Hipermarkete Bombalı Saldırı Davası

Bahçelievler'deki bir hipermarkette 20 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırı olayına ilişkin 5 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan hükümlü sanık Mülkiye Doğan katıldı. Diğer sanıklar ise duruşmaya gelmedi.

Esas hakkında savunması sorulan sanık Mülkiye Doğan'ın, Kürtçe konuşması üzerine, mahkeme heyeti tutanağa, "Anlaşılmayan bir dil kullandığı görüldü" ifadesini yazdırdı.

Sanık Doğan'ın esas hakkındaki savunmasını yapması amacıyla kendisine Kürtçe bilen bir tercüman atanmasını talep ettiğini hatırlatan mahkeme heyeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bir organı olan Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun 7 Aralık 1983 tarihli, Fransa vatandaşı olan bir azınlık mensubuyla ilgili kararına atıfta bulunarak, sanığın Türkiye'de doğup çeşitli kurumlarda eğitim aldığını ve bugüne kadarki aşamalarda Türkçe konuştuğunun anlaşıldığını kaydetti.

Sanığın savunma yapması için Kürtçe tercüman talebinin hukuki bir ihtiyaca dayanmayıp hukuk dışı bazı gerekçelerle istendiğini ve duruşmalarda tercüman bulundurulması talebinin reddine hükmeden heyet, sanık Mülkiye Doğan'ın esas hakkındaki savunmasını yapmış kabul edilmesini de kararlaştırdı.

Mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.

-Savcının mütalaası-

Mahkemenin 1 Kasım 2007 tarihli duruşmasında esas hakkında görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç, 13 Şubat 2006 tarihinde bir hipermarkette meydana gelen ve çok sayıda kişinin yaralandığı patlamanın ardından, olay yerine yakın bir noktada ele geçirilen bazı eşyalar üzerinde sanık Mülkiye Doğan'ın parmak izlerinin tespit edildiğini ifade ederek, Doğan'ın "Hülya Yıldırım" sahte kimliğiyle yakalandığını kaydetmişti.

Sanıklardan Cafer Bıçakcı'nın da bombalama eyleminden önce söz konusu markete yakın bir yerde kısa bir süre internet kafe açıp kendisini Doğan'ın sekreteriymiş gibi çevreye tanıttığı ve 1,5 ay kadar istihbarat topladıklarını belirten Saraç, Mülkiye Doğan'ın, "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemişti.

Doğan'ın, "resmi belgede sahtecilik", "başkasına ait kimlik kullanmak", "patlayıcı madde atmak", "mala zarar vermek" ve "20 kişinin yaralanmasına neden olmak" suçlarından ayrıca 130 ile 342 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını öngören savcı Saraç, Cafer Bıçakcı'nın 142 ile 353 yıl, Hatice Bozkurt'un 15 ile 29 yıl, Yavuz Kardaş'ın 8 ile 19 yıl ve Azad Sevinç'in de 7 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmasını istemişti.