EBYÜ Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü: Yapı Stokunu Deprem Olacak Gibi Oluşturmalıyız
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden, depremle ilgili yapı stokunun gerçekten 24 saat sonra deprem olacak gibi oluşturulması gerektiğini belirtti.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden, "Bundan sonra oluşturacağımız yapı stokunu gerçekten 24 saat sonra deprem olacak gibi oluşturmamız lazım." dedi.
EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent ve Deprem Araştırma Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden, Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi Senato Toplantı Salonu'nda gazetecilerle bir araya geldi.
Rektör Levent, burada yaptığı konuşmada, geçtiğimiz yıl temmuz ayında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle enstitünün resmileştiğini ve çalışmalara başladıklarını söyledi.
Enstitünün depremle ilgili çalışmaların yapılacağı bir yer olacağını ifade eden Levent, "Depreme karşı binalar yapı stoku nasıl olmalı, deprem öncesi ve sonrası nasıl planlamalar yapılmalı şeklinde bir çok değerli çalışmalar yapacak. Buranın alt yapısı bir miktar hazırdı." dedi.
Enstitü hakkında yapacakları ile ilgili sunum yapan Prof. Dr. Şevket Özden ise Erzincan'ın Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde yer aldığını, basın mensubundan yöneticilere herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
Bingöl Yedisu fay hattının hareketliliği ile ilgili soruyu yanıtlayan Özden, "AFAD'ın verilerini sürekli takip eden bir insanım, burada o fayın harekete geçme ihtimalinin var olduğuna inanıyorum. O fay harekete geçtiği zaman benim şehrimi etkileyeceğinin de farkındayım. Onun için söylüyorum. Bundan sonra ki oluşturacağımız yapı stokunu gerçekten 24 saat sonra deprem olacak gibi oluşturmamız lazım." diye konuştu.
"Bu devlet hangimizin yarasını sarsın?"
Yapılması gereken çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulunan Özden, şunları kaydetti:
"Kitabın ortasından konuşmak istiyorum. Çünkü bıktım artık. Gördüğüm bütün depremlerde problem, benim gibi mühendislerin yaptığı hatalar ya da halkımın sadece ve sadece rant için attığı adımlardan oluşuyor. Sonrada kalkıp diyoruz ki 'devlet bizi kurtarsın, yaramızı sarsın.' Bu devlet hangimizin yarasını sarsın? Önce yarayı oluşturmayacak adımları lütfen atalım. Ondan sonra da devlete diyelim ki 'gel arkadaş benim yaramı sar.' Bakıyorsun mühendislik uygulamaları uygulama değil, betonla ilgili problemlerimiz hat safhada, donatıyı uygulayan demirci ustalarımızın hiç bir eğitimi yok, mühendislerimiz gidip sahada imalatları kontrol etmiyor. Bina yıkılıyor 'devlet nerede?' Devlet benim, devlet sizsiniz, devlet oradaki binayı yapan insan. Benim altında bir tane 12 yaşında araba var. Şehirlerarası yolda 180 kilometre hızla gidersem halim ne olur? Ayağımı frene attığım zaman tutmayacak, bunu bile bile 180 yapıyorsam artık 'devlet nerede' diye sormanın anlamı var mı?"