Haberler

Yıldırım: Dış Ticarette Ulusal Para Kullanılması Teklifini Önemsiyor ve Destekliyoruz

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, ambargo ve kısıtlamaların ülkeleri yeni arayışlara sürüklediğini belirterek, "Ulusal paralarla ticaretin teşviki başta olmak üzere alternatiflerin yaklaşımları üzerinde durulması normaldir, gereklidir.

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, ambargo ve kısıtlamaların ülkeleri yeni arayışlara sürüklediğini belirterek, "Ulusal paralarla ticaretin teşviki başta olmak üzere alternatiflerin yaklaşımları üzerinde durulması normaldir, gereklidir. Türkiye olarak dış ticarette karşılıklı olarak ulusal para kullanılması teklifini önemsiyor ve destekliyoruz" dedi.

TBMM'nin ev sahipliğinde Avrasya Meclis Başkanları Üçüncü Toplantısı, Antalya'nın turizm bölgesi Belek'teki bir otelde 'Avrasya'da Ekonomik İşbirliği, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma' temasıyla devam ediyor. 38 ülkenin meclis başkanlarının katıldığı ve dün başlayan toplantının bugünkü açılış konuşmasını, TBMM Başkanı Binali Yıldırım yaptı.

Endonezya'da meydana gelen depremde hayatını kaybedenler ve oluşan ağır hasar nedeniyle üzüntü duyduğunu dile getiren Yıldırım, toplantıda küresel ölçekte önem taşıyan sorunları ele alıp küresel barış ve istikrar için çaba göstereceklerini söyledi. Görevlerinin zor, sorumluluklarının ağır olduğunu belirten Yıldırım, bu zor görevin sadece Avrasya ülkelerine düşmediğini, bütün dünya parlamentolarının kendini sorumlu kabul etmesi gerektiğini aktardı. Yıldırım, Birleşmiş Milletler daimi ülkelerinin parlamentolarının kendi yönetimleri üzerinde daha etkili olması gerektiğini söyledi.

'EKONOMİK BASKILAR AVRASYA'DA DENGELERİ BOZUYOR'

Baş döndürücü gelişmelere sahne olan dünyada yüzleşmek ve çözüm bulmak zorunda oldukları meseleler olduğunu belirten Binali Yıldırım, "İnsanların mağduriyetleri devam ediyor. Suriye'de yangın sönmüyor. Yemen yanıyor. Filistinli kardeşlerimiz özgür ve insanca yaşama hakkını henüz elde edemedi. Afganistan barış ve istikrara hasret. Azerbaycan toprakları işgalde. Kıbrıs Türklerine karşı izolasyon sürüyor, haklarının verilmesi geciktiriliyor. Irak işgal sonrası yeniden toparlanmak üzere gayret gösteriyor. Uygulanan siyasi yaptırımlar, ekonomik baskılar Avrasya'da dengeleri bozuyor. Çevrenin korunması bizlerin ortak meselesi olarak önümüzde duruyor. Dünyamızda savaş, açlık, bulaşıcı hastalık, terör ve doğal afet gibi birçok sorunu bir arada yaşıyoruz. Bu sorunları çözecek olan yine bizleriz" diye konuştu.

'700 MİLYON AŞIRI BESLENİRKEN, 800 MİLYON AÇLIKLA MÜCADELEDE'

İnsanların hayattaki bütün varlıklardan sorumlu olduğunu belirten Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsan merkezli hayatı devam ettirmemiz, toprağı ve canlı hayatı korumamızla mümkündür. Havasını, toprağını, suyunu korumamız gereken tek bir dünya var. Kendimize ve tek bir olan dünyaya daha iyi davranmak mecburiyetindeyiz. Sürüleri azalan leylekler, dişleri için katledilen filler, hayat alanları daralan ceylan ve geyikleri daha iyi korumalıyız. Kuruyan nehirler, kirlenen denizler hayatımızın en büyük kaynaklarıdır. Ortaya çıkan çevre sorunları sadece o ülkeye ait değildir. Hepimizin sorunu ve bu sorundan hepimiz sorumluyuz. Her gün yüzlerce insanın geçmeye çalıştığı Akdeniz'in göçmen mezarlığı haline dönmesi hepimizin vicdani sorumluluğundadır. 700 milyon insanın aşırı beslenme sorunu yaşadığı dünyada, 800 milyon insan açlık sorunu çekiyor. Buna seyirci kalamayız. 10 kişiden birinin temiz suya ulaşamamasını görmezden gelemeyiz. 2050 yılında dünya nüfusu 9,5 milyara ulaşacağından bugünden neler yaşanabileceğini iyi görmeliyiz."

SEKRETERYA TEKLİFİ

Dünyada herkesin iş, AŞ ve refaha sahip olması için ortak sorumlulukları olduğunu aktaran Binali Yıldırım, sorumlulukları yerine getirmek için her yıl yapılan toplantıları bir sekreterya altında toplamayı teklif etti. İdeal olanın adil bir dünya düzeni kurmak olduğunu anlatan Binali Yıldırım, Türkiye'nin insani kalkınma çerçevesinde kalkınma yardımlarında cömert davrandığını belirtti. Yıldırım, Türkiye'nin 7 yıldan beri 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptıklarını anlattı. Yıldırım, "Uluslararası gündemin en önemli maddelerinden biri göçtür. Göç doğru yönetilmelidir. Doğru yönetilirse sürdürülebilir kalkınmaya yardımcı olacaktır" dedi.

'TERÖRİSTLERİN GÖRÜLDÜKLERİ YERDE BAŞI EZİLMELİ'

Türkiye, İran ve Rusya'nın Suriye'de aldığı inisiyatifin meyvelerini vermeye başladığını dile getiren Yıldırım, İdlib'de masum insanların katledilmesinin önüne geçildiğini söyledi. Yıldırım, "Dünyanın en fazla sosyal yardım yapan ülkeler arasında yerimizi aldık. Çağın belası olan terör birçok ülkenin canını yakıyor. Biz de terörden çok çeken bir ülkeyiz. Terör örgütleri insanların huzuru için en büyük engellerden biridir. Terör ile mücadele uluslararası alanda işbirliği gerektiriyor. Teröristlerin hepsi kötüdür. Görüldükleri yerlerde başları ezilmelidir. 'Senin teröristin, benim teröristim' demeden bu alçak örgütlere karşı gereken dayanışma ve destek gösterilmelidir. Bu örgütlerin silah, lojistik ve para gibi gelirlerine birlikte engel olmak zorundayız" diye konuştu.

MECLİS BAŞKANLARINA FETÖ UYARISI

FETÖ konusunda da konuk meclis başkanlarına uyarıda bulunan Binali Yıldırım, bu örgütün 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminde bulunduğunu, 251 Türk vatandaşını şehit ettiğini kaydetti. Örgütün 164 ülkede faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Yıldırım, örgüte karşı dost ülkeleri uyardıklarını ve destek beklediklerini aktardı.

'EKONOMİNİN SİLAH OLARAK KULLANILMASI KABUL EDİLEMEZ'

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, barış ve refah için bazı ülkelerin gösterdiği gayretin, bazı ülkeler tarafından tam anlaşılmadığına şahit olduklarını söyledi. Bazı ülkelerin ticareti ve sermayeyi engelleyici şekilde korumacılık anlayışını artırdıklarını dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Ekonomisi güçlü ülkelerin vurdumduymaz davranışları dünya ekonomisine ve dünya halklarının ortak refahına zarar veriyor. Türkiye olarak çok taraflı ticaret sistemini tehdit eden bu kısıtlamaları, korumacılık eğilimlerini doğru bulmuyoruz. Ekonominin silah ve baskı aracı olarak kullanılması kabul edilemez. Para kurlarını kullanarak siyasi hedeflere ulaşması çabasını da tüm uluslararası ekonomik sistemi tehlikeye düşürecek bir hareket olarak değerlendiriyoruz."

DIŞ TİCARETTE ULUSAL PARA KULLANILMASI

Binali Yıldırım, doların değişim parası olarak kullanılmasını gerekçe göstererek ABD yönetiminin bazı kişi ve kuruluşlara mahkumiyet vermeye çalışmasının ne ABD iç hukukuna ne uluslararası hukuka uygun olduğunu söyledi. Yıldırım, "Uluslararası ticarette herhangi bir para birimine karşı değiliz. Tek yanlı dayatmalar rahatsız edici. Bu kapsamda Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde ayrımcı olmayan, kuralla bağlı ticaret sisteminin sürdürülebilir şekilde korunması önceliğimiz. Ambargolar, kısıtlamalar ülkeleri yeni arayışlara sürüklemektedir. Ulusal paralarla ticaretin teşviki başta olmak üzere alternatiflerin yaklaşımları üzerinde durulması normaldir, gereklidir. Türkiye olarak dış ticarette karşılıklı olarak ulusal para kullanılması teklifini önemsiyor ve destekliyoruz" diye konuştu.

Sınır aşan sorunlara sınır aşan çözümler getirilmesi vurgusu yapan Yıldırım, sorunların çözümü için tekliflerde bulundu. Yıldırım, "Küresel ısınma teorik bir tartışma olmaktan çıkmıştır. İnsanlığı kaygı ve korkuya sürükleyen sorunları ortadan kaldırmak için bölgesel barış ve istikrarı sağlamanın yolu bellidir. Diğer ülkelerin işlerine karışmamak, uluslararası ilişkilerine saygı göstermek. İkili ve çoklu ticaretteki kısıtlamaları azaltmak, hatta kaldırmak refah yolundaki adımlardır" dedi.

BARIŞIN YENİDEN TESİS EDİLMESİ

Binali Yıldırım'ın ardından Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duması Başkanı Vyaçeslav Volodin, geçen yıl Güney Kore'deki toplantıda önemli kararlar alındığını söyledi. Suriye'deki sorunlar için Rusya, Türkiye ve İran cumhurbaşkanlarının kararlar aldıklarını belirten Volodin, öncelikle bölgenin teröristlerden temizlenmesi ve insanların memleketlerine dönmesi gerektiğini aktardı. Volodin, "Bugün Suriyelilere ülkelerinin ekonomilerini yeniden inşa etmeleri ve barışın tesisi için yardım etmemiz gerekiyor. Parlamento üyeleri bu görevin yerine getirilmesinde çok önemli bir rol oynayabilirler" dedi.

KORE YARIMADASI'NDA GERGİNLİĞİN SONA ERMESİ

Vyacheslav Volodin, Kore Yarımadası'nda gerginliğin sona erdirilmesine yönelik anlaşma imzalandığını, parlamentolar arası diyaloğa yönelik bir girişimde bulunulduğunu söyledi. Bu tedbirlerin hem Kore halkı için hem de tüm ülkeler için çok önemli olduğunu kaydeden Volodin, "Meslektaşlarımıza Kore Yarımadası'nda gerginliğin azaltılması, barış ve istikrarın getirilmesi konusunda başarılar diliyoruz" dedi.

HAZAR DENİZİ'NİN YASAL STATÜSÜ

Ağustos ayında Rusya Federasyonu, Azerbaycan, İran, Kazakistan ve Türkmenistan devlet başkanlarının, Hazar Denizi'nin yasal statüsüyle ilgili bir anlaşma imzaladığını hatırlatan Volodin, bu anlaşmanın ulusal yasalara aktarılması ve uygulanmasının büyük önem taşıdığını aktardı. Volodin, "Bu şekilde karşılıklı olarak faydalı, eşitliğe dayalı bir ortaklık kurulabilir Atlantik'ten Pasifik Okyanusu'na kadar" ifadelerini kullandı.

'SEKTÖRLER ARASINDAKİ ENGELLER YIKILIYOR'

Güney Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi Başkanı Moon HeE Sang da dünyada birtakım belirsizlikler bulunduğunu kaydetti. Çok sayıda zorlukla karşı karşıya olduklarını belirten Sang, '4'üncü Endüstri Devrimi'nin dalgalarının iyice yükseldiğine vurgu yaptı. Sang, "Sektörler arasındaki engeller yıkılıyor ve birbirine yaklaşıyor. Yapay zeka ve teknolojinin sosyokültürel katkısının yanında yan etkileri olacak, eşitsizlik gibi. Çevre kirliliği daha fazla hissedilmeye başlayacak, bu da pekçok ülkeye sosyoekonomik zarar verecek. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin uygulanmasına önem vermeliyiz. Daha da önemlisi karşımızdaki zorluklarla başa çıkmak için tek başına ülkeler hareket etmemelidir. Ortak bir çabayla, uluslararası düzeyde bir bilinçle, sorumlulukla hareket etmeliyiz" diye konuştu.

KORE YARIMADASI DÜNYAYI ŞAŞIRTTI

Avrasya'nın sürdürülebilir kalkınması için önemli görevleri olduğunu belirten Sang, Kore Yarımadası'nda sağlam bir barış zemini oluştuğunu anlattı. Sang, şöyle devam etti:

"Kuzey Kore diyalog yolunu seçti ve Kore Yarımadası'nda yaşanan değişim tüm dünyayı şaşırtmıştır. ABD- Kuzey Kore zirvesi yapıldı. 3 toplantı yapıldı. Kore Yarımadası'nda nükleer silahların temizlenmesi ve sürdürülebilir barışın başarıyla sağlanması gerçekleşecektir. Kore Yarımadası'nda barışı sağlamak için çalışıyoruz. İşbirliğinin sağlanmasıyla hem yürütme hem yargı rol sahibi olacaktır. Yarımada'daki Kore birbirleriyle bağlandığı zaman artık Avrasya gerçek bir barışa ve refaha kavuşacaktır. Kore o zaman Avrasya bölgesinin gerçek bir üyesi olacaktır."

Açılış konuşmaları, aile fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. Antalya'daki program 11 Ekim'e kadar devam edecek.

RUSYA VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, toplantı öncesinde ise Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duması Başkanı Vyaçeslav Volodin ile görüşmesinde, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu'nun meclisleri arasındaki işbirliğini ilgilendiren ikili ve uluslararası konuları kapsamlı ele aldı. Yıldırım ve Volodin, iki ülke arasındaki işbirliğinin yeni ve ileri bir formatı olacak şekilde TBMM ile Rusya Federasyonu Federasyon Meclisi arasında Üst Düzeyli Ortak Komisyon kurulması için mutabakata vardı. Üst Düzeyli Ortak Komisyon'un toplantılarının, altı ayda bir karşılıklı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nde ve Rusya Federasyonu'nda yapılması kararlaştırıldı.

- Antalya

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title
Close