TÜM KATEGORİLER
Türkiye'de Başkanlık Sistemi ve Yerel Yönetimler" Konferansı
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, "Rejim tartışmalarını ortaya atanlar, başkanlık sisteminin bir devlet modeli olduğunu zannediyorlar veya öyle olduğunun zannedilmesini istiyorlar.
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, "Rejim tartışmalarını ortaya atanlar, başkanlık sisteminin bir devlet modeli olduğunu zannediyorlar veya öyle olduğunun zannedilmesini istiyorlar." dedi.
Bozlağan, Doğu Karadeniz Belediyeler Birliği tarafından, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen " Türkiye'de Başkanlık Sistemi ve Yerel Yönetimler" konferansında yaptığı konuşmada, başkanlık sisteminin bir demokratik hükümet sistemi olduğunu söyledi.
Demokratik hükümet sistemlerinin, parlamenter, yarı başkanlık, başkanlık ve meclis hükümeti sistemi modellerinde uygulandığını anlatan Bozlağan, "Dolayısıyla 'bu sistem demokratik, öbürü değil.' diye bir şey yok. Bunların hepsi demokratik sistemlerdir." ifadelerini kullandı.
Bozlağan, dünyada demokratik ilkelerden ayrılan parlamenter rejimlerin de yarı başkanlık ve başkanlık sistemlerinin de diktatörlüğe gideceğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Türkiye ne için başkanlık sistemini tartışıyor. Bizim ülkemizde biraz kafa karışlıklığı var. Kafa karışıklığının sebebi de başkanlık sisteminin bir devlet sistemi olduğunun zannedilmesi. Başkanlık sistemi, bir devlet sistemi değildir. Başkanlık sistemi, bir hükümet sistemidir. Rejim tartışmalarını ortaya atanlar, başkanlık sisteminin bir devlet modeli olduğunu zannediyorlar veya öyle olduğunun zannedilmesini istiyorlar."
Başkanlık sistemini anlamak için devlet ve hükümetin tanımlanıp, ikisini birbirinden ayırt etmek gerektiğini belirten Bozlağan, "Devlet, bir milletin toprak parçası üzerinde hukuki ve siyasi egemenliğini sağlayan örgütlenmedir. Hükümet ise devletin bir parçasıdır. Başkanlık sistemi de bir hükümet modelidir." diye konuştu.
Bozlağan, başkanlık sisteminin meclis üyelerinin, milletvekillerinin ve devlet başkanının doğrudan halk tarafından seçildiği bir sistem olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu sistem, hükümetin meclisin içinden çıkmadığı, onayına tabi olmadığı, güvenoyuna ihtiyacının olmadığı ve tamamen meclisin dışında bir sistem. Dolayısıyla yasama ve yürütme yetkisi de birbirinden bütünüyle ayırt edilmiştir. Bu nedenle kuvvetler ayrılığının sert bir şekilde uygulandığı bir sistemdir. Başkan meclisi feshedemez, meclis de başkanı eğer ağır cezalı bir suç işlemez ise görevden alamaz."
