CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen: 1 Mayıs Taksim yasağı anayasaya aykırı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen 1 Mayıs’ta Taksim’in işçilere kapatılmasına tepki göstererek bu yasağın anaysaya aykırı olduğunu ifade etti. Gökçen, İstanbul Valisi Davut Gül’ün Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz’ sözlerinin kanunsuz emrin itirafı niteliğinde olduğunu belirterek “Bizler, 1 Mayısları Taksim’de barış içinde kutlamak ve emek için mücadelemizi tüm kararlılığımızla sürdüreceğiz” dedi.
(ANKARA)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen 1 Mayıs'ta Taksim'in işçilere kapatılmasına tepki göstererek bu yasağın anayasaya aykırı olduğunu ifade etti. Gökçen, İstanbul Valisi Davut Gül'ün 'Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz' sözlerinin kanunsuz emrin itirafı niteliğinde olduğunu belirterek "Bizler, 1 Mayısları Taksim'de barış içinde kutlamak ve emek için mücadelemizi tüm kararlılığımızla sürdüreceğiz" dedi.
CHP Adalet Bakanılğı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, CHP'nin takip ettiği toplumsal olay ve davalara ilişkin bugün partisinin genel merkezinde basın toplantısı yaptı.
"1 MAYISLARI TAKSİM'DE BARIŞ İÇİNDE KUTLAMAK VE EMEK İÇİN MÜCADELEMİZİ TÜM KARARLILIĞIMIZLA SÜRDÜRECEĞİZ"
Gökçen, Anayasa Mahkemesi kararına karşın emekçilerin 1 Mayıs'ta Taksim'e alınmamasına tepki göstererek "İstanbul Valiliği ve İçişleri Bakanlığı'nın somut ve gerçek bir tehlike olmaksızın Taksim Meydanı'nı tamamen yasaklamaları, Anayasa'ya aykırıdır. Bayramın hemen ertesi gününde İstanbul Valisi'nin 'Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz' diyerek hakkını kullanmak isteyen ve bu yüzden gözaltına alınan kişileri tehdit eder bir dil kullanması yalnızca siyasi olarak sakıncalı değil, aynı zamanda hukuken de yasaklanmış olan kanunsuz emirin itirafıdır. Bizler, 1 Mayısları Taksim'de barış içinde kutlamak ve emek için mücadelemizi tüm kararlılığımızla sürdüreceğiz" diye konuştu.
"BU KARAR DAHA DA KARARLI BİR MÜCADELENİN BAŞLANGICIDIR"
Çorlu Tren Katliamı Davası'nı takip ettiklerini anımsatan Gökçen, karar duruşmasında sanıkların aldıkları cezaların yeterli olmasa da ailelerin içine bir nebze su serptiğini dile getirdi. Gökçen, "Bu karar, bir son değil, yeni bir siyasi iklimin getirisi ve daha da kararlı bir mücadelenin başlangıcıdır. Ancak, Soma'da hiçbir yetkili tutuklanmazken, Çorlu'da bu kadar zaman davanın ilerlemesi mücadeleci ailelerin adalet taleplerini yükseltmeleri sonucunda olmuşken, bu davaların avukatları olan Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay'ın halen cezaevinde olduklarını da hatırlatıyoruz" ifadelerini kullandı.
"OLAYLARIN AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMASI HUKUK DEVLETİ BAKIMINDAN ELZEMDİR"
Gökçen, Anayasa Mahkemesi karaına rağmen Galatasaray Meydanı'nın Cumartesi annelerine-insanlarına hala kapalı olduğuna işaret ederek "Adalet arayışını desteklemek isteyen yurttaşlarımızın hakkına her hafta engel olunuyor. Bu anayasaya aykırı yasağın sonlandırılması ve Cumartesi Annelerinin belirttiği gibi, olayların açıklığa kavuşturulması hukuk devleti bakımından elzemdir" dedi.
"'İSİAS OTEL ORTAK DAVAMIZ' DEMEYE, TÜM DAVALARI TAKİP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
İsisas Otel Davası'na ilişkin de konuşan Gökçen, "İsias davası ve depremden etkilenen diğer illerde de takip ettiğimiz diğer davalar, yalnızca bugünün sorumlularının yargı önünde hesap verebilmesini değil, aynı zamanda bugünden itibaren yapılacak olan binaların nasıl bir mantıkla inşa edileceğini de gösterecektir. İhmal sonucunda yıkılmış olan bir yapıya izin veren, imza atan, denetleyen herkesin sorumluluğu vardır. Tam da bu yüzden 'İsias otel ortak davamız' demeye ve bu kapsamda açılmış olan tüm davaları takip etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
"HERKES, YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMELİDİR"
10 Ekim Gar Katliamı davasına dair de konuşan Gökçen, davadaki eksiklikleri anımsatarak "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihinin en kanlı terör saldırısını bütün yönleriyle 8 yılda aydınlatamayacak bir devlet değildir. Bizzat terör saldırısını gerçekleştirenler ile ihmalleriyle katliamın boyutunun büyümesine sebep olan herkes, yargı önünde hesap vermelidir" açıklamasını yaptı.
"TAHİR ELÇİ SUIKASTI BİR AN ÖNCE AYDINLATILMALI, SORUMLULAR HESAP VERMELİ"
Tahir Elçi Davası'nda savcılığın sanık polislerin beraatine karar verilmesi yönünde bir mütalaada bulunmasına tepki gösteren Gökçen, "Türkiye'de faili meçhul cinayetler döneminin geride bırakılması gerekliliği söze gelince herkesçe paylaşılsa da bu davanın gidişatı hepimizi kaygılandırırken cezasızlık politikasının da sürdürüleceğini göstermektedir. Tahir Elçi suikastının bir an önce aydınlatılması ve tüm sorumluların yargı önünde hesap vermesi çağrımızı tekrarlıyoruz" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANI GEÇ KALINMADAN CEZA HAFİFLETME VEYE KALDIRMA YETKİSİNİ EMEKLİ GENERALLER İÇİN KULLANSIN"
28 Şubat Davasında hükümlü olan emekli generaller, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Temel Özkaynak ve Erol Özkasnak'ın olumsuz sağlık koşullarına rağmen cezaevinde tutulmalarını da gündemine alan Gökçen, Cumhurbaşkanı'nın anayasanın 104. maddesinde yer alan "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır" yetkisini hatırlattı. Gökçen, "Geç kalınmadan bu yetkinin emekli generaller için de kullanılmasını bizler de talep etmeye, durumu yakından takip etmeye devam edeceğiz.
"HERKES İÇİN ADALET SAĞLANMASI AMACIYLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Bizler, hukukun gereği neyse onun yapılması, toplumun yakından takip ettiği birçok olayın her yönüyle aydınlatılması ve her kim olursa olsun, herkes için adalet sağlanması amacıyla mücadelemizi sürdüreceğiz. Adalet arayışı yükseldikçe, nerede bir zulme uğrayan varsa orada bizler çoğaldıkça, Türkiye'yi çok daha parlak bir geleceğe hep birlikte kavuşturabiliriz."