Kız Kulesi mimarı kim? Kız kulesi restorasyonu yapan mimarlar!
Kız Kulesi'nin restorasyon çalışmaları sırasında yıkıldığı iddiaları ortaya atılmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını açıklamıştı. Peki, Kız Kulesi mimarı kim? Kız kulesi restorasyonu yapan mimarlar!
İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olan Kız Kulesi'nde Eylül 2021'den bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen restorasyon çalışması devam ediyor. Anca restorasyon halinde olan Kız Kulesi'nin son görüntüleri sosyal medyada gündem oldu. Çekilen bir videoda Kız Kulesi'nin arkasından geçen bir geminin restorasyon halinde olan yapının içinden görünmesi tartışmalara neden oldu. Kimileri yapının yıkıldığını öne sürdü. Gelişmeler sonrası Kız Kulesi mimarı kim? Kız kulesi restorasyonu yapan mimarlar hakkında detaylar merak edildi.
KIZ KULESİ RESTORASYONU YAPAN MİMARLAR KİM?
Genel Müdürlüğün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada,, "Betonarme eklenti, alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı, Han Tümertekin ile İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından hazırlanan, yapının depreme karşı dayanımının olmadığına ilişkin raporlar ve yine danışman hocalarımızın kontrolünde hazırlanan projeler doğrultusunda evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta, özgün malzemesine uygun olarak yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir." ifadeleri kullanıldı.
KIZ KULESİ İLK MİMARI
Kyzikos'taki deniz zaferinden sonra, MÖ 408'de Atinalı general Alkibiadis, muhtemelen Karadeniz'den gelen gemiler için Üsküdar'ın önündeki küçük bir kaya üzerine özel bir istasyon inşa etti.
Üsküdar'ın sembolü hâline gelen kule, Üsküdar'da Bizans devrinden kalan tek eserdir. MÖ 24 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
1110'da Bizans İmparatoru I. Aleksios, taş duvarla korunan ahşap bir kule inşa etti. Kuleden Konstantinopolis'teki Mangana semtinde (tarihi yarımadada bir mahalle) dikilmiş başka bir kuleye uzanan bir demir zincir gerildi. Adacık daha sonra su altı kalıntıları hala görülebilen bir savunma duvarı ile Asya kıyısına bağlandı. 1453'te İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethi sırasında, kulede Venedikli Gabriele Trevisano tarafından yönetilen bir Bizans garnizonu bulunuyordu. Daha sonra yapı, Fatih Sultan Mehmed döneminde Osmanlı Türkleri tarafından gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır.
İlk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan bu ada, Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise gösteri platformundan savunma kalesine, sürgün istasyonundan karantina odasına kadar birçok işlev yüklenmiştir. Asli görevi olan ve yüzyıllardan beri varlığı ile insanlara, geceleri ise geçen gemilere göz kırpan feneri ile yol gösterme işlevini hiç kaybetmemiştir.
Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler. Kule hakkında pek çok rivayet bulunmaktadır. Antik Çağ'da arkla (küçük kale) ve damialis (dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da "Tour de Leandros" (Leandros'un Kulesi) ismi ile ünlenmiştir. Şimdi ise Kız Kulesi ismi ile bütünleşmiş ve bu ismi ile anılmaktadır.
Çok eski geçmişi olan Kız Kulesi, bir zamanlar Boğaz'dan geçen gemilerden vergi alınmak maksadı ile kullanılmıştır. Kule ile Avrupa yakası boyunca büyük bir zincir çekilmiş ve gemilerin Anadolu yakası ile Kız Kulesi arasından geçişine (O zamanlar gemi boyutları küçük olduğu için geçebilmekteydi.) izin verilmiştir. Bir süre sonra kule, zinciri taşıyamamış ve Avrupa yakasına doğru yıkılmıştır. Kuleden suyun içine bakıldığında yıkıntıları görülmektedir.
Kule 1509 depreminde yıkılmış, yeniden inşa edilmiş ve 1721'de yanmıştır. Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından imar emri verilmiş ve yeni bina deniz feneri olarak kullanılmış; çevre surlar 1731 ve 1734 yıllarında onarılmıştır. Sonunda 1763'te kule daha dayanıklı taştan yeniden inşa edildi. 1829'dan itibaren karantina istasyonu olarak kullanılmış ve 1832'de Sultan II. Mahmud tarafından yeniden restore edilmiştir.1945'te, kuleyi yamama sırası liman yönetimine geldi.Daha sonra 1998'de tekrar restore edildi, kısa bir süre önce James Bond filmi Dünya Yetmez'de yer aldı.
17 Ağustos 1999 depremi ve Marmara Denizi'ndeki tsunamiden sonra kuleyi güçlendirmek için çelik destekler eklendi. Sarayburnu'ndaki eski Roma, Bizans ve Osmanlı başkentinin manzarasına sahip iç mekan bir kafe ve restorana dönüştürülmüştür. Özel tekneler gün boyunca kule ile kıyı arasında gidip gelmektedir.
Kız Kulesi 2000 yılında restore edilerek restoran haline dönüştürülmüştür. 2021'de kuleyi restore etme çalışmaları yeniden başladı. Tamamlandığında artık içinde bir restoran olmayabilir.
Bugün görülen kulenin temelleri ve alt katın önemli kısımları, II. Mehmed devri yapısıdır. Kulenin etrafındaki sahanlık geniş kaplanmıştır. Üstündeki madalyon hâlindeki bir mermer levhada, kuleye şimdiki şeklini veren Sultan II. Mahmud'un, hattat Rasim'in kaleminden çıkmış 1832 tarihli bir tuğrası vardır. Kulenin Eminönü tarafı daha genişçe olup burada bir de sarnıç vardır.
Evliya Çelebi kuleyi "Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam 80 (seksen) arşındır. Sath-ı mesehası iki yüz adımdır. İki taraftan kapısı vardır." sözleriyle tarif etmiştir.
Karadeniz'in Marmara ile birleştiği yerde, Salacak açıklarında küçük bir ada üzerinde kurulmuştur. Kız Kulesi'ne ulaşım, Salacak ve Ortaköy'den sandallarla yapılmaktadır.
Kültürel etkileri
10 liralık banknotun arka yüzündeki Kız Kulesi (1966–1981).
1966-1981 yılları arasında tedavülde kalan 10 Türk lirası banknotlarının arka yüzünde, Kız Kulesi'nin bir tasviri yer alıyordu. Kulenin 1/25 ölçülerindeki maketi, Miniatürk'te sergilenmektedir.