Haberler

Batı tarzı beslenme ve beyin sağlığı

Prof. Dr. Barış Öztürk

Prof. Dr. Barış Öztürk

Diyetisyen
24.04.2023 10:44

Teknoloji öncesi dönemde beslenme büyük ölçüde avcılık ve toplayıcılık yoluyla elde edilen yabani besinlerden oluşuyordu. Günümüzde ise besin işleme ve koruma alanındaki teknolojik ilerlemelerle birlikte, yüksek oranda işlenmiş besinlere geçiş söz konusu olmuştur.

Batı ülkelerinde ağırlıklı olarak doymuş yağlar, rafine şekerler, kolesterol ve tuz açısından zengin ve omega-3 yağ asitleri ve kompleks karbonhidratlardan fakir besinlerin oluşturduğu bir beslenme tarzı ülkemizde de etkisini göstermektedir.

Batı tarzı beslenmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, kilo alımı ve diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve hipertansiyon dahil olmak üzere metabolik işlev bozukluğunun görülme sıklığı ve yan etkileri her geçen gün artış göstermektedir.

Yeni bilimsel çalışmaların sonuçları aşırı kilo ve obezitenin bilişsel bozukluklarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Batı tarzı beslenme şeklinin obezite ve bununla ilişkili metabolik bozukluklardan bağımsız olarak beyin işlevleri üzerindeki olumsuz etkileri kaçınılmazdır.

Bu tarz beslenme alışkanlığı ergenler ve genç yetişkinle Hipokampal Bağımlı Öğrenme ve Hafıza (HDLM) da daha düşük performans sergilemektedir ve sol hipokampus hacminde azalma görülmektedir.

Çocuklardan yaşlılara kadar, batı tarzı beslenme ile beyin yürütme işlevi arasında ilişkiler vardır. Çocuklarda ve ergenlerde daha zayıf yürütücü işlevler daha fazla kırmızı et ve şekerli içecek tüketimiyle ilişkilidir.

Yüksek doymuş yağ tüketimi orta yaşta daha zayıf hafıza, işlem hızı ve bilişsel esnekliğe neden olur ve birden çok bilişsel alanda daha büyük bilişsel gerileme ile ilişkilidir. Yüksek şekerli yiyecek ve içecekler çocuklarda hiperaktiviteyi arttırmaktadır.

Tuz genellikle yiyeceklerin lezzetini arttırmak veya yiyecekleri korumak için kullanılır. Sofra çeşnisi olarak iyi bilinmesine rağmen, tükettiğimiz tuzun büyük bir kısmı zaten satın aldığımız yiyeceklerde bulunmaktadır.

Yüksek tuz alımı, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalık ile ilişkilendirilerek inme ve serebral küçük damar hastalığı riskini artırır. Sürekli olarak yüksek tuz alımı biliş üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir. Bozulmalar en yaygın olarak uzamsal bellek görevlerinde ve hipokampüste artan oksidatif stres ve azalan serebral kan akışı ve sinaptogenez ile gözlenir.

Kolesterol, bilişe zararlı olduğu tespit edilen başka bir diyet bileşenidir. Kolesterolü yüksek bir beslenme alışkanlığının uzamsal bellek ve pasif kaçınma görevlerindeki performansı bozduğu gösterilmiştir.

Bu bilişsel değişikliklere artan amiloid beta üretimi, serebrovaskülatüre zararlı etkiler, mikroglial hücrelerin aktivasyonu ve artan oksidatif stres eşlik eder.

Doymuş yağ, şeker, kolesterol ve tuz işlenmiş gıdalarda yüksek miktarlarda bir arada bulunma eğiliminde olduğundan, çalışmalarda batı tarzı beslenmenin ayrı ayrı bileşenlerinin etkilerini belirlemek genellikle zordur. Olumsuz etkilerin, meyve ve sebzelerden yetersiz tüketimiyle düşük vitamin, mineral ve omega-3 yağ asidi alımı gibi eksikliklerden de kaynaklanabileceğinin de altını çizmek istiyorum.

title