Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Karın vurduğu Malatya'da 787 vatandaş misafirhanelere yerleştirildi, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

Bir şehir kabusu yaşıyor! 787 kişi kurtarıldı, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

CHP'li Karabat'tan gündem yaratacak iddia: 200 TL'ye tüm kimlik bilgileriniz satılık

CHP'li isim video paylaşıp skandal bir iddiada bulundu

Görüntü Türkiye'den! Yolun ortasında donan at, kaskatı kesildi

At donduran soğuk

Ersan'dan Büyük İtiraf | Üç Ameliyatın Yapamadığını Bir Krem Yaptı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ersan Gülüm, hayatını karartan nasırdan nasıl kurtulduğunun ilginç öyküsünü Şampiy10'a anlattı.

İşte Ersan'ın enteresan hikayesi:

"Ben yanlış hatırlamıyorsam, milli takımda İsveç ile oynadığımız hazırlık maçından sonra yaklaşık 1.5 ay iğneyle oynadım. Ayağımdaki nasırın olduğu bölgeyi uyuşturuyorlardı, hiçbir şey hissetmiyordum ve oynayabiliyordum. Ancak acılar öyle dayanılmaz bir noktaya geldi ki iğne de fayda etmemeye başladı. Nitekim Akhisar maçında oyundan çıkmak zorunda kaldım.

Sonrasında araştırdık, ünlü bir hastanedeki bir doktora gittik. Bana orayı keseceğini ve 10 gün sonra idmanlara başlayabileceğimi söyledi. Ameliyat yapıldı, 10 gün sonra kramponu giydim, idmanlara başladım fakat ayağım yine acıyordu hatta daha da kötü oldu. Yine o doktora gittik, 'Niye böyle?' dedik. Uyuşturdular, kestiler, biçtiler. Yine yattım ama yine iyileşmedi.

Ardından İstanbul'da gezmediğim hastane gitmediğim doktor kalmadı. Birisi 'Bacağından parça alıp oraya ekleyeceğiz' dedi, istemedim, birisi 'İki parmağını birleştirip dikeceğim, ömür boyu öyle kalacak' dedi, onu da kabul etmedim. Sonra bir doktor, 'Orada enfeksiyon var, iyice oyacağız, ardından başka bir yerinden alınacak parçayı ekleyeceğiz' dedi. Ben ise 'Parça eklemeyin, temizleyin, ben her gün hastaneye gidip geleceğim' dedim. Yaptılar, her gün hastaneye gidip geldim ama yine iyileşmedi.

Artık çok sıkılmıştım, hiç geçmeyeceğini düşünüyordum. Ama bir gün futbolcu arkadaşım Turgay Bahadır beni aradı. 'Bunu ben de yaşamıştım. Almanya'da bir krem var. Onu kullan' dedi. 'Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar' dedim ve sürdüm. İki haftada yaradan eser kalmadı vallahi.

Ben iki maç kaçırıp sonrasında oynarım diyordum. Ama 8 maç ve milli takım kampını kaçırdım. 5 haftada 3 kez ameliyat oldum geçmedi ama bir kremle iyileşti."

"Bana göre bizim stoper transferine ihtiyacımız yok. Ben, Franco, Sivok ve Atınç var. Atınç altyapıdan geldi. Beşiktaş taraftarı böyle oyuncuları seviyor. Bence ona şans verilmeli.

Geçen sezon Escude başlamıştı stoperde. Ben ise sol bektim. Ama Motta gelince ben ve Sivok oynamaya başladık defansın ortasında. Sonrasında Sivok sakatlandı. Franco ile ben oynamaya başladık. Çok iyi bir form grafiği yakalamıştık. Penaltılar dışında gol yemedik. Geçen seneki defansın yakaladığı başarı ortada."

"Geçen sezon devre arasında stopere ihtiyacımız oldu. Çünkü çok sakatlık yaşandı. Ama Dany'ye mi ihtiyaç oldu, onu bilemem. Dany, Beşiktaş'ta zor bir dönem geçirdi. Tutturamadı. Bir oyuncu bir büyük takımdan bir başka büyük takıma geçtiği zaman tepkiler oluyor. Bu futbolcu için kolay değil. Ama elinden geleni yapmaya çalıştı. Başarılı oldu mu, olmadı mı, ona kamuoyu karar veriyor.

Ancak Elazığ maçından önce sırf kulübe değil, takıma da büyük yanlış yaptı. Biz bir çaba sarfediyoruz, mücadele ediyoruz. Ben Beşiktaş'a ilk geldiğim dönemde aylarca para alamadığımız oldu. O geldi, 1-2 ay içinde parasını istedi. Sonuçta alacaksın paranı. Beşiktaş'ta paran kalmaz hiçbir zaman. Ama kusura bakmasın, 'Maça çıkmayacağım' diyerek takım arkadaşlarını yalnız bırakmak yakışmaz. Elazığ maçı kolay da değildi. Kümede kalmaya oynuyorlardı. İşte böyle zamanlarda insanın karakteri ortaya çıkıyor bence."

“Esasında bizim geçen seneki performansımız iyiydi. 6-7 maç seyircisiz oynadık. Bir Kasımpaşa, bir Olimpiyat'ta maça çıktık. Sahamız nerede belli değil. Taraftarımıza yazık. O soğukta Olimpiyat'a kadar geldiler. Ben taraftar olsam üşenirim gitmeye. Ama sağ olsunlar, gelenler yardımcı olmaya çalıştı. Alınan sonuçta büyük faktör stattı bence.”

"Avustralya Milli Takımı istedi beni ama ailem Türk. Niye gidip de orayı seçeyim? Tamam, doğduğum ülkeyi seçebilirdim ama Türküm."

"Benim en büyük zaafım risk alıyorum. Çünkü topu hep olumlu kullanmaya çalışıyorum. Ama hep kendimi geliştirmeye çalışıyorum."

"Hugo Almeida ve Manuel Fernandes'i aramayız. Zaten geçen senenin ikinci yarısında Fernandes yoktu. Almeida'nın da yeri dolar."

"Sezonu erken açmak sorun yaratır mı? Biz oyunculara bağlı. Kendimize iyi bakar, bir de iyi gidersek hiç problem yaratmaz."

"Ben Puyol'u çok beğeniyordum. Defans oyuncusu bana göre hırslı olmalı. Tamam teknik de lazım ama hırs çok daha önemli bence. Senin o mücadeleni görünce orta sahadakiler de hırslanıyor. Defans oyuncusunun topu kazanmak için yüzde yüzünü vermesi gerek. Diğer arkadaşlar bunu görünce mücadele seviyelerini artırıyorlar."

"Ben sakatlanınca kendimi kapatıyorum eve. Orada iyileşmeye çalışıyorum. Annem ve babamla yaşadığım için onlar bana bakıyor. Bu sakatlık nedeniyle zaten ayakkabı da giyemediğim için hep evde oturdum."

Şampiy10

Kaynak: EuroSport.com / Spor
title