Yapay zeka hayatımızı nasıl etkileyecek?

Yapay zeka, son dönemde en çok söz edilen iletişim teknolojilerinden biridir. İnsansı yapay zeka robotlarının ve ChatGPT gibi yapay zekaya dayalı sohbet robotlarının ortaya çıkmasıyla birlikte yapay zeka, dijital güvenlikten e-ticarete, kanserlerin erken teşhisinden teslimatlarda otonom araçlar ve drone kullanımına varıncaya kadar birçok günlük yaşam eyleminde temel aktör olarak yer alıyor.

Her yeni iletişim teknolojisine olduğu gibi yapay zekaya karşı da dikkatli olmakta fayda var. Deepfake teknolojisi ile kişilerin seslerinin, videolarının, konuşmalarının taklit edilebilmesi ve değiştirilebilmesi bu duruma somut bir örnek olarak açıklanabilir. Yapay zeka ile ilgili toplumdaki bir diğer endişe bazı mesleklerin yok olup olmayacağı ve robotların insanların yerini alıp almayacağı ile ilgili olmaktadır. Yapay zeka giderek gelişen bir alan olmasına rağmen empati, duygusal zeka gibi becerilerin robotlara tanımlanması ve insana eşdeğer davranması kolay bir süreç değildir. Robotlara empati becerilerinin kazandırılması sosyal robotlarla ilgili en önemli sorunlardan biri olarak görülüyor.

Yapay zeka insan zekasından daha alt olarak tanımlanan Dar Yapay Zeka, insan zekasına eşit olarak tanımlanan Genel Yapay Zeka ve insan zekasından daha hızlı ve üstün olarak tanımlanan Süper Yapay Zeka olarak üç bölümde açıklanır. 2060'larla birlikte insan zekasını aşan yapay zeka uygulamalarının görülmesi bekleniyor.

Marshall McLuhan'ın "Biz araçlarımızı şekillendiririz ve karşılığında onlar da bizi şekillendirir" sözünün yapay zeka ile gerçekleştiği görülüyor. Ancak yine de insan işgücüne, insanların sahip olduğu duygu ve düşünce yapısına, duygusal zeka bileşenlerine, empatiye, kişilerarası iletişim becerilerine her zaman ihtiyaç olduğu açık bir gerçektir. Sonuç olarak, yapay zeka; toplumları dönüştüren, işlem süreçlerini kolaylaştıran bir araç olarak insan işgücüne destek veren bir teknoloji olarak kullanılmalı ve hedeflerimize ulaşmakta kolaylık sağlayan bir araç olduğu unutulmamalıdır.