2 Erdoğan: ?Bdp İle Chp Platonik Aşk Yaşıyor?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin meclis grup toplantısında konuştu. Konuşmasında CHP ve BDP'ye yüklenen Erdoğan, "CHP genel başkanı, Diyarbakır?da ?Aşk ölmez eğer gerçekse? diyerek bir nevi BDP'ye ilan-ı aşk eyledi" dedi.

Başbakan Erdoğan?ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:

?FATİH PROJESİ?

?Dün başlattığımız FATİH projesi ile okullara değil sınıflara bilgisayar ve interneti ulaştırma aşamasına geldik. 3 yıl içinde 40 bin okula, 620 bin dersliğe, bir dizüstü bilgisayar, bir projeksiyon cihazı ve geniş bant internet bağlantısı kazandırıyoruz. Yine bu 40 bin okulun her sınıfına çok fonksiyonlu bir yazıcı ve bir akıllı tahtayı da ulaştırmış olacağız. Yani artık kara tahtaya veda ediyoruz. Eğitim sistemimizde adeta bir devrim olan bu projede öğretmenleri de unutmuyoruz. İlk etapta 608 bin öğretmenimize hizmetiçi eğitim vererek ileri tenolojinin eğitimde kullanılabilmesi için kendilerini de hazırlıyoruz.

Biz gözboyama peşinde değiliz ama hayatı kara tahta ile geçmiş birileri var ki, konumunu iyi değerlendirmeden AK Parti iktidarına dil uzatmaya kalkıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, millet nasıl mesafeler alındığını görüyor. Geçmiş hükümetler eğitim noktasında uzun vadeli yatırımlardan uzak durdular. Biz ise, sağlık,adalet ve emniyetin önüne eğitimi koyduk. Şunu açık açık söylüyorum, bizim her alanda olduğu gibi eğitim alanında da ulaştığımız seviyeye muhalefetin hayalleri bile ulaşamaz. Demokratik sistemlerde muhalafet, alternatif üretir. Biz de ise muhalafet açık aramayı, iftirayı bir siyaset tarzı olarak görme yanlışı içinde.

CHP?nin tarihi boyunca eğitimle ilgili tek faaliyeti ve tek tartışma konusu şekil, kılık-kıyafet olmuştur. Eğitim enstitüleri nostaljisi ile yatıp kalkan CHP, oradaki tek tip insan yetiştirme hülyasından başka eğitime ilişkin hiçbir hayal kuramamıştır. Şimdi tekrar oralara dönme gayretindeler ama geçti artık. CHP?nin eğitim politikası ikna odalarıdır. Bu milletin evlatları, ikna odalarını çok acı yaşayıp görmüştür ama utanmadan inkar ediyorlar. Bugün birkaç puan oy elde etme hırsıyla popülizmin sınırlarını zorlayan CHP, önce kendi geçmişi ile yüzleşmeli?

?CHP -BDP İŞBİRLİĞİ?

"Daha 6-7 ay öncesine kadar , şimdiki genel başkan da dahil olmak üzere CHP üst yönetiminin Kürt meselesine nasıl baktıkları herkes tarafından biliniyor. Nasıl uzlaşmaz bir tutum izledikleri meclisin kayıtlarında yer alıyor. Arkadaşlarımın BDP ile yaptıkları görüşmeler sebebiyle bizi nelerle itham ettiklerini, hangi iftiraları yakıştırdıklarını gördük. Öte yandan BDP?nin, CHP?nin bu tutumu karşısındaki duruşunu da çok iyi hatırlıyoruz. Biri statükonun en büyük savunucusu, diğeri statükodan en çok dert yanan partilerden biri. Biri Kürt meselesini derinleştiren zihniyetin siyasi temsilcisi, diğeri bu sorunu dilinden düşürmeyen siyasi parti. Bu iki ucun aslında platonik bir aşk yaşadıkları bayram ziyaretlerinde ve Sosyalist Enternasyonel Toplantısı?nda ortaya çıktı. Esasen bu platonik aşkın ilk emareleri 12 Eylül halk oylamasında görülmüştür. Parti kapatmalardan çok şikayet eden BDP?lilerin, parti kapatmayı zorlaştıran düzenlemeye destek vermemeleri, bir nevi CHP?nin ekmeğine yağ sürmeleri çok manidardır. CHP anayasa değişikliğine hayır derken, BDP de boykot adı altında hayır cephesine gizliden gizliye destek vermiş ve ittifakın ilk adımları orada atılmıştır. CHP genel başkanı, Diyarbakır?da ?Aşk ölmez eğer gerçekse? diyerek bir nevi BDP'ye ilan-ı aşk eyledi. Seçim öncesinde birden külleniveren bu aşkın CHP?yi de, BDP?yi de hangi hülyalara sevk edeceğini hep birlikte göreceğiz. Acaba BDP mi statükoculuktan mı medet umuyor, yoksa CHP etnik millliyetçilikten mi? Barajı geçebilmek için her yol mübahtır anlayışı kimseye fayda sağlamaz. İnanç özgürlüğü, laiklik gibi konularda iki partinin üst yönetiminin örtüştüğünü biliyoruz ama şunu da merak ediyoruz..Acaba CHP, BDP?nin Paris?te Sosyalist Enternasyonel?de terör örgütünü meşrulaştırma isteğine nasıl bakıyor? Acaba BDP, CHP?nin Ergenekon avukatlığı hakkında ne düşünüyor?"

"

?NATO ZİRVESİ?

?Mavi Marmara olayında bütün miillet tek yürek katillerin karşısında dikilrken, muhalefet partisinin lideri oranın medyasında ülkesini eleştiriyor. Dünyada belli medya kuruluşları Türkiye aleyhine bir kampanya başlatırken, Türkiye?de de belli medya grupları aynı kampanyanın içinde yer laıyor. Aynı yaklaşımı NATO?nun Lizbon zirvesinde bir kez daha gördük. Füze savunma sistemiyle ilgili yazılanlara bakınca ciddi bir bilgi eksikliği olduğunu görüyorum. Bazı medya kuruluşları ve partiler de bunu istismar ediyorlar.

Hiç tartışmasız bu zirveye Türkiye damgasını vurmuştur. Türkiye, stratejik konsept belgesinin şekillenmesinde ağırlığını hissettirmiş, ülke çıkarları en etkin şekilde savunulmuştur. NATO bir savunma sistemidir. NATO?nun füze savunması mimarisinin kurulmasındaki amaç, balistik füze yayılmasının beraberinde getirdiği riskin bertaraf edilmesi ve her müttefiğin güvenliğinin sağlanmasıdır. Amacı füze saldırısına maruz kalabilecek üyelerin savunma istiyacını karşılamaktır.Mütabakat kaygılarımızı giderecek şekilde oluşmuştur. ?İran burada hedef olarak gösterilmiştir? gibi yaklaşımlar, sadece zihinleri bulandırır. Fransa?nın ısrarla İran?ın ismini koyma gayreti de olmuştur. Sarkozy?nin ?biz kediye kedi deriz? yaklaşımı, mugalatadan başka bir şey değildir. Biz de kediye kedi diyoruz. Füze savunma sistemi konusu yeni bir konu değildir. İranlı dostlarımız bize teşekkür ederken, buradaki birilerine ne oluyor da kendilerine göre bir şeyler icat ediyorlar? Türkiye kesinlikle bir cephe ülkesi değildir. Bütün görüşmelerimizi de komşularımızı bilgilendirerek yaptık. Komşularımızın da Türkiye?ye yönelik hiçbir sıkıntısı yoktur.

Ancak görüyoruz ki bazı siyasetçiler, kraldan çok kralcılık yapıyorlar. Dün ?eksen kaydı? diyenler nasıl karapropaganda yapıyorlarsa, bugün de ?Türkiye komşularına sırtını döndü? diyenler karapropaganda yapıyorlar. Biz ne komşularımızın hakkını çiğneriz ne de milletimizin ulusal çıkarlarını heba ederiz?

Haberler