Başbakan: Senin Aldığın İlim Buysa Biz Batmışız

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mecidiyeköy-Kağıthane-Alibeyköy-Mahmutbey metro hattının temel atma ve 201 erguvan otobüsünün hizmete alım töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, sert açıklamalarda bulundu.

İsim vermeden Zaman yazarı Mümtazer Türköne'yi eleştiren Başbakan, "Birileri çıkmış kenarlarında köşelerinde bu paralel devletin uşaklarından bir tanesi çıkmış, ‘AK Parti kapatılmalı’ diyor. Önüne de bunun bir “Prof” koymuşlar. Senin aldığın ilim buysa biz batmışız. Senin demokrasi anlayışın buysa biz batmışız." dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları:

Hedefimiz doğrultusunda kararlı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürdük. 2004 yılında sadece 45 km olan raylı sistem uzunluğunu bugün 141 km'ye ulaştırdık.

Marmaray gibi dünya çapında bir projeyi hizmete açtık. Boğazın altından araçların geçiş yapabileceği projenin de önümüzdeki yıl açılışını yapacağız.

Raylı sistem uzunluğunu 2019 yılında 420 km'ye çıkarma hedefine yaklaşıyoruz. Bugün temelini atacağımız hatla birlikte inşaatı devam eden metro hatlarının uzunluğu 110 km'ye ulaşmış bulunuyor.

"CHP'YE SORUN KAÇ KM METRO YAPTILAR?"

CHP'ye sorun kaç km metro yaptılar? Başladıkları bir metro vardı, başladıkları yerde kaldılar. Onlar sadece temel atmışlardı. Para bile bulamıyorlardı. 2.5 milyar dolar borçla devralmıştık İstanbul'u.

İSTANBUL'A YENİ METRO HATTI

Şu anda temelini attığımı 18 km'lik metro hattı İstanbul'daki metro zincirinin sadece yeni bir halkasıdır. Bu metro hattı Mecidiyeköy'deki mevcut metro hattıyla entegre olacak.

"KATLI OTOPARKLARI YAYGINLAŞTIRACAĞIZ"

İstanbul'un nüfusu, araç sayısı sürekli artmasına rağmen ulaşım konusunda attığımız adımlarla sıkıntı yaşanmasını bugüne kadar engelledik. Nüfus, 17 milyona ulaştı. 286 yol ve kavşak düzenlemesini belediyemiz yaptık. Her gün 1500 kadar otomobilin trafiğe girdiği bugünlerde sıkıntı yok değil. Onun için toplu taşıma kültürünü yaygınlaştıracağız. İstasyonlarımızda katlı otoparkları yaygınlaştıracağız.

"İSTANBUL DÜNYADA ÖRNEK ŞEHİR OLACAK"

Raylı sistem çalışmalarımızın hayata geçmesiyle İstanbul, dünyada örnek şehir haline gelecek. Londra'nın merkezine giremezsiniz, belli alanlar vardır. Bir kısmı 10 pound, bir kısmı 20 poun. Bu parayı ödemek suretiyle merkeze girersiniz. Aynı şekilde Paris'te... Dünyanın her yerinde hangi altyapınız olursa olsun bu sıkıntılar yaşanıyor. Bu metro hatlarımızla, hafif metrolarımızla daha da kolaylaştıracağız. Metrobüsler üzerinden İstanbul'un yükünü aldık.

"201 ERGUVAN OTOBÜSÜMÜZDE LÜKS VAR"

Hizmete aldığımız 201 erguvan otobüsümüzde lüks var. Her türlü ileri teknoloji bu otobüslerde var. 201 erguvan otobüsümüz İstanbul'un hizmetine giriyor. Belediyemizin daha konforlu ulaşım hedefleri konusunda attığı adımlardan biri.

"GEÇMİŞTE BU ŞEHRE ÇOK ZARAR VERDİLER"

İstanbul sevdamı anlatmaya gerek yok. Büyükşehir belediye başkanım olmak üzere, ilçe belediye başkanlarım sevda ile bu şehre bağlıdır. Geçmişte bu şehri anlamayanlar çok büyük zarar verdiler. Bu şehri, çöpe, pisliğe boğdular. Bu medeniyet şehri adeta kimliksiz bir köy gibi yönetilmeye çalışıldı. Bu şehir kendisine layıkıyla hizmet edecekleri seçti.

"BUNU O GÜN DOĞANLAR BİLMEYEBİLİR"

Biz İstanbul'u CHP'den aldık. Biz göreve geldiğimizde bugün ilk sandığa gidecek gençlerimiz daha yeni doğmuşlardı. Onlar İstanbul'daki çöplükleri bilmiyor olabilirler. Onlar İstanbul'un hava kirliliğini bilmiyor olabilirler. Onlar Ümraniye, Hekimbaşı çöplüğünün nasıl patladığını ve orada 39 kişinin öldüğünü bilmiyor olabilirler. Ey CHP sen önce bunların hesabını ver bakalım. Siz bir modern depolama getiremediniz. Bunu o gün doğanlar bilmeyebilir.

İzmir'de bugün modern depolama yok. Çünkü orası da AK belediyeye muhtaç. İnşallah İzmirimizde de modern depolamaları İstanbul'daki gibi yapacağız. Bu iş bizim işimiz.

Susuzluk yine o yıllarda İstanbulumuzda ne durumdaydı? Bidonlarla gidip su alıyorduk. Yollarda yürüyebiliyor muyduk?

"İSTANBUL'A YAPACAĞIMIZ DAHA ÇOK İŞ VAR"

Belediye başkanlarımız aynı aşkla hizmet vermeye devam ediyor. Şimdi inşallah 39 belediyemizde sandıklardan çıkalım ve İstanbul'un geneline aynı şekilde hizmet verelim. 30 Mart'tan sonra bu hizmetler daha da artarak devam edecek. Çünkü İstanbul'a yapacağımız daha çok iş var.

"DEVLET OLARAK 3. HAVALİMANINA PARA ÖDEMEYECEĞİZ"

Üçüncü havalimanını hizmete açıyoruz. Bir paralel yapı çıktı ortaya. Bu paralel yapı bir kısmı yargıda, bir kısmı emniyette işbirliği yapmak suretiyle iş adamlarımıza yönelik adımlar attılar. 3. havalimanının maliyeti 42 milyar dolar. Beş firma ortak bu ihaleyi aldılar. Devlet olarak biz buraya para ödemeyeceğiz. Bu beş firma 20 yıl burayı çalıştıracak. Devlete buradan ödemeler yapacak. Şimdi kalkıyor bu ana muhalefetin genel müdürü bu ortaklardan bir tanesinin grup toplantısında adını vererek diyor ki başında bulunduğu sivil toplum örgütünden ayrılması lazım. O girişimcimiz oraya ne devletin ne de senin atamanla gelmedi, oranın üyelerinin oylarıyla geldi. Onlar getirdiler onlar alırlar.

"BUNLAR OY ALAMADIKLARI İÇİN MENDERES'İ İPE GÖTÜRDÜLER"

Demokrasi mücadelesi budur. Bu adam demokrasi bilmiyor ki... İşine gelen yerde bakıyorsunuz emirler alıyor, talimatlar alıyor. Bunlar zaten sandıkta netice alamayınca sokaklara çıkıyorlar. Bunlar sandıkta netice alamadıkları için Menderes'i ipe götürdüler. Şimdi de paralel yapılanma ile çalışıyorlar.

Ne kadar çabuk dost oldunuz. İşte biz bu ülkede taş üstüne taş koyanların yanındayız. Bu CHP'nin genel müdürü taş üstüne taş koymadığı gibi bir zamanlar SSK'nın genel müdürüydü. Hastanelerin halini hatırlayın.

"KANAL İSTANBUL'UN İHALESİNİ ÇOK KISA ZAMANDA AÇACAĞIZ"

Bütün mesele taş üstüne taş konulmasın. Attıkları adım bu. Marmara'nın altından iki tüp üst üste... Marmaray'ın açılışını yaptık. Şu anda Marmaray'dan geçenlerin sayısı günlük 150 bine ulaştı. Şimdi yeni bir adım atıyoruz. Kanal İstanbul'u yapacağız. Çok kısa zamanda ihalesini yapıyoruz. Boğazı çevre tehlikesinden kurtaracağız. Etrafında kuracağımız yeni şehirlerle İstanbul'a yeni bir kimlik kazandıracağız.

"SENİN ALDIĞIN İLİM BUYSA BİZ BATMIŞIZ"

İnanın bizi ülkeyi sevindiren ne varsa bunları üzüyor. Dik duracağız dikleşmeyeceğiz. Bizi bu yoldan koparmak için her yolu her yöntemi denediler. Bizi engellemek için bizi yıpratmak için ellerinden geleni yaptılar. Partimizi kapatmaya tevessül ettiler. Birileri çıkmış kenarlarında köşelerinde bu paralel devletin uşaklarından bir tanesi çıkmış, ‘AK Parti kapatılmalı’ diyor. Önüne de bunun bir “Prof” koymuşlar. Senin aldığın ilim buysa biz batmışız. Senin demokrasi anlayışın buysa biz batmışız. Biz bu ülkede partilerin kapatılmasına karşı duran tek partiyiz.

"PARTİMİZİN İÇİNDEN DE İHANET EDENLER ÇIKTI"

Ne yazık ki partimizin içinden ihanet edenler de çıktı. 330'u bulamadığımız için anayasa değişikliği paketine parti kapatmayı engelleyen madde giremedi. Çetelerle, provokasyonlarla, yalanla, iftira ile üzerimize geldiler. Bu yola besmele ile, dua ile çıktık. Milletle yürüyoruz.

İşte şimdi yeni bir oyunun peşindeler. Önce Gezi Parkı dediler sokakları ateşe verdiler. Günlerce Türkiye’yi hem içeride huzursuz ettiler hem dışarıda. Ama siz millet olarak geldiniz Kazlıçeşme’ye bir buçuk milyon İstanbullu onlara gerekli dersi verdiniz. Ankara Sincan’da 750 bin Ankaralı orada toplandı, oradan gerekli dersi verdi. şu anda da yine aynı şekilde, hangi vilayete gidiyorsak, Manisa bir başka güzel, Sakarya bir başka güzel. Bütün bunlar gerekli cevabı veriyorlar.

İnşallah şimdi bütün illeri yine dolaşmaya devam edeceğiz. İller bu paralel yapıya gerekli cevabı inşallah meydanlardan verecek. İşte geçen hafta Almanya’daydım. Berlin’deki büyükçe bir kapalı spor salonunu tıklım tıklım dolduran kardeşlerimiz Berlin’den Türkiye’ye seslendiler. Biriz dediler, beraberiz dediler, hep beraber Türkiye’yiz dediler.

"17 ARALIK'TA YİNE DÜĞMEYE BASTILAR"

Başta ekonomi olmak üzere ağır bedeller ödettiler. 17 Aralık’ta yine birlikte düğmeye bastılar. Türkiye ekonomisini hedef aldılar. Milli bankası Halkbank’ı, MİT’i hedef aldılar. Bir yıldan fazla süredir devam eden çözüm sürecini, bahar havasını hedef aldılar. Bir yılı aşkın zamandır artık şehit geliyor mu? İşte şimdi bunu tahrik ediyorlar. Çünkü bunlar evet şehitlerimiz üzerinden prim yapmaya alıştılar. İşte şimdi de rüşvet iftirası atarak, yolsuzluk iftirası atarak, her türlü yalana başvurarak yaptıkları, internetteki düzenlemeyi bahane ederek bir kez daha güven ortamına demokrasiye milli iradeye kast etmeye başladılar.

RÜŞVET NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ?

Bu süreçte, 17 Aralık sürecinde, kimlerin kimlerle iş tuttuğuna dikkat etmenizi rica ediyorum. yıpratmaya çalışanlar kimler? Sokakları hareketlendirmeye çalışanlar kimler? Rüşvet nedir biliyor musunuz? Bir memurla sivilin iş tutması demektir. Onların arasındaki muamelenin adıdır. Yolsuzluğa gelince, yolsuzluk karşısında en büyük güç biz olduk bugüne kadar.

Türkiye’yi hem içerde hem dışarda karalamanın peşinde olanlar kimler? Bu ittifakı çok iyi görmeniz gerekiyor. Bu hükümet yolsuzlukların hükümeti olsaydı milli gelirimiz 800 milyar dolara çıkar mıydı? Türkiye’nin dış borcu yüzde 35’e düşebilir miydi? Enflasyon tek haneli rakama düşer miydi?

"TÜSİAD, SEN İŞİNE BAK!"

Bu işin içinde bir de TÜSİAD var. TÜSİAD’a bak ya. Sen işine bak be, sen git üretim yap.

Ha şöyle kazandınız. Bundan önce iktidarlarda istediğiniz gibi meşru yada farklı yoldan farklı şeyler istiyordunuz. Onlar size vermiş olabilir. Ama bizden bunu alamazsınız. Bizden hakkınızı alırsınız. Bakkal dükkanı nasıl kontrol ediliyorsa, sen de öyle kontrol edileceksin. Bundan öncesi kontrol etmiyor olabilirler, ama şimdi kontrol edileceksin. Bu işin içinde belli medya kuruluşları da var.

Bu işin içinde CHP var MHP var. ama bu sefer bu ittifakın içinde yeni bir örgüt var. kökü dışarda olan bir örgüt Türkiye’deki saf temiz kardeşlerimizi kullanarak bu ülkenin bu milletin çıkarlarını hedef alıyor. Bu örgüt arkasına aldığı bazı uluslararası çevrenin desteğiyle, Türkiye’deki marjinal örgütleri, medyayı, CHP’yi ve MHP’yi adeta parmağında oynatıyor.

"EY CHP, SENİN PARALEL ÖRGÜTLE NE İŞİN OLUR"

Bunların tek bir derdi var AK Partiyi yıpratmak. Türkiye bunların derdi değil, Türkiye yara almış. Bunların umurunda değil. Ben şimdi buradan soruyorum. Ey CHP, yahu senin bu paralel örgütle ne işin olur? Bu paralel örgüte savaş açan sen değil miydin yahu? En büyük tehlike olarak gören sen değil miydin? CHP’nin genel müdürü, CHP gençlik kollarının karikatür sergisine gidip bu paralel örgütün başını sahtekarlıkla suçlayan sen değil miydin yahu? Peki şimdi size ne oldu? niye bu kadar yakınlaştınız? Nasıl oldu da ittifak kurdunuz? Sizi birbirinize yoldaş yapan ne? Eğer CHP bu örgütün tabanından, samimi mensuplarından oy alabileceğini zannediyorsa fena halde yanılıyor.

Ben inanıyorum ki, burada bu örgütün tabanı demeyeceğim, çünkü onları tenzih ederim. Böyle bir örgüt yapılanması içinde o samimi temiz insanlar bu yapılanlardan çok rahatsızlar. Ve onlar 11 senedir, bu ülkede inanç düşünce özgürlüğü noktasında atılan bu adımları onlar daha iyi görüyorlar, o tepe noktada olanlar görmeseler dahi.

"PARALEL ÖRGÜT CHP'Yİ ELE GEÇİRMİŞ OLABİLİR"

Bu paralel örgüt CHP’yi ele geçirmiş olabilir. Parmağında oynatıyor olabilir. Ama benim samimi temiz kardeşlerim bu oyuna gelmez. Bu çirkin ittifaka asla prim vermez. Yanlış hesap yapıyorlar.

Biz internette kişilik haklarını ihlal eden yayınlara karşı bir düzenleme yapıyoruz. Ne yapıyoruz? Çirkin görüntüler, insanların mahrem konuşmaları yayınlandığında, bunlar hemen engellensin. Bir yandan mahkeme süreci devam etsin, mahkeme karar verinceye kadar hiç kimse mağdur olmasın.

"BAYKAL'IN KASEDİ DE BUNLARIN İŞİ"

Bu paralel yapının yönetimi bu düzenlemeye karşı çıkıyor. Sayın Baykal ile ilgili o çirkin görüntüleri sergileyen de bu yapıydı. Anayasa tartışmalarını yapıyorduk. Ulaştırma bakanıma dedim ki, bunu hemen anında durdurun. Talimatı verdim ve hemen o yayın anında yarım saat içinde durduruldu. O kaset sebebiyle bugünkü genel müdür partinin başına geldi. Şimdi utanmadan sıkılmadan bunun karşısına dikiliyorlar.

Yanındaki yardımcısı için de bunlar yayınlandı. Biz durdurduk. Bahçeli’nin yanındaki kişiler için de bunlar yayınladı. Onları da biz engelledik durdurduk. İşte bu paralel yapıydı bunları yayınlayan. Paralel yapının yönetimi bunları yaparken, şimdi nasıl oluyor da bunları savunuyorlar anlamıyorum.

ÇOK ÇOK AFEDERSİNİZ, KUSURA BAKMAYIN...

İşte dün bir grup Taksim meydanına çıkıyor. Ne için? Bununla ilgili olarak. Haber verme, böyle bir toplantı. Artık Taksim meydanı bu tür protestoların meydanı değildir bunun bilinmesini istiyoruz. Ayrılmış meydanlar neresiyse gider orada yaparsın. İstediğim yerde istediğim gibi miting yaparım, yok böyle bir şey. Kendi tabanlarına, temiz insanlara neyle izah edecekler böyle bir internet yayınını?

Çok çok afedersiniz, kusura bakmayın, edepsiz görüntülere dokunma diyerek, edepsizce sokağa çıkıyor, bu paralel yapı onları destekliyor. Allah ıslah etsin diyorum, başka da bir şey demiyorum. Devletin kılcal damarlarına sızmaya çalışan bu örgüte fırsat tanımayacağız. Yaptıkları ajanlığın casusluğun hesabını soracağız. 30 Mart seçimleri Türkiye için hayati önem arz ediyor. 30 Mart’ta sadece filanca kişiyi belediye başkanı seçmeyeceksiniz. Aynı zamanda AK Parti’nin iktidar gücünü bu ülkede siz artıracaksınız. Bu seçimin böyle bir özelliği de var.

"30 MART'TA MİLLETİM HAYKIRACAK"

30 Mart’ta milletim adeta haykıracak. Demokrasiye kast edenleri sandığa gömecek ben buna inanıyorum. Bir çağrı yapmak istiyorum. Biz demokrasiden hukuktan hiçbir zaman ayrılmadık. Bu süreçte de asla ayrılmak gibi bir şey düşünemeyiz. Sağ duyumuzu muhafaza edeceğiz. Tahriklere karşı son derece dikkatli olacağız. İftiralara yalanlara her zaman uyanık olacağız. Şunu unutmayın, kapımıza gelen olursa, hiçbir partiye oy istemeyip, sadece AK Parti’ye oy vermeyin talebinde bulunanlara, bu siyaset dışı aktörlere gidin partinizi kurun öyle gelin cevabını verin.

Göreceksiniz bunlar kaybedecek. Türkiye kazanacak. Millet kazanacak siz kazanacaksınız. Yeni Türkiye kazanacak. Temelini attığımız metro hattının tekrar İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum.

Hizmete giren otobüslerimizin emniyet içinde yolcuları evlerine ulaştırmalarını diliyorum.