durumun teknik bir arıza sonrasında yaşandığını .
Bugün gazetecilerin bu konudaki sorularını yanıtlayan Bakan Koca, "2 dakika uygulaması söz konusu değil. Anlık bilgi işlemde, dijital ortamda güncellemeyle birlikte düşen bir iki dakika aralıklı bir görüntü servis edilerek adeta bir iki dakikada hasta muayene ediliyormuş algısı oluşturuldu. İlgili hastane açıklamayı yaptığı halde bunlar söylenmeye devam edildi" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımlanmış bir randevu süresi olmadığını belirten Koca, "Hastaya ne kadar zaman ayırabilirseniz o kadar iyi bir hizmet sunmuş olursunuz. Ama bunun da bir ölçüsü var. Bizim uygulamamız 10 dakikaydı" diye devam etti.
İstanbul Tabip Odası Çarşamba günü Göztepe'deki hastane önünde "Sağlık 2 dakikaya sığmaz" diyerek bir eylem gerçekleştirdi.
Doktorlar basın açıklamasında hükümetin sağlık politikalarının hekimlere büyük bir iş yükü getirdiğini vurgularken, "Sağlıklı olma hâlini değil sağlıksızlığı, daha çok hasta başvurusunu önceleyen bu anlayışla yönetilen sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve hekimlik değerlerini yok saymaktadır" ifadelerini kullandı.
Bir hastaya ayrılması gereken ideal muayene süresinin en az 20 dakika olması gerektiğini hatırlatan doktorlar, "Ancak buna rağmen ülkemizde birçok hastanede bu süre 10 dakikanın altına, hatta 5 dakikaya inmiş bulunmaktaydı. Bu randevular, bugün Göztepe Şehir Hastanesi’nde olduğu gibi, hekimin isteği ve bilgisi dışında MHRS sistemi üzerinden açılmakta, hekimin hastasına yeterli zaman ayırmasına, halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına engel olmakta" dedi.
Hastalara çağrıda bulunan doktorlar, "Sağlığınız 2 dakikadan daha kıymetlidir, sağlığınıza sahip çıkın" diye de ekledi.
'Bu ülkede 2 dakikada bir otobüs bile geçmiyor'
BBC Türkçe ’nin konuştuğu Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde görevli bir doktor, kontrol edilen hastalara verilen "devam eden randevuların" bir sabah iptal edildiğini, bunun yerine 2-3 dakikaya bir randevu konulduğunu fark ettiklerini söylüyor.
İsmini vermek istemeyen doktor, bazı meslektaşlarının o gün 80’e yakın hastayı tedavi ettiğini, olanlardansa hiçbir haberlerinin olmadığını belirtiyor.
Hastaların kapıda beklemesiyle beraber yaşanan kaosu anlatan doktor, "Burası bir üniversite hastanesi aynı zamanda. Bir sürü hastaneye gitmiş çözülememiş önemli hastalığı olan hastalar var. Bir hastaya 10 dakika ayırmak bile yetmiyor" diyor.
Doktor, böylesi hastalara "'Saat 12’de hastalar bittikten sonra sizi tekrar alayım da öyle bakayım' diyoruz. Çünkü gerçekten buna hastanın da bizim de ihtiyacımız oluyor. Karar vermek çok zor oluyor" dediklerini anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
"Kaldı ki 2 dakikada hastaya merhaba bile diyemiyoruz. 2 dakikada ne yapılabilir diye düşünüyorum. Bu ülkede 2 dakikada bir otobüs bile geçmiyor. Göz, kadın doğum, göğüs hastalıkları ve çocuk hastalıkları gibi bir sürü serviste bu uygulama oldu."
'Hastalar randevu bulsa bile, dertlerine derman bulamıyor'
Başhekimliğin açıklamasına atıfta bulunan doktor, "Teknolojiyle ilgili bir hata var dendi ama bazı bölümlerde bu yanlışlık hala devam ediyor. Bazı polikliniklerde 2 dakika olan randevular 5 dakikaya çekilmiş" diyor.
Hastaların randevu bulmakta da şikayetçi olduğuna değinen doktor, "Hastanemizde tek bir çocuk kardiyoloğu var. Bu kişi hem asistanlara hem stajyerlere eğitim vermekle görevli, hem acil konsültasyonlara hem de yoğun bakımlara bakıyor. Bir de bunun yanında 2-3 dakikada bir hasta bakacak" diyerek yaşadıkları zor durumları anlatıyor.
Doktor, muayene sürelerinin giderek aşağı çekilmesinin hastaların randevu bulamamalarının önüne geçmek için üretilen çözümlerden birisi olduğuna inanıyor.
"Hastalar randevu bulsa bile, dertlerine derman bulamıyor. Bu geçici bir çözüm.”
'Emeğimizin karşılığını alamıyoruz'
Eylem öncesinde görüştüğü hasta yakınlarının "Biz çözüm alamıyoruz. Sağlık Bakanı Koca’nın hastaneleri var. O bizim özel hastanelere gitmemizi istiyor" dediklerini aktaran doktor şunları söylüyor:
"Özel hastanelerde bir muayene süresi ortalama 20 dakika. [Sistem] paran kadar sağlık diyor."
Öğle arasına çıkamayan doktorlar olduğunu sözlerine ekleyen doktor, randevu sürelerinin daraltılmasının sağlık çalışanlarına yönelik şiddet açısından da risk barındırdığını kaydediyor.
"Hasta saate bakıyor, 14.02. Muayene süresi ona verilmiş. Ama 14.15 oluyor hala sıra ona gelmiyor. Kapıyı çalıyor. 'Onu çok tuttun, bana bak. Öğle arana çıkma o zaman' gibi şeyler söylüyor" diyen doktor, bunun hekimler arasında da büyük bir tükenmişliğe yol açtığını belirtiyor:
"Bir şekilde tutunuyoruz işimize. Ama bir taraftan da acaba ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Başka bir şey yapmayı bilsek onu yapacağız. Ama hayatımız okumakla, tıpla geçtiği için başka bir şey yapmayı da bilmiyoruz."
Doktor, çok sayıda meslektaş arkadaşının yurt dışına gittiğini, oralarda çok memnun olduğunu dile getiriyor.
Kendisinin ailevi nedenlerle böyle bir fikrinin olmadığını kaydetse de, "Çok çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığını ne güler yüzle ne de bir teşekkürle alabiliyoruz. Üstüne bir de bizi ülkeden kovmaya çalışan kadir bilmez yöneticilerle her gün birlikte çalışmak zorunda kalıyoruz" diyor.