Haberler

İnflamasyonun Obezite Üzerindeki Rolü

Prof. Dr. Barış Öztürk

Prof. Dr. Barış Öztürk

Diyetisyen
15.08.2023 01:08

Günümüzde araştırmalar, inflamasyon ile obezite arasındaki bağlantıyı daha fazla vurgulamakta, bu ikisi arasındaki karmaşık etkileşimi ortaya çıkarmaktadır.

İnflamasyon, vücudun yaralanma, enfeksiyon veya zararlı uyarıcılara karşı doğal tepkisidir. Bu, bağışıklık hücrelerinin aktivasyonunu, sitokinlerin salınımını ve etkilenen bölgeye artan kan akışını içerir. Ancak kronik inflamasyon, akut inflamasyondan farklı olarak zaman içinde devam eder, potansiyel olarak doku hasarına yol açar ve çeşitli kronik hastalıklara katkıda bulunabilir. Aşırı vücut yağı birikimi ile karakterize edilen obezite, kronik inflamasyonla yakın bir bağlantıya sahip bir durum olarak ortaya çıkmıştır.

İnflamasyon ve obezite arasındaki temel bağlantılardan biri, yağ dokusu dokusudur. Adipoz doku artık sadece fazla enerji depolama yeri olarak kabul edilmiyor; hormonları ve adipokin adı verilen inflamatuar molekülleri salgılayabilen dinamik bir organ olarak kabul ediliyor. Obez bireylerde, adipoz dokudaki inflamasyon genellikle bağışıklık hücrelerinin, özellikle makrofajların artan infiltrasyonu nedeniyle inflamasyon geliştirir. Bu inflamasyon, adipokin dengesini bozar ve düşük dereceli kronik inflamasyon durumuna yol açar.

İnflamasyonun Obezite Üzerindeki Rolü

İnflamasyonun obezitedeki rolünün moleküler mekanizmaları karmaşıktır ve birbiriyle bağlantılıdır. NF-?B (nükleer faktör kappa hafif zincir artırıcı B hücreleri) gibi pro-inflamatuar sinyal yollarının aktivasyonu, fazla adipöz dokuya tetiklenir. Bu aktivasyon, interleukin-6 (IL-6) ve tümör nekroz faktörü alfa (TNF-?) gibi sitokinlerin üretimine neden olur; bu da inflamasyonu ve metabolik işlev bozukluğunu teşvik eder. Bu moleküller insülin duyarlılığını, glukoz metabolizmasını bozar ve viseral yağ birikimine neden olur.

İnflamasyon ve obezite arasındaki ilişki iki yönlüdür. Obezite sadece inflamasyonu tetiklemekle kalmaz, inflamasyon da obeziteyi kötüleştirebilir. Adipöz doku inflamasyon halindeyken, iştahı düzenleyen beyindeki yolları etkileyebilen inflamatuar arabulucular salgılar. Bu değişiklikler leptin direncine yol açar, yani vücut tokluk hormonuna uygun şekilde yanıt vermez ve iştah artar. Ayrıca, inflamasyon bağırsak mikrobiyotasını bozabilir, ki bu enerji dengesi ve metabolizmada kritik bir rol oynar.

İnflamasyon ve obezite arasındaki kompleks etkileşimin anlaşılması, halk sağlığı için çok önemlidir. Yaşam tarzı müdahaleleri, özellikle beslenme değişiklikleri, egzersiz ve kilo kaybı gibi, kronik inflamasyonu hedeflemek, inflamasyonun obeziteye olan olumsuz etkilerini hafifletebilir. Anti-inflamatuar bir beslenme, antioksidanlar, omega-3 yağ asitleri ve lif açısından zengin olarak, inflamasyonu azaltma ve metabolik sonuçları iyileştirme konusunda umut vaat etmiştir.

İnflamasyonun obezitedeki rolü, sağlık açısından derin sonuçları olan çok yönlü bir ilişkidir. Kronik inflamasyon obezitenin ilerlemesini teşvik edebilirken, obezite kendisi çeşitli mekanizmalar aracılığıyla inflamasyonu teşvik edebilir. Bu etkileşimin farkında olmak, obeziteyi sadece kilo yönetimi ile sınırlamak yerine altta yatan inflamatuar süreçleri ele almayı önemli kılmaktadır.

title