Sudan'da sokak kültürünün vazgeçilmezi çaycı kadınlar iş stresini azaltıyor (2)
Sudan'da geçimlerini sokaklarda çay satarak sağlayan ve "Sitteşşay" ismiyle anılan çaycı kadınlar, ülke kültüründe ve sosyal hayatında önemli yere sahip.
Sudan'da geçimlerini sokaklarda çay satarak sağlayan ve "Sitteşşay" ismiyle anılan çaycı kadınlar, ülke kültüründe ve sosyal hayatında önemli yere sahip.
Sudan sokaklarında hemen hemen her köşe başında rastlanan çaycı kadınlar, müşterilerine koyu sohbetlerin yapıldığı geleneksel açık hava çayhane ortamını sağlayarak, halkın iş stresi ve günün yorgunluğunu atmasını sağlıyor.
Çay satan kadınlarla müdavimleri olan müşterileri arasındaki bağ o kadar kuvvetli ki birbirlerinin sır küpü ve dert ortağı gibiler. "Sitteşşay"lar, modern kafelere kıyasla gerek rahat ortamı gerekse açık havada buluşulmasını sağlaması sebebiyle halkın önemli kesimi tarafından büyük rağbet görüyor.
Sudan'da hemen hemen her köşede, iş merkezleri ve AVM'lerin yakınında, ağaç altında görebileceğiniz çaycı kadınlar, kavurucu çöl sıcaklarının hakim olduğu Doğu Afrika ülkesinde bunalan vatandaşların hararetini dindiriyor, sosyal ve kültürel hayata zenginlik katıyor.
Küçük bir tezgah, birkaç tabure ve sehpayla satış yapan kadın çaycılar, mangalda kömürle pişirilen çayın yanı sıra kahve, süt, bazen de bitki çayları servis ediyor. Çaylar ve kahvelerin naneli, tarçınlı, zencefilli, sütlü ve bol şekerli seçenekleri bulunuyor.
"Ailemi geçindirmek, çocuklarımı okutmak için çalışmak zorundayım"
Müşterilerinin çoğunu öğrencilerin oluşturduğunu söyleyen çaycı kadınlardan Emira Adem Muhammed, "Evim yok. Oğlumla beraber bazen 2-3 gün Nil Caddesi'nde çay sattığım yerde geceliyorum. Bazen kardeşimin yanında kalıyorum. 2011'de kocamdan ayrıldım. Babam vefat etti. Bakacak kimsem olmadığı için çaycılığı meslek edindim. Rızkımı kazanmak için çaycılık yapıyorum. Sabah namazından akşama kadar çalışıyorum. Günde 5 bin cüneyh (13 dolar) kazanıyorum ancak gelirimin çoğu çay, şeker, kahve ve ulaşım masraflarına gidiyor." dedi.
Nil Caddesi'nde çaycılık yapan Emali Abdullah da ordudan emekli hasta kocası ve 8 çocuğuna bakmak için çalışmak zorunda kaldığını belirterek şunları kaydetti:
"Çocuklarımı okutamadım. Kocamın emekli maaşı var. Çocuklarımdan bazılarının okulu bırakıp çalışmasına rağmen yetiremiyoruz. Çalışmak ayıp değil. Sağlığım yerinde, alın terimle kazanıyorum, neden başkalarından isteyeyim? Çaycılık dışında başka işlerde de çalışıyorum. Ailemi geçindirmek çocuklarımı okutmak için çalışmak zorundayım. Nil Nehri'ndeki son taşkında evim yıkıldı. Evimi yeniden inşa etmek için yardım bekliyorum."
Yorgunluğun ve hararetin atıldığı rahat bir mekan
Sudanlı gazeteci İştiyak Abdullah, insanların resmiyetten uzak, rahat bir ortam olduğu için çaycı kadınları tercih ettiğini söyledi.
Abdullah, "Çaycı kadınlar çok kibar ve cana yakınlar. Hepsinin müdavimleri var. Her gün aynı yüzleri görürsünüz. Müşterilerini tanıyorlar, ne sipariş edeceklerini ne isteyeceklerini biliyorlar. Çaycılar müşterilerinin sosyal ve ekonomik durumlarına da vakıf. Sokaktaki çay satanlarla oturmak, bir şeyler içip sohbet etmek bir gelenek ve kültür. Çaycı kadınlar müşterilerin ruh halinden anlayan, sevincinize ve hüznünüze ortak olan anne, teyze, sevgili ve değer verdiğiniz bir büyüğünüz sizin için. Biz bir aile gibiyiz." diye konuştu.
Gazeteci Sufyan el-Buşra da "Çaycıdan çaycıya fiyatlar değişir ancak satıcılar sabit müşterilerini kaybetmemek için malzemelerin fiyatları artsa da bunu müşteriye yansıtmamaya çalışır. Sokakta bir bardak çayı 50 cüneyhe, bir fincan kahveyi ise 100 cüneyhe içebilirsiniz. Ama tanıdığınız bir satıcıysa size daha ucuza satabilir. Çaycı kadınların mekanları, protokolün olmadığı, yeni arkadaşlıklar edindiğiniz, yeni yüzler tanıdığınız yerler. Ofiste bunalıp hava almak istediğimizde çaycı kadınlara gideriz. Günde bir ya da birkaç kez uğrarsınız yanlarına." dedi.
"Halk ile çaycılar arsında ayrıcalıklı bir ilişki var"
Esnaftan Mahmud Ezheri (50), olumsuz hayat şartları ve ekonomik durumun kadınları sokakta çalışmaya mecbur bıraktığını, kadınların evlatlarına bakabilmek ve okutabilmek için bu işi yaptıklarını anlatarak, bunun çok değerli bir şey olduğunu ve çaycı kadınların devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Gazeteci Abdulaziz en-Nakr da "Sosyal şartları kadınları bu işi yapmaya zorluyor. Sudan oldukça muhafazakar bir toplum. Çok zorda kalmadıkça kadınlar dışarıda çalışmaz. Bu meslek, savaş ve göç koşullarında Sudanlı kadınlar arasında gerek kentlerde gerekse kırsal kesimlerde çok yaygınlaştı. Üniversitelerdeki çaycılar, öğrencilerin sorunlarının detaylarına vakıf. Halk ile çaycılar arasında da gerçekten ayrıcalıklı bir ilişki oluştu." ifadelerini kullandı.
Sudanlı çaycı kadın Avadıyye Mahmud "Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü" sahibi
Sudan'da 1986'dan bu yana çaycılık yapan 58 yaşındaki Avadıyye Mahmud da çaycı kadınların sembol isimlerinden biri.
Meslektaşlarının karşılaştığı ekonomik ve hukuki sorunların aşılması için 1990'da Kadın Yiyecek ve Çay Satıcıları Kooperatifini kuran Mahmud, bu girişimi sayesinde 2016'da ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen "Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü"ne layık görüldü.
Ülkenin batısındaki Darfur'da ve güneydeki eyaletlerde yaşanan silahlı çatışmalar nedeniyle kocalarını kaybeden ve ülkelerinde sığınmacı haline gelen binlerce kadın geçimlerini sağlayabilmek için çok az sermaye gerektiren bu işe başladı. Son 20 yılda çaycılık, Sudanlı kadınların ayakta kalabilme mücadelesinin başlıca yolu haline gelmiş durumda.
Sadece başkent Hartum'da binlerce kadın çay ve kahve satarak geçimini kazanıyor.