"İstanbul Bir Sezen Aksu Şarkısıdır"

Tanem Sivar bugüne kadar pek çok TV programına imza attı ama 'Yetenek Sizsiniz' ile daha geniş kitlelerce tanındı. Şimdilerde Burcu Esmersoy'la birlikte 'Nedir Ne Değildir?' adlı programı sunan Sivar; bu sezon ilk kez oyuncu olarak da ekranlara konuk oluyor. Ünlü sunucu 'Umutsuz Ev Kadınları'nda 'Sibel' karakterini canlandırıyor. Tanem Sivar; Touch İstanbul dergisinden Tolga Akyıldız'a kariyerini ve İstanbul'unu anlattı.

Üniversiteyi San Diego'da iletişim ve sinema-televizyon üzerine okudunuz. O yıllarda kameranın hangi tarafında ve hangi işle uğraşırken hayal ediyordunuz kendinizi?

Ana branşım iletişim olduğu için kesinlikle bu alanda bir şey yapmak istediğimi biliyordum. Ancak yaşım, dersler, yaptığım stajlar değiştikçe benim de fikirlerim değişti ama şu kadarını söyleyebilirim; mezun olduğumda ekran önünü hiç düşünmüyordum. Kendimi daha çok reklam gibi arka planda kreatif olabileceğim alanlarda hayal ediyordum.

NİŞANTAŞILIYIM

Dışarı çıkmayı seviyor musunuz? Tercihiniz hangi mekanlar?

Eskiden büyük ve kalabalık yerleri severdim şimdi tahammül edemiyorum. Üniversite sonrası yıllarda Cihangir insanıydım ama son yıllarda yaşadığım semt olan Nişantaşı'dan pek çıkamıyorum. Yemeğinden, personeline çalan müzikten, dekorasyonuna kadar bana ikinci evim sıcaklığını hissettiren favori mekanım Den Cafe. Onun dışında Corridor; geceleri arkadaşlarımla uğradığım ve lokalliğini, müdavimliğini sevdiğim bir mekan. Kantin benim için vazgeçilmez bir klasik. Çağrı Büfe ve Konak Pastanesi'nin yeri de ayrı...

İstanbul'da hangi semtlerde oturdunuz?

İlkokul, ortaokul ve lise yıllarımda Bağdat Caddesi'nde oturuyorduk. Kardeşim ve arkadaşlarımla sahile iner, bisiklete biner, paten ve rollerblade yapardık. Üniversite için yurt dışına gidip döndükten sonra daha pratik ve merkezi olduğu için Nişantaşı'na taşındım... İstanbul'da trafik diye bir dert olmasaydı yine Anadolu Yakası'nda otururdum, kesin.

İstanbul bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Mevsimine, gününe ve ruh haline göre değişebilir. Kimi zaman sakin bir Türk Sanat Müziği eseridir. Bazen çıldırmışçasına bağırarak söylediğiniz bir rock şarkısı... Ama fonda bir Sezen Aksu şarkısı her daim olabilir...

DATÇA TERCİHİM

İstanbul dışında bir şehirde oturmanız gerekse hangi şehirler size yakın gelirdi?

Doğduğum şehir New York derdim. Türkiye'de ise annemin yanına, Datça'ya taşınırdım sanırım...

Yeni keşifler size ilginç gelir mi?

En keyif aldığım şey yeni mekanlar keşfetmek, denemek ve beğendiklerimi sevdiklerim ile paylaşmak. Ama bunun yanında müdavimlik de 'dozunda' tercih ettiğim bir sosyalleşme biçimi.

Yazmaya ve fotoğrafçılığa merakınız var, değil mi?

Bu ara yazmayı da, fotoğrafı da ihmal ettim. En kısa zamanda ilgileneceğim. Fotoğraf çekmeyi ve keşfettiğim, beğendiğim yerleri paylaşmayı çok seviyorum.

#Sayfa#

ACUN MEDYA BİTİRDİĞİM İKİNCİ OKUL

'Yoksa Rüya mı?', 'Çocuk Deyip Geçme', 'Vidivodo'... Acun Ilıcalı'yla çalıştıktan sonra Lig TV deneyimi.. Bu süreçleri bir de sizden dinleyelim mi?

Yaptığım her iş; altına kolayca imzamı atabileceğim, içime sinerek yaptığım işler oldu. Çoğu projenin yapım süreci içinde de çalıştığım için çok şey öğrendim televizyon sektörü hakkında. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünmeyi ve planlamayı seven biri olarak ufak ufak ama emin adımlarla ilerleme taraftarıyım. Tüm bu projeler beni bugün yaptığım işlere hazırladı.

DÜNYAYI GEZDİM

Acun Ilıcalı ile tanışmanız nasıl oldu?

Üniversiteyi bitirdikten sonra bir arkadaşım bana Acun'dan bahsetti ve 'Acun Firarda' isimli televizyon programına birini aradığını söyledi. O zamanlar Türkiye'den uzaktım. Ne Acun'u, ne de programını duymuştum. Tanıştım ve beni ertesi gün deneme çekimine çağırdı. Bir hafta sonra ise dünyayı gezmeye başlamıştım. 'Acun Firarda' bitince, dört yıla yakın süre yine Acun Medya bünyesinde, birçok programda ekran önü ya da yapımda çalışarak kendime çok şey kattım. Acun Medya bitirdiğim ikinci okul oldu diyebilirim...

#Sayfa#

'SİBEL' TAM TERSİM BİR KARAKTER

'Umutsuz Ev Kadınları'nda ilk kez oyunculuk yapıyorsunuz. 'Sibel' nasıl bir karakter?

Bu noktada da çok şanslıyım çünkü çok değerli oyuncularla bir aradayım. İnsanların önyargısı elbette var ve acımasız eleştirileri olacaktır ama ben elimden gelenin en iyisini yaptım ve yapmaya çalışıyorum. İşimi çok önemsiyorum. 'Sibel' zor bir karakter. Ben hayatta ne isem o tam tersi. Ömür boyu bana katkısı olacak bir deneyim yaşadığıma eminim.

Kendinizi izlediğiniz zaman ne hissediyorsunuz?

Sadece 'Nasıl daha iyi olabilir?' diye düşünüyorum. Çünkü ben oyunculuğu sette öğrendim ve öğreniyorum. Kendime karşı acımasız olmamaya çalışıyorum.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr / Magazin