Haberler

Rabbena duası okunuşu ve yazılışı - Rabbena Atina duası Arapça yazılışı ve Türkçe meali nedir? Rabbena ve Rabbenağfirli duası

Güncelleme:

Namazlarda Kade-i Ahire oturuşunda okuduğumuz dualardan birisi de "Rabbena Atina Fiddünya" duasıdır. Rabbena duası kısa olduğundan ezberlenmesi de kolaydır. Peki Rabbena duası okunuşu nasıldır? Arapça yazılışı nedir? Rabbenağfirli duası okunuşu nedir?

Tahiyyat, Salli, Barik dualarından sonra namazlarda okuduğumuz bir diğer dua Rabbena duasıdır. Kısa olduğu için kolaylıkla ezberlenebilir. Rabbena ve Rabbenağfirli dualarını okumak çok faziletlidir. Namaz içerisinde Rabbenayı her okuyan kişi tüm ailesine, akrabalarına dua etmiş olur. Peki Rabbena duası okunuşu nasıldır, ne zaman okunur, nerede okunur, meali nedir tüm detaylar haberimizde...

RABBENA DUASI HAKKINDA BİLGİLER

Rabbena duası 2 çeşittir. İlki "Rabbena Atina Fiddünya" diye başlayan, diğeri ise "Rabbenağfirli" diye başlayan dualardır. Fakat ikisi de toplu şekilde Rabbena duası diye adlandırılmaktadır.

Rabbena duaları 5 vakit farz olan namazlarda, nafile namazlarda vb. namazların sonundaki Kadei Ahire oturuşunda okunan bir duadır. Tahiyyat, Salli, Barik ve sonrasında ise Rabbena duaları okunur. Kısa olması dolayısıyla her müslümanın ezberleyebileceği bir duadır. Alimler ezberlenmesini tavsiye etmişlerdir.

Bunlara ek olarak namazda son oturuşta "Rabbenâ âtina" ve "Rabbenağfirli" dualarını okumak sünnettir. Bu duaları okumakla kişi sünnet sevabı kazanır. Okumamaktan dolayı namaz bozulmaz. Lakin sünnet sevabından mahrum kalınmış olur. Bu bakımdan okunmaları tavsiye edilir. Zaten ezberlenmesi kolay ve kısa bir duadır.

RABBENA DUASI NEREDE VE NE ZAMAN OKUNUR?

Namazlarda son oturuşlarda Ettahiyyatü, Salli ve Barik dualarının akabinde Rabbena duası da okunur. Rabbena ve Rabbenağfirli dualarını okumak sünnettir. Duayı okumayanların namazları bozulmaz. Fakat alimler tarafından okunması tavsiye edilmiştir. Ezberlenmesi kolay olduğu için kolaylıkla ezberlenebilir.

RABBENA ATİNA DUASI ARAPÇASI

Rabbena duası okunuşu ve yazılışı - Rabbena Atina duası Arapça yazılışı ve Türkçe meali nedir? Rabbena ve Rabbenağfirli duasıRabbena duası

RABBENA ATİNA DUASI OKUNUŞU

Rabbenâ âtinâ fi'd-dünyâ haseneten ve fi'l-âhireti haseneten vekınâ azâbe'n-nâr, bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn

RABBENA ATİNA DUASININ TÜRKÇE ANLAMI / TÜRKÇE MEALİ

"Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru."

RABBENAĞFİRLİ DUASI ARAPÇASI

Rabbena duası okunuşu ve yazılışı - Rabbena Atina duası Arapça yazılışı ve Türkçe meali nedir? Rabbena ve Rabbenağfirli duasıRabbenağfirli duası

RABBENAĞFİRLİ DUASI OKUNUŞU

Rabbenağfir lî ve li-vâlideyye ve li'l-mü'minîne yevmeyekumü'l-hisâb

RABBENAĞFİRLİ DUASININ TÜRKÇE ANLAMI

"Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla."

RABBENA DUASI TAMAMI

Rabbena duası okunuşu ve yazılışı - Rabbena Atina duası Arapça yazılışı ve Türkçe meali nedir? Rabbena ve Rabbenağfirli duasıRabbena duası tamamı

RABBENA VE RABBENAĞFİRLİ DUASI KUR'AN'I KERİMDE GEÇİYOR MU?

Rabbena duasının hem ilk kısmı hem de ikinci kısmı Kur'an'ı Kerim'de ayet olarak geçmektedir.

"Rabbena Atina" bölümü Bakara Suresi'nin 201. ayetinde geçmektedir. Fakat direkt ayet olarak geçmiyor. Ayetin başında "Veminhüm meyyegulü" yer almaktadır. Bundan sonra ise ayeti kerime "Rabbena atina fiddünya haseneten..." şeklinde devam etmektedir.

"Rabbenağfirli" bölümü ise İbrahim Suresi'nin 41. ayetinde geçmektedir. Direkt olarak Rabbenağfirli duasının tamamını İbrahim Suresi'nin 41. ayetinde görebilirsiniz.

BİRAHMETİKE YA ERHAMERRAHİMİN NEREDE OKUNUR?

Bazı kaynaklara göre "bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn" Rabbena duasının sonunda okunur. Bazı kaynaklara göre ise Rabbenağfirli duasınının sonunda okunur. Yani her ikisi de geçerlidir diyebiliriz.

RABBENA VE RABBENAĞFİRLİ OKUNUŞ SIRASI NASILDIR?

Öncelikle "Rabbena Atina" diye başlayan Rabbena duasının 1. kısmı okunur. Ardından "Rabbenağfirli" diye başlayan Rabbena duasının 2. kısmı okunmaktadır. Sonunda ise "bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn" okunabilir. Yani okunuş sırası bu şekildedir diyebiliriz. Bazı kaynaklarda "bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn" Rabbena Atina ve Rabbenağfirli dualarınının arasında okunmaktadır.

Burada şöyle bir not düşelim. Rabbena ve Rabbenağfirli duaları ayrı iki dua gibi görünse de ikisinin birleşimi Rabbena duası olarak okunmaktadır. Yani siz Rabbenayı okurken ikisini de okumalısınız.

RABBENA DAUALARI TEFSİRİ

Bakara Suresi 200-202 Ayetleri Tefsiri (201. ayet Rabbena duasını içerir):

Müfessirlerin kaydettiği rivayetlere göre İslâm'dan önceki Araplar, haccı tamamladıktan sonra (bazı rivayetlerde Mina'da halkalar halinde oturup) atalarının büyüklüğü konusunda nutuklar çeker, onlarla övünme yarışına girerlerdi. Müslümanlar, dolaylı bir biçimde bu yanlış uygulamayı reddetmeye, bunun yerine müşriklerin atalarını anmalarından daha güçlü bir biçimde Allah'a hamd ve şükredip O'nu anmaya çağrılmaktadır (Taberî, II, 295-297).

İbn Abbas ve Atâ gibi âlimlere isnat edilen başka bir yoruma göre âyetin anlamı genel olup, "Küçük çocuklar babalarını nasıl sevgiyle anar, onlardan yardım, ilgi ve destek beklerse siz de Allah'ı o şekilde, hatta daha güçlü ve canlı olarak zikredin, O'na sığınıp yardımını dileyin" anlamına gelmektedir (Taberî, II, 297; İbn Atıyye, I, 276).

"Ama insanlardan öyleleri vardır ki, Allah'ı anıp dua ederken, 'Ey rabbimiz! Bize bu dünyada ver' derler" meâlindeki ifadede, bu şekilde dua edenlerin, iyi-kötü ayırımı yapmadan sadece "Bize dünyada ver" dedikleri bildirilmiş, fakat ne istedikleri belirtilmemiştir. Çünkü sırf dünyayı isteyen kimse dünyanın kulu kölesi olmuş demektir; bu sebeple de o kişi için dünyaya ait her şey iyi demektir. Böyleleri yalnız dünyayı istedikleri için âhiretle ilgili amelleri ihmal ederler, bu yüzden de "Böyle bir kimsenin âhiretten hiç nasibi yoktur." Fakat 201-202. âyetlere göre Allah'tan doğru dilekte bulunanlar ve dolayısıyla O'nun rızâsına liyakat kazananlar, hem bu dünyanın iyiliklerini hem de öteki dünyanın iyiliklerini isterler; inanan insan için en çok korkulan şeylerden biri olan cehennem azabından korkarlar. Dünyada yaptıkları iyiliklerin karşılığını âhirette görecek olanlar bunlardır.

Zemahşerî 201. âyetin metnindeki hasene kelimesini, "iyi kulların Allah'tan diledikleri sağlık, geçim rahatlığı, iyi işlerde başarı gibi dünyevî yararlar ile âhiret sevabı" şeklinde özetlemiştir (I, 125). Bunlara erdemli eş, hayırlı evlât, güzel amel, ilim, ibadet gibi başka anlamlar da eklenmiştir (Reşîd Rızâ, I, 237). Buna göre insanın dünyası ve âhireti için yararlı olan her şey hasenedir (hasene ve seyyie terimlerinin anlamları hakkında genişbilgi için bk. En'âm 6/160). Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in dua ederken en çok bu âyetin "Rabbenâ âtinâ..." bölümünü okuduğunu (Buhârî, "Daavât", 55) ve okunmasını tavsiye ettiğini (Müslim, "Zikir", 23) belirtir. Müslim'in el-Câmi'u's-sahîh'inin "Zikir ve Dua" bölümünde, bu âyeti okuyarak dua etmenin fazileti hakkında özel bir bab açılmıştır (9. bab). Fâtiha sûresinin yanında bu âyet de bütün müslümanların namazda ve namaz dışında, her vesileyle okudukları dualar içinde veya sonunda tekrar etmeyi âdet haline getirdikleri, bütün duaların ihmal edilemez bölümüdür.

İbrahim Suresi 35-41 Ayetleri Tefsiri (41. ayet Rabbenağfirli duasıdır):

Hz. İbrâhim'in, güvenli kılmasını Allah'tan istediği şehir Mekke'dir. Allah Teâlâ önceki âyetlerde (28-34) genel olarak insanlığa verdiği nimetleri hatırlatmıştı. Burada da, Hz. İbrâhim'in duasını kabul etmek suretiyle özel olarak Mekkeliler'e vermiş olduğu nimetleri hatırlatmakta ve bu nimetlere şükretmelerinin gereğine dikkatlerini çekmektedir. Ayrıca Allah'ın verdiği sayısız ve sınırsız nimetlerin şükrünü yerine getiren bir kulun yani Hz. İbrâhim'in Allah'a karşı tutumu, kulluğu, O'na nasıl yalvarıp yakardığı ve O'ndan istedikleri dile getirilmekte, kurtuluşun, Allah'ın birliği ilkesine dayanan Hz. İbrâhim çizgisinde olduğuna işaret edilmektedir.

35. âyette "putlar" diye çevirdiğimiz esnâm (tekili sanem) kelimesi, Allah'tan başka kendisine ilâhî güç veya nitelikler yakıştırılarak tapınma duygusu içerisinde değer verilen ve şirke vasıta kılınan herşeyi ifade eder. "Putlar"dan maksat, onları yapanlar, puta tapmayı icat edip uygulayanlardır. Bu mânada putlar (putperestlik) birçok insanın sapmasına yol açmıştır. Can ve mal güvenliğinin bulunmadığı bir yerde dinî ve dünyevî görevler yerine getirilemeyeceği için Hz. İbrâhim öncelikle beldenin güvenli kılınmasını, sonra da insanlığı mânevî felâketlere sürükleyen putperestlikten hem kendisini hem de soyundan gelenleri korumasını yüce Allah'tan niyaz etmiştir. İbrâhim aleyhisselâm bu şirk vasıtalarından korunan müminleri kendi dininin mensuplarından ve kurtuluşa erenlerden saymış, kendisine karşı gelip isyan edenler hakkında ise, "Sen çok bağışlayan, pek esirgeyensin" diyerek onları Allah'ın af ve bağışına havale etmiştir. Bu durum Hz. İbrâhim'in şefkat ve merhametinin enginliğini göstermektedir.

Hz. İbrâhim'in Hâcer'den İsmâil adında bir oğlu olmuştu; Hz. İbrâhimAllah'tan aldığı bir işaretle Hacer ve oğlu İsmâil'i Mekke'ye götürüp Kâbe yakınlarında tarıma elverişli olmayan, çorak bir vadiye yerleştirdi. Bu esnada Hz. İbrâhim bu vadinin yerleşim merkezi ve güvenli bir belde haline gelmesi için Allah'a dua etti (Bakara 2/126). Müfessirlere göre İbrâhim bu âyetlerde bildirilen duasını da Mekke yerleşim merkezi haline geldikten ve İsmâil ile birlikte Kâbe'yi inşa ettikten sonra yapmıştır (İbn Kesîr, I, 252). Allah Hz. İbrâhim'in duasını kabul ederek Mekke'yi güvenli bir şehir haline getirmiş ve dünyanın muhtelif yerlerinde yetiştirilen ürünlerin gerek hac ve umre gibi ibadetler, gerekse panayır vb. ticarî vesilelerle buraya getirilmesini sağlamıştır (krş. Kasas 28/57; Ankebût 29/67; Mekke ve Kâbe hakkında bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/96).

37. âyetteki "İnsanların gönüllerini onlara meylettir" diye çevirdiğimiz cümle, "İnsanlardan bazılarının gönüllerini onlara meylettir" şeklinde de tercüme edilebilir. Bu takdirde sadece müminlerin gönüllerinin meylettirilmesi istenmiş olur. 39. âyet dikkate alındığında Hz. İbrâhim'in bu duayı, eşi Sâre'den olan oğlu İshak'ın dünyaya gelmesinden sonra yaptığı anlaşılmaktadır. Rivayete göre Hz. İbrâhim, oğlu İsmâil doğduğu zaman doksan dokuz yaşında, İshak doğduğunda ise 112 yaşında bulunuyordu (İbn Kesîr, I, 252). Tevrat'ta bu bilgi 86 ve 100 yaş şeklinde geçer (Tekvîn, 16/6; 21/5). Hz. İbrâhim'in daha önce yapmış olduğu duasının kabul olunup (Sâffât 37/100) yaşlılığına rağmen kendisine bu iki çocuğun lutfedilmesini Allah'a hamd ve şükürle karşıladığı görülmektedir. (Hz. İbrâhim'in müşrik olan anne ve babasının affı için dua etmesi hakkında bk. Tevbe 9/114).

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 321-322

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Mekke Atina

Otopsiden gelen ilk sonuçlar korkunç! Narin'in nasıl öldürüldüğü adli tıp raporunda

Otopsiden gelen ilk sonuçlar korkunç! Narin'in nasıl öldürüldüğü adli tıp raporunda

Narin cinayetini çözecek gelişme: Türkiye META'dan verileri istedi

Amcanın telefonundaki sır yazışmalar geri gelecek

Tunceli'nin Ovacık ilçesinde askeri aracın kaza yapması sonucu 4 askerimiz şehit düştü

4 askerimiz şehit düştü

Kahreden detay! 'Narin'in Elifba'sı, çantası, terlikleri de cesedinin olduğu çuvaldaydı'

"Elifba'sı, çantası, terlikleri çuvaldaydı"

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title