Haberler

Mindful yeme ve beyin

Prof. Dr. Barış Öztürk

Prof. Dr. Barış Öztürk

Diyetisyen
10.11.2023 11:33

Mindful yeme, açlık ve tokluk sinyalleriyle daha uyumlu hale gelmenin ve yiyecek seçimleri hakkında daha derin bir anlayış geliştirmenin yoludur. Bu yaklaşımın kökleri Budist öğretilerine dayanmaktadır, ancak günümüzde de yeme davranışlarını iyileştirmeye yönelik bir araç olarak yoğun ilgi görmektedir.

Mindful yeme ve beyin

Mindful kavramı, tam olarak anda olmayı, duyguları, düşünceleri ve bedensel duyumları kabul etmeyi içerir. Bu yaklaşım diyete uygulandığında, yiyecek ve yeme deneyimine tüm dikkatin verilmesi sağlanır. Yemeğin renklerini, kokularını, dokularını ve tatlarının yanı sıra yeme sürecini, yemek sırasında ve sonrasında kendimizi nasıl hissettiğimizi fark etmek anlamına geliyor.

Mindful yeme sindirim sürecinin ilk adımı olan daha yavaş yemeyi ve daha iyi çiğnemeyi öğreterek sindirimin iyileştirilmesine yardımcı olur. Tatlara ve dokulara daha fazla dikkat etmek beslenmenin duyusal deneyimini geliştireceğinden, yiyeceklerden daha fazla keyif almamıza olanak tanır. Mindful yeme, açlık ve tokluk işaretlerini tanımamıza yardımcı olur, bu da aşırı yemeyi veya az yemeyi önler.

Beslenmede ki zihin-beden bağlantısı, mindful yemenin duyguları ve enerji seviyelerini nasıl etkilediğine dair farkındalığı arttırması nedeniyle belirgindir. Bu ayrıntılara dikkat ederek açlıktan ziyade can sıkıntısından ya da stresten yemek yeme gibi kalıpları tanımlamaya başlayabilirler. Bu alışkanlıkları tanımak onları değiştirmenin ilk adımıdır.

Mindful yemeyi günlük hayata dahil etmek, yemeklerin sıklıkla aceleye getirildiği veya dikkat dağınıklığı içinde yenildiği günümüzün hızlı dünyasında zor olabilir. Ancak bu uygulamanın yerleşmesine yardımcı olabilecek birkaç pratik ipucu sunuyorum:

Mindful yeme ve beyin

Deneyime tam olarak katılmak için dikkatinizi dağıtacak elektronik unsurlar olmadan yemek yiyin.

Sindirime yardımcı olmak ve tatların tadını çıkarmak için yiyecekleri yavaş ve iyice çiğneyin.

Yemeğe ne zaman başlayıp ne zaman bitireceğinize rehberlik etmek için vücudun açlık ve tokluk sinyallerine dikkat edin.

Üretim için harcanan çaba ve kaynakları göz önünde bulundurarak yiyeceğin kökenini takdir edin.

Sonuç olarak mindful yeme, sadece yavaş yemek ya da kilo vermek anlamına gelmiyor; yemeği daha yoğun deneyimlemek ve yemenin hazzını yaşamakla ilgilidir. Yiyecekle daha sağlıklı, daha bağlantılı bir ilişkiyi teşvik eder ve daha iyi fiziksel ve zihinsel sağlığa kavuşturur. Mindful yemeyi uygulayarak, yeme alışkanlıklarımızı dönüştürebilir ve yiyeceğin sağladığı besin değerini daha iyi anlayabiliriz.

title