CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Açıklaması
"(Barzani'nin Diyarbakır'a yapacağı ziyaret) Bir yönetici kendisini, özellikle dış politikada, bir başka alana endekslememeli ve kullandırmamalı. Öyle anlaşılıyor ki Barzani bu tuzağa düştü. Böyl...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'nin Diyarbakır'a yapacağı ziyarete ilişkin, "Bir yönetici kendisini, özellikle dış politikada, bir başka alana endekslememeli ve kullandırmamalı. Öyle anlaşılıyor ki Barzani bu tuzağa düştü. Böyle bir olumsuz tablo var. Bu olumsuz tablo nasıl yansır Türkiye'ye veya Türk siyasetine onu önümüzdeki günlerde göreceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, Halk TV'nin canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, Mahatma Gandi'nin "Tuz Yürüyüşü" gibi, baskılara karşı tavırlarını göstermek ve projelerini anlatmak üzere tüm ülkeyi kapsayacak bir yürüyüşe çıkmayı planlayıp planlamadığına ilişkin soruyu yanıtlarken, geçen seçim öncesinde 81 ili ve çok sayıda ilçeyi dolaştığını, parti politikası ve çalışmalarını anlatmak için kendisinin dışında tüm teşkilatın da aktif çalışması gerektiğini söyledi.
Toplum üzerinde büyük bir baskı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bir başbakanın "taraf olmayan bertaraf olur" şeklinde bir ifade kullanamayacağını savundu. "Ben boşuna Erdoğan'a 'diktatör' demiyorum. Söz biraz keskin olabilir ama biz politikacıyız, benim bunu halka anlatmam lazım. Yüreğinde insan sevgisi olan birisi halkına baskı yapmaz" diyen Kılıçdaroğlu, ülkeyi yönetmeye talip olanlar başta olmak üzere herkesin demokrasiyi öğrenmesi gerektiğini belirtti.
-"Biz orduya hiçbir zaman kin duymadık"-
Anketlerde, AK Parti'nin oyunun yüzde 40 ile 50 arasında çıktığını, CHP'nin oylarının da yüzde 27-28 civarında olduğunun ifade edilmesi ve CHP'nin oyunu daha yükseltmek için gereken öz eleştiriyi yapıp yapmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP ile ilgili geçmişten kaynaklanan birden fazla alanla ilgili yanlış bir algı bulunduğu" cevabını verdi.
"CHP, darbeci bir partidir" algısının bu yanlış düşüncelerden biri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, darbeler konusunda en büyük mağduriyeti CHP'nin yaşadığını anlattı. "Ordu, bizim milletvekillerimizi, genel başkanımızı hapse attı, mal varlıklarımıza el koydu ama biz orduya hiçbir zaman kin duymadık, hata yapan onların içindeki bazı askerlerdi" diyen Kılıçdaroğlu, kurumları değil hata yapanları eleştirdiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz bunu halka anlatamadık" diye konuştu.
CHP'nin oylarının artmamasının arkasında ikinci yanlış algının da "CHP dine karşı" değerlendirmesi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, herkesin inancına saygılı olduklarını, Allah ile kul arasına girmediklerini ve din ticareti yapmadıklarını ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığının, ilk imam hatip mektebinin, ilk ilahiyat fakültesinin CHP iktidarları döneminde kurulduğunu ancak bunları hiçbir zaman siyaset malzemesi yapmadıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "Dini siyasette kullanan adama bizim ülkemizin yurttaşının güvenmemesi lazım. Dini siyasette kullanıyorsa bunun büyük bir sahtekar olduğunu herkesin bilmesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, belediye başkan adaylarının çoğunun kasım ayı sonuna kadar belirleneceğini bildirdi.
CHP'nin gündem belirleyemediğine yönelik iddialar hatırlatılarak, "CHP sosyal medyayı yeterince kullanabiliyor mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin sosyal medyada "bilgi kirliliği" yarattığını iddia etti.
-Sosyal medya-
AK Parti'den sosyal medya için "6 bin kişi tuttuk" şeklinde açıklamalar geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu kişilerin kendi görüşlerini değil, partinin belirlediği açıklamaları sosyal medyaya aktardığını ileri sürdü.
Siyasette zaman zaman sertleştiği eleştirisinin doğru olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmadığı zamanlarda ise parti tabanından "neden cevap vermiyorsun?" diye eleştiri aldığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, sosyal medyayı yeterince kullanamadıklarını ancak İstanbul'da 15-20 kişiden oluşan yeni bir sosyal medya grubu oluşturdukları bilgisini verdi.
"Seçimlerde hile yapıldığı" yönündeki iddialar hatırlatılarak, CHP'nin seçim güvenliği ile ilgill aldığı önlemlerin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, CHP'nin internet sitesinde "e-seçmen" ve "e-sandık" uygulamaları olduğunu, buradan vatandaşların seçmen bilgilerine kolayca ulaşabildiğini dile getirdi.
Her sandık çevresinden sorumlu görevliler oluşturduklarını ve bunların tüm yıl boyunca çalışacaklarını bildiren Kılıçdaroğlu, YSK'dan sandıklardaki ıslak imzalı tutanakları istediklerini, YSK'nın bu seçimlerde ıslak imzalı tutanaklar yayınlayacağını anlattı.
Gezi Parkı odaklı gelişmelere de değinen Kılıçdaroğlu, üniversitede öğrenim gören gençlerden kayıtlarını bulundukları yerlere almalarını ve oy kullanmalarını istedi.
Suriyeli sığınmacıların vatandaş yapıldığı ve yerel seçimlerde oy kullanacakları yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, bu tür iddiaları yakından takip ettiklerini, yabancı birinin Türk vatandaşlığına geçmesi için Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini anımsattı.
Hükümetin Suriye politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Suriye'de "kardeş kanı dökülmesi"nin önlenmesi noktasında bir an önce gerekli katkıyı sağlaması gerektiğini kaydetti.
Bir tırda havan topu mermisi bulunduğunun hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Emin olun uyuşturucu ihbarı yapılmasa o da yakalanmayacak" ifadesini kullandı.
Hükümetin sorunun çözülmesine katkı sunmak yerine, tam aksini yaparak radikal unsunların Türkiye'ye gelmesine izin verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Eline silah verdi, yetiştirdi Suriye'ye gönderdi, 'git kardeşini öldür' diye. Geçenlerde Meclis Başkanının yaptığı bir açıklama vardı, 'nasıl düzen bu' diyor, 'ölen Allah Allah diyor, öldüren Allah Allah diyor. Kim o silahı veriyor onların eline.' O silahı verenlerden birini adı Recep Tayyip Erdoğan, bütün dünya biliyor bunu. Yazık değil mi? Müslüman coğrafyasında kardeş kanı akıyor" diye konuştu.
Uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunduklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Başbakanın bu çağrılarını dinlemediğini söyledi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile yediği akşam yemeği ve görüşmede neler konuşulduğunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bilgi alışverişinde bulunduklarını, yurt içi ve dışındaki gelişmeleri konuştuklarını kaydetti.
-Hükümete dış politika eleştirisi-
Bir soru üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ile Türkiye'nin "mezhep eksenli" bir dış politikanın içine sürüklendiğini bunun da Batı tarafından artık fark edildiğini ileri sürdü.
Irak Başbakanı Nuri el-Maliki ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Kılıçdaroğlu, Maliki'nin "biz kapılarımızı açıyoruz, onlar pencereden girmek istiyor" dediğini aktardı.
Bakan Davutoğlu'nun Irak ziyaretine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Ne oldu bizim istediğimiz yola geldiler. Dışişleri Bakanı, Maliki'yle görüşmeye gitti. Dış politika iç politika malzemesi yapılmayacak kadar özel bir alandır. Başbakan ilişkileri düzeltmezse Ortadoğu'ya gidemez" açıklamasında bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın bir torunun dünyaya geldiğinin ve adının "Ali Tahir" konulduğunun söylenmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Allah analı, babalı büyütsün. Güzel bir isim, Ali Tahir ismi. Ali İsmail olsaydı çok daha güzel olurdu. İsmail de çok güzel bir isim" dedi.
Kılıçdaroğlu, "İsmail" adını, Gezi Parkı odaklı eylemlerde darbedilen ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ı hatırlayarak söylediğini belirtti.
-Barzani'nin Diyarbakır ziyareti-
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'nin Diyarbakır'a bir ziyaret yapacağı ve Başbakan Erdoğan ile görüşeceği hatırlatılarak, ne düşündüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Barzani'nin Diyarbakır'a neden geldiğini bilmiyorum, ayrıntıları arkadaşlar bana aktarmadı, onlar da bilmiyor çünkü" cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu bir haber olarak çıktı ilk önce, sonra doğrulandı, Sayın Barzani Diyarbakır'a gelecek. Bugün gazetelerde yer alan haberlere, yorumlara baktığımızda 'Barzani'nin AKP tarafından iç politika malzemesi olarak kullanıldığı' şeklinde bir algı ortaya çıktı. Siyaset dünyasında da oluşan bir algı bu. Bir yönetici kendisini, özellikle dış politikada, bir başka alana endekslememeli ve kullandırmamalı. Öyle anlaşılıyor ki Barzani bu tuzağa düştü. Böyle bir olumsuz tablo var, bu olumsuz tablo nasıl yansır Türkiye'ye veya Türk siyasetine onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. BDP'nin bir rahatsızlığı var, 'Diyarbakır'a geliyorsan neden bizim haberimiz yok' diye. Tabii İbrahim Tatlıses'in oraya götürülmesi, Şivan Perver'in oraya gelmesi, düet yapmaları. Geçmişte birbirlerine karşı kullanmış oldukları çok ağır ifadeler, bunların tabii yenilip yutulması, bu noktaya gelinmesi gerçekten çok rahat hazmedilecek olaylar değil. Ama demek ki siyaset böyle bir şey, yani neden temiz siyaset istiyoruz, bu tür olaylarla karşılaşmayalım diye.
Az önce de söyledim, dış politika ulusal çıkarlar üzerine inşa edilen politikadır. Dış politikayı kendi parti çıkarlarınız üzerine inşa ederseniz, bir sonra duvarla karşılaşırsınız ve yalnızlaştığınızı görürsünüz, AKP'nin bugün içine düştüğü tablo bu. Şimdi 'doğu, güneydoğuda bir seçim yaklaşıyor acaba ben oylarımı nasıl artırırım' diye Barzani'den biraz yardım isteniyor, tablo bu."
CHP'nin iç politikada yeterince muhalefet yapamıyor algısı olduğunun dile getirilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, bunun doğru olmadığını söyledi.
Bazı sendikaları eleştiren Kılıçdaroğlu, THY'deki grevde, grev kırıcılığını ilk olarak Türk-İş'in yaptığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Türk-İş, 70'lerin 80'lerin Türk-İş'i olsa bu hükümet bir gün yerinde durmaz" değerlendirmesini yaptı.
-"TOKİ tam bir yolsuzluk batağıdır"-
"Siz iktidar olursanız, TOKİ konusunda usulsüzüklerle ilgili CHP'nin bir harekat planı var mı?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "TOKİ tam bir yolsuzluk batağıdır. Başbakana doğrudan bağlı bir kurum vardır Milli İstihbarat Teşkilatıdır. Bizim tarihimizde bir ilk yaşandı, MİT ile beraber TOKİ de Başbakan'a bağlandı. TOKİ, pek çok şeyde ihale yasasına tabi değil ki. TOKİ herhangi bir yerin planını değiştirebilir. Dünya kadar yolsuzluk raporları var. Savcı harekete geçiyor mu? Geçemez. Geçtiği andan itibaren o savcı da biliyor ki soluğu başka bir yerde alacak" diye yanıtladı.
Kendilerini "Antikapitalist Müslümanlar" diye tanımlayan grubun hükümete yönelik eleştirileri olduğu hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğu, "Antikapitalist Müslümanlara saygı duyuyoruz. Onlar bütün siyasetin dışındalar. Gerçekten siyaset üstü bir çaba gösteriyorlar. Gerçek Müslümanlığı anlatmaya çalışıyorlar, şekilcilikten işin özüne iniyorlar, doğru Müsümanlık nedir onu anlatmaya çalışıyorlar. Kul hakkı yemenin ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
- Ankara