Kurtulmuş'tan Mezhep Tartışmalarına Dikkat Çekti

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Suriye'deki olayları bahane ederek Türkiye'de mezhep ayrışmalarının körüklenmemesi gerektiğine dikkat çekti. Kurtulmuş, Türkiye'nin farklı etnik kökenlerle bir arada yaşadığını ve birlikteliğin önemine vurgu yaptı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, " Suriye'de ortaya çıkabilecek olası yasa dışı işleri bahane ederek hiç kimsenin Türkiye'nin içerisinde mezhep ve mezhep tartışmaları üzerinden bir ayrışmayı körüklememesini tavsiye ederiz" dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, parlamento muhabirleri ile iftarda bir araya geldi. İftarda konuşan Kurtulmuş, "Özellikle son zamanlarda Türkiye'nin önemli gündemi olan İmralı süreciyle birlikte yaşanan gelişmeler, hepimizin yakinen takip ettiği gelişmelerdir. Biz bu topraklarda bin yıldır Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler, farklı etnik kökenler bir arada birlikte yaşıyoruz. Aramıza zaman zaman ayrılık tohumları ekilmeye çalışılmasına rağmen hiçbir zaman başarılamamış ve bunların hepsi bertaraf edilmiştir. Ama ne yazık ki ülkemizin son 40 yılında maalesef terör örgütü vasıtasıyla özellikle Türkiye'deki bu birliği, beraberliği, milli bütünlüğü ortadan kaldırmak isteyen, Türkiye'nin ayaklarına pranga vurmak isteyen, Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler terör örgütlerinden medet ummuşlar, onları vekalet savaşlarının unsurları olarak kullanmışlardır. İşte tam da böyle bir dönemde bölgemiz, Amerika'nın Irak'ı işgaliyle başlayan süreçte etnik ve mezhebi anlamda bölünmeler yaşadı. Ülkelerin parça parça hale getirildiği bu dönemde Türkiye'nin kendi iç bütünlüğünü sağlaması, kendi kalesini diri ve canlı tutması her şeyin üstünde önem kazanmaktadır. Bunun için İmralı tarafından yapılan açıklama önemlidir, kaydadeğer bir gelişmedir. Bu süreçte başından itibaren ifade ettiğimiz gibi şeffaf, açık, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sürecin yürütülmesine gayret ediliyor. Bu çerçevede de hiç kimsenin süreci zehirlememesi gerektiği kanaatimiz. Çünkü Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır. Bölgesinde etnik ve mezhebi dini farklılıklar çatışma alanları haline dönüştürülmüşken, Türkiye'nin var olan bu terör belasını tarihin çöplüğüne atması ve arasındaki var olan kardeşliği de kıyamete kadar devam etme iradesini ortaya koyması hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.

Suriye'de yaşananlara değinen Kurtulmuş, "Hemen yanı başımızda 910 bin kilometre sınırımız olan ve 13 yıldır büyük bir iç savaş ve eski rejimin baskı ve zulmü altında bulunan Suriye, ümit ederiz ki yeni dönemde demokratik olgunluk içerisinde bütün kesimlerin temsil edildiği yönetimi gerçekleştirmeyi başarır. İlk andan itibaren Suriye'de olabilecek gelişmelere karşı teyakkuz halinde olduğumuzu, bölünme ve parçalanma senaryolarını destekleyenlerin Suriye'de güçlü bir yönetim oturana kadar alandaki boşluklardan istifade edebileceğini endişeyle takip ediyoruz. Ama aynı zamanda da Suriye yönetimine ilk günden itibaren üç konuda sürekli tavsiyelerimizi ifade ediyoruz. Bunlardan birisi Suriye'de asla toprak bölünmesinin olmaması, yani Suriye'nin egemen bütünlüğünün devlet olarak sağlanması. Birincisi bu. İkincisi; Suriye'deki bütün toplum kesimlerinin temsil edildiği demokratik olgunluk içerisinde yönetim süreçlerinin ve hakim olunan bir Suriye'nin kurulabilmesidir. Üçüncüsü ise; Suriye'de hiçbir terör örgütünün, yasa dışı hiçbir silahlı grubun kalmaması, mevcut grupların da tek bir Suriye ordusu altında toparlanmasıdır. Bu tavsiyelerimizi sürekli dile getiriyoruz" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, 1970'li yıllara atıf yaparak, "Bir takım olaylarla da Türkiye'de insanların sağ sol ayrışmasının yanında bir de Alevi-Sünni diye ayrıştırılmaya çalışıldığını dün gibi hatırlıyoruz. Çorum olaylarını, Malatya olaylarını, Maraş olaylarını, Sivas olaylarını ve orada yaşananları dün gibi hatırlıyoruz. Bu olaylarla Türkiye'de Sünni'yi Alevi'den, Türk'ü Kürt'ten ayırmak isteyenler çok şükür bugüne kadar hedeflerine ulaşamadılar. Bundan sonra da Suriye'de ortaya çıkabilecek olası yasa dışı işleri bahane ederek hiç kimsenin Türkiye'nin içerisinde mezhep ve mezhep tartışmaları üzerinden bir ayrışmayı körüklememesini tavsiye ederiz. Biz başkalarından istikrarsızlık ithal edecek bir ülke değiliz. Bunun için diyoruz ki; bu coğrafyada insanları etnik kimlikleriyle değil, mezhebi kimlikleriyle değil, dini aidiyetleriyle değil, aynı coğrafyanın insanları olmak, birbirine yakın topluluklar olmak, komşu ülkelerde yaşayan insanlar olarak görmek mecburiyetindeyiz. Bizim akıllı, şuurlu ve itidal sahibi olarak hareketlerimizi devam ettirmemiz lazım. Bunun yolu da birliği, kardeşliği artırmak, birliğimizi, kardeşliğimizi kökleştirmek ve Türkiye olarak, Türk milleti olarak 85 milyon hep birlikte bu kardeşliği bütün bölgeye yaymak" dedi. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title