Prof. Dr. Alper Akcan: Meme kanseri artık 20'li yaşlardan itibaren görülebiliyor
Memorial Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Alper Akcan, meme kanserinin eskiden menopozdan sonra görüldüğünü ancak şimdi 20'li yaşlardan itibaren karşılaşılabildiğini belirtti. Kadınların 20'li yaşlardan itibaren kendi kendine meme muayenesini alışkanlık haline getirmesi gerektiğini vurgulayan Akcan, erken teşhisin önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Alper Akcan: "Meme kanserini eskiden menopozdan sonra görmeye alışkındık. Şimdi 20'li yaşlardan itibaren karşılaşabiliyoruz"
KAYSERİ - Memorial Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Alper Akcan; önceden ileri yaşlarda görülen meme kanserinin artık 20'li yaşlardan itibaren görebildiklerini söyleyerek; kadınların 20'li yaşlardan itibaren kendi kendine meme muayenesini alışkanlık haline getirmesi gerektiğini söyledi.
Meme Kanseri Farkındalık Ayı'nda kadınlarda en çok görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Alper Akcan; daha önceleri menopozdan sonra gördükleri hastalıkla artık 20'li yaşlarda karşılaşabildiklerini söyledi. Prof. Dr. Akcan; "Bu ay Meme Kanseri Farkındalık ayı. Bu anlamda bizim çok fazla faaliyetlerimiz oluyor. Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanserlerden. Ülkemizde de her geçen gün daha fazla tanı alıyor. Dünyada her yıl 2 milyon, ülkemizde de yaklaşık 20 bin kadının tanı aldığı biliniyor. Meme kanseri yaşı da giderek düşmeye başladı. Eskiden çok daha ileri yaşlarda, özellikle menopozdan sonra görmeye alışkındık. Ama şimdi 20'li yaşlardan itibaren meme kanseri ile karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle artık daha erken yaşlarda düzenli kontrolleri öneriyoruz kadınlarımıza" dedi.
"Son 20 yılda tedavi şekli değişti"
Hastalığın tedavisinde önceliğin cerrahi müdahale olmadığını, sistemik tedavilerle hastalığı gerilettikten sonra cerrahi işlem uygulandığını aktaran Prof. Dr. Akcan, bunun da pek çok avantajı beraberinde getirdiğini aktardı. Akcan; "Hastalarımızın önemli kısmı bize hala ileri evre meme kanseri ile başvuruyor. Bu kanserde tedavi şekli özellikle son 20 yılda değişti. Önceliği cerrahi almıyor artık. Önce bu hastalarda kemoterapi ya da hormonoterapi dediğimiz sistemik tedaviler veriyoruz. Bu tedavilerle hastalığı gerilettikten sonra cerrahi uygulayabiliyoruz. Bu bize pek çok avantaj sağlıyor. Örneğin memenin alınması gereken hastalarda bazen meme koruyucu cerrahiler yapabiliyoruz. ya da kemoterapi ilaçlarının yanıtını daha iyi değerlendirebiliyoruz. 6 aylık kemoterapi sürecini bazen genetik çalışmalar için bize fırsat veriyor. Beraberinde küçük memesi olan kadınlarda büyük bir kitle ile geldiğinde bunları küçülterek meme koruyucu cerrahi gibi birtakım avantajlar sağlıyor" diye konuştu.
"20'li yaşlardan itibaren kendi kendine muayeneyi alışkanlık haline getirin"
Hastalıkta erken teşhisin önemine değinen Prof. Dr. Alper Akcan; "Meme kanseri çok sık görülen bir kanser. Bu anlamda kadınlarımıza yapabileceğimiz en önemli tavsiye ise; kendi kendine meme muayenesi. 20'li yaşlardan itibaren kendi kendine meme muayenesini alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor ki tanıda gecikmeyelim. Her ay adetin başlangıcından itibaren 5. ve 10. günleri arasında kadınların kendilerini ayna karşısında kontrol etmelerini mutlaka öneriyoruz. Ayna karşısında ve yatar durumda memenizi parmaklarınızla göğüs duvarı arasında sıkıştırarak yukarı aşağı ya da dairesel hareketlerle bakmayı alışkanlık haline getirmenizi istiyoruz. Böylece ilerleyen yıllarda ortaya çıkmış yeni bir kitleyi çok daha erken fark etme imkanınız olabilir. Kendi kendine muayene tabi ki önemli ama düzenli doktor kontrolleri de önemli. Bunların hepsinin yapıldığı hastalarda ortalama tümör saptama boyutu 7-8 milimetre iken bunların hiçbirini yapmayan hastalarda boyut 3,5 santimetreye kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla kendi kendine muayene ile başlayan bir süreçte yıllık düzenli kontrolleri, 40 yaşından sonra da düzenli mamografileri ihmal etmemeliyiz" ifadelerini kullandı.