Göç ve İltica Hukuku Konferansı
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Türk hukukunda mülteciler ve yabancılara ait, tek başlık altında toplanmış bir mevzuat bulunmadığını, bu hakların parça parça kanunlar içinde düzenlendiğini belirterek, bu hakların bir başlık altında...
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Türk hukukunda mülteciler ve yabancılara ait, tek başlık altında toplanmış bir mevzuat bulunmadığını, bu hakların parça parça kanunlar içinde düzenlendiğini belirterek, bu hakların bir başlık altında toplanması amacıyla çalışma başlatıldığını ve bunu desteklediklerini söyledi.
Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi kapsamında düzenlenen "Göç ve İltica Hukuku" konferansı Danıştay'da başladı.
Konferansın açılışında konuşan Avrupa Konseyi Proje Müdürü Mahir Mushteidzada, Türkiye ile ortaklaşa yürütülen projenin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları, kararları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi ve bilgilerin Türkiye'ye aktarılması açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin özellikle insan hakları konusunda Avrupa müktesebatına yaklaşma konusunda önemli adımlar attığını söyleyen Mushteidzada, ulusal yargı alanında da AİHM kararları, içtihatları ve AİHS hükümleri konusunda gelişmelerin takip edilmesinin önemine işaret etti.
AİHM içtihatlarının ulusal yargılamada dikkatle ele alınması ve iç hukuk haline getirilmesi halinde, Strazburg'a yapılan başvurularda önemli azalma olacağını dile getiren Mushteidzada, "Aslında AİHM'e yapılan birçok başvuru yapılmayabilir. Ulusal yargılama yapanlar, AİHM içtihatlarını dikkatle ele almak ve uygulamakla yükümlüdür. Ulusal geleneklere bunları aktarmak önemlidir. AİHM içtihatlarına ilişkin ilkelerin hayata geçirilmesi için iç hukukta çözümler bulunur, içtihatlar iç hukuka uygulanırsa Strazburg'a başvurular azalır" diye konuştu.
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu da göç ve ilticaya neden ihtiyaç duyulduğunun sorgulanması gerektiğini belirterek, özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra insanların kendi topraklarından göç ve ilticaya başladıklarını söyledi.
Karakullukçu, bu insanların da temel yaşam haklarından yararlanması gerektiğini ifade ederek, "Göçle beraber başka topraklarda yaşamaya başladılar ama yine insan, yine vazgeçilmez hakları var. Göç yine biraz yumuşak bir kavram, ilticada zorlama var. Bunların ikisi de bir seyahat değil, bir turistik amaçla beraber geçme, dolaşma değil, mecburiyetten doğuyor. Bu insanlar yine insan, ama bulundukları toprakların sınırları içinde yabancılar" diye konuştu.
Türkiye'nin bölgesinde önemli bir ülke haline geldiğini ve komşu ülkelere göre daha güvenli olduğunu ifade eden Karakullukçu, bölgede yaşanan gelişmeler nedeniyle Türkiye topraklarına da sığınanlar bulunduğunu, bu insanların belli bir bölgede tutulduğunu anlattı.
"Hukuk devleti içerisinde mültecilere yer bulmamız lazım" diyen Karakullukçu, Türk hukukunda mülteciler ve yabancılara ait, tek başlık altında toplanmış bir mevzuat bulunmadığını kaydetti.
Hüseyin Karakullukçu, bir çok kanun içinde yabancıların hak ve hukukları, mal edinmeleri gibi konularda parça parça düzenlemeler bulunduğunu belirterek,
"Bu konuda bir çalışmamız olduğundan haberdarız. Yabancıların hak ve hukuklarının, parça parça değil de insan hakları, temel hak ve özgürlükler dikkate alınarak bir başlık altında toplanması amacıyla bir çalışmanın başlatıldığını biliyoruz ve bunu destekliyoruz" dedi.
- ANKARA