Geç ve güç
1980’de Güney Afrikalı bir anne ve eski bir ralli-kros sürücüsünün oğlu olarak dünyaya gelen Jenson Button, kariyerine sekiz yaşında bir karting aracıyla başladı.
1980’de Güney Afrikalı bir anne ve eski bir ralli-kros sürücüsünün oğlu olarak dünyaya gelen Jenson Button, kariyerine sekiz yaşında bir karting aracıyla başladı. Bir süre alt serilerde devam etti ve 1999 yılında Formula 1 koltuğuyla tanıştı.
McLaren ve Prost takımlarıyla test sürüşü gerçekleştiren Jense, Alessandro Zanardi’nin ayrılığıyla boşta kalan Williams koltuğu için adaylardan biriydi. Yeni milenyumda Ralf Schumacher’in takım arkadaşını belirlemek için efsane patron Frank Williams’ın aklında ise ilginç bir yöntem vardı. Jenson Button ile Brezilyalı Bruno Junqueira test sürüşüne çıkacak ve en hızlı dereceyi elde eden Williams takımında yarışmaya hak kazanacaktı.
Jenson Button bu testi başarıyla geçti ve Formula 1’de pistte yer alan en genç Britanyalı sürücü oldu. İkinci yarışında beşinci oldu ve bu sefer de Formula 1 tarihinin puan alan en genç sürücüsü oldu. Ancak sezonun ilerleyen bölümlerinde formunun düşmesi ve Juan Pablo Montoya’nın Indianapolis 500 galibiyeti, genç Jense için yol ayrımı anlamına geliyordu. 2001’de, Benetton’a transfer oldu.
Enstone’da geçirdiği iki sezon felaketti, takım patronu Flavio Briatore tarafından defalarca “playboy” olmakla suçlandı. 2003 sezonunda yeni durağı BAR takımı oldu. Burada eski şampiyon Jacques Villeneuve’ün tecrübelerinden faydalandı. Monako’da antrenmanlarda geçirdiği ağır kazada bilincini kaybetse de o sezon başka yarış kaçırmadı.
Sezonu dokuzuncu olarak tamamladı. Fakat yükseliş için 2004’ü beklemek zorundaydı. İlk podyumunu ve pol pozisyonunu elde ettiği sezonu üçüncü sırada tamamladı. Yeni takım arkadaşı Takuma Sato’ya karşı mutlak bir üstünlük kurmuştu. Ancak Ferrari’nin damga vurduğu sezonda ulaşamadığı bir hedef vardı: Yarış galibiyeti.
Sezon ortasında Williams ile imzaladığı ön protokol, BAR’ın baskıları sonucu iptal edildi. 2005 sezonu Jenson Button ve BAR- Honda için çok kötü başladı. Sezonun ilk dokuz yarışında puan alamayan Button, kalan on yarışın tamamında puan aldı. İki podyum derecesi elde ettiği sezonun sonunda senaryo aynıydı. Williams ile anlaşan Button, takımın tüm hisselerinin Honda tarafından satın alınmasıyla takımda kaldı.
Ve Macaristan GP
2006 sezonu Formula 1 tarihinin özel sezonlarından biri olarak kabul edilir. Bunda Michael Schumacher’in ilk emekliliğinin payı çok büyük. Renault ve Fernando Alonso sezona çok iyi başlamış ancak araçtaki kütle amortisörünün kullanımı sezon ortasında yasaklanmıştı.
Üst üste galibiyetler elde eden Michael Schumacher, Macaristan yarışı öncesi şampiyona lideri Alonso ile arasındaki puan farkını 11’e indirmişti. Jenson Button ve Honda cephesinde ise işler pek yolunda değildi. Takım 12 yarışın yalnızca beşinde puan alabilmişti.
Hungaroring’de haftasonu çok ilginç başlamıştı. Şampiyonluğun iki adayı, Fernando Alonso ve Michael Schumacher, antrenmanlarda kural dışı geçiş yaptıkları için sıralama turlarında ikişer saniyelik zaman cezasına çarptırılmışlardı. Button ise motor değiştirdiği için yarışa sıralama turu derecesinin 10 sıra gerisinde başlayacaktı.
Sıralama turlarında McLaren’den Kimi Raikkonen pol pozisyonunu elde etti. Sıralama turu cezasıyla beraber yarışa Michael Schumacher 11, Fernando Alonso ise 15’inci sıradan başlayacaktı. Honda ise çok iyi bir sıralama turu geçirmişt. Öyle ki Rubens Barrichello üçüncü ve Jense dördüncü sırayı almışlardı. Ancak Jensie’nin motor cezası yarışta iddialı olmasını önleyecek gibiydi.
Yarış günü ise işler tamamen değişmişti. “Takvimdeki en sıkıcı pist” unvanını yıllardan beri elinde tutan Hungaroring yağmurla beraber bir festival alanı hâline geldi. Gerilerden başlayan Alonso ve Schumacher daha ilk turlardan puan pozisyonuna gelmişti. Jenson Button ise benzin sızıntısı nedeniyle yarışa pit yolundan başlayan Christian Klien’in yarattığı boşluktan faydalandı ve adeta bir ok gibi ileriye fırladı.
Ferrari gibi Bridgestone marka lastik kullanan takımlar değişken koşullarda zorlanırken Alonso ve Button, yukarılara tırmanmayı sürdürüyordu. Alonso birkaç tur çekiştikten sonra Schumacher’i geçti ve pit stoplarla beraber liderliğe kadar yükseldi. Yavaş virajlı pistlerde dünyanın en iyi sürücülerinden biri olan Button’ın performansını ise yarış mühendisi Andrew Shovlin’in telsiz konuşması özetliyordu: “Gayet iyi gidiyorsun. Ben sesimi fazla çıkarmayacağım. Tadını çıkar.”
İki tur içinde Massa, Fisichella ve Michael Schumacher’i geçen Button podyum yarışına dâhil olmuştu. Kısa bir süre sonra Schumacher, beşincilik için çekişirken Giancarlo Fisichella’yla yaşadığı temas sonucu ön kanadını kırdı ve Alonso’nun bir tur gerisine düştü.
Kimi Raikkonen’in tur bindirirken Vitantonio Liuzzi’yle çarpışması dengeleri bir kere daha değiştirecekti. Schumi turunu geri aldı, pite girmeyi tercih etmeyen Button ise ikinciliğe yükseldi.
Alonso, 51. turdaki ikinci ve son pit stopundan sonra liderliğini sürdürüyordu ve herkes yarışın galibinin belli olduğunu düşünüyordu. Fakat sağ arka lastiğin bijonuda yaşanan sorun, Renault’yu iki viraj sonra lastik bariyerlere fırlattı. Jenson Button liderdi. İngiliz sürücü, sorunsuz biçimde finişe geldi ve 113 yarışın ardından ilk zaferine ulaştı.
McLaren’da yıllarca test pilotluğu yapan ve Juan Pablo Montoya’nın ani ayrılığıyla koltuğu devralan Pedro de la Rosa ikinci olarak kariyerinin ilk podyumuna ulaşırken Nick Heidfeld’in üçüncülüğü BMW-Sauber takımının ilk podyumu anlamına geliyordu. Yarışın son bölümünde ikinciliğe kadar yükselen Michael Schumacher, lastikleri bitince önce de la Rosa’ya, sonra da Heidfeld’e geçildi. Bitime üç tur kala Heidfeld’le yaşadığı temas sonrası yarışa veda eden Schumi yarışın yüzde 90’lık bölümünü tamamladığı için klasmanda yer aldı ve sekizincilikle beraber bir puanla yetindi.
Macaristan’la beraber sezonun kalan altı yarışında en çok puan toplayan isim olan Jenson Button, sezonu 56 puanla altıncı sırada tamamladı. İç açıcı geçmeyen 2007 ve 2008 sezonlarının ardından, Honda’nın küresel ekonomik kriz nedeniyle Formla 1’den çekilmesi ve efsane patron Ross Brawn’ın takımı devralmasıyla Jense 2009’da kalan son hedefe de ulaştı : Dünya şampiyonluğu. Ama onlarca galibiyet ve unutulmaz yarışın belki de asıl başlangıcı 2006 Macaristan Grand Prix’ti…
Hazırlayan : Anıl Baran Doğan