Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Açıklaması
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kayyum atanan HDP’li belediyelerin hizmet üretmediğini belirterek, “Haftada bir kere gece yarısı su akan yerler var. Suyu olmadığından mı, hayır.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kayyum atanan HDP'li belediyelerin hizmet üretmediğini belirterek, "Haftada bir kere gece yarısı su akan yerler var. Suyu olmadığından mı, hayır. Suyun kendisine verilmediğinden mi, hayır su vermişler ama kafa başka yerde. 'Bölücülük nasıl yaparım, öz yönetim nasıl ilan ederim, ortalığı nasıl karıştırırım, elimdeki ekiplerle nasıl giderim de o teröristlere yardım ederim' diyen tipler var" dedi.
Malatya Büyükşehir Belediyesi, İnönü Üniversitesi ve MASKİ tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Uluslararası Kentsel Su ve Atık Su Yönetimi Sempozyumu' (UKSAY) Malatya'da başladı. 2 gün sürecek olan sempozyumun açılışına Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Malatya Valisi Mustafa Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay ile ilçe belediye başkanları ile davetliler katıldı.
Sempozyumda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, suyun hayat ve ferahlık olduğunu belirterek "Susuz zaten hayat olmaz. Kavimler bir yere yerleşecekleri zaman güvenlik unsurunu çok ön plana almışlar. Ama bir taraftan da su var mı, diye bakmışlar. Suyun olduğu yerde arazi olur, biraz verimli arazi olur. Hayat olur, geçim olur. İkisi bir araya geldiyse orada yerleşmeye başlamışlar. Sonra şehri büyütmüşler, medeniyet fikri orada gelişmiş. İş, suyla başlıyor" diye konuştu.
Belediyelere yatırım uyarısı
Bakan Özhaseki, bazı belediyelerin su ve kanal işini çözmediklerini ancak festivallerde milyonlarca lira harcadığını ifade ederek bu konuda belediyeleri eleştirdi. Bakan Özhaseki, "Belediye başkanları olarak sizler işe nereden başlayacaksınız? Sosyal, kültürel faaliyetlerden mi başlayacaksınız? Yok, kendinize göre ideolojik bir yapılanma içerisine girip, elemanları bir taraftan tırpanlayıp, uzmanları atıp, kafanızdaki ideolojik yapılanma içerisindeki adamları mı dolduracaksınız? Akraba, eşi, dostu işe mi dolduracaksınız? Sonra iş yaparken 'biraz asfalt yapayım, bir de kıyak bir kaldırım atayım, üzerine de mis gibi buralar olsun milletin gözüne gireyim' diye bu işi mi yapacaksınız? Ne yazık ki bu dediklerimin hepsini yapanlar var" diye konuştu.
"Biraz da vicdani bir sorumluluk hissetmek lazım"
Su sorununu hala çözememiş ve kanal işiyle hala uğraşmayan belediyelerin bulunduğunu kaydeden Özhaseki, "Kendine birincil iş olarak görmeyen ama sanatçı getirirken 50-60 bin TL çok rahat verebilen belediyelerimiz var. 'Efendim para vermiyoruz biz' ne yapıyorsunuz kardeşim para vermiyorsunuz da? İşi düştü adamın, belediyeye 100 bin TL vermesi lazım 'falan sanatçıyı getir de senin işini yapayım' diyor. O zaman para vermemiş mi oluyorsun? Şimdi birbirimizi kandırmayalım. Falan festivallerde trilyonları döküyorsun ama su işine gelince 'Devlet gelsin de yapsın. Bakanlıklar ne duruyor canım? Orman ve Su İşleri Bakanlığı gelsin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gelsin.'Olur, tabi geliriz elbette, geleceğiz ama bu işin içerisinde birazda vicdani bir sorumluluk hissetmek lazım" İfadelerini kullandı.
"Kafa başka yerde, niyet farklı"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kayyum atanan belediyeler ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki, "Gözü hala belediyecilikte olmayan, gözü hizmette olmayan bazı belediye başkanlarımızın ve ekibinin olduğunu biliyorum. Kafa başka yerde, niyet farklı. Hizmet diye bir derdi yok. O zaman suda da başarısız, temizlikte de başarısız, her türlü insan ilişkisinde de başarısız" dedi.
Bazı belediyelerde 60 bin nüfusa yetecek kadar suyun mevcut olduğunu ancak ilçenin nüfusunun 20 binlerde olmasına rağmen vatandaşların susuz kaldığını ifade eden Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Niye? Belediyemiz ne saat takıyor, ne onu bir kontrol altına alıyor ve ilk gelen suyu alan vatandaşlar bırakıyor tarlalarına istediği gibi vatandaşın 4'te 3'ü su alamıyor. Haftada bir kere gece yarısı su akan yerler var. Suyu olmadığından mı, hayır. Suyun kendisine verilmediğinden mi, hayır su vermişler ama kafa başka yerde. 'Bölücülük nasıl yaparım, öz yönetim nasıl ilan ederim, ortalığı nasıl karıştırırım, elimdeki ekiplerle nasıl giderim de o teröristlere yardım ederim' diyen tipler var. Onlar yerine kayyum atanınca da 'demokrasi elden gidiyor.' Niye gitsin kardeşim demokrasi elden? Kimin acaba sınırsız şekilde suç işleme özgürlüğü var? Belediye başkanları ve ekibi kanunen iş başına gelmiş ve kendisine yüklenmiş görevleri yapmakla yükümlü olan insanlar değil mi? Mahalli, müşterek ihtiyaçları gideren kurumlar belediyeler. Su, kanal hizmeti yapar, ulaşım yapar, altyapı yapar, yeşil alan yapar. Hangi kanunda yazıyor, kamyonların içerisine bomba doldursunlar diye? Hangi kanunda yazıyor, belediye depoları teröristlerin levazım deposu olur diye? Hangi kanunda yazıyor ki, çalıştırdığı adamların ellerinden paraları alır da Kandil'e gönderir diye? Hangi gemi kaptanı bilet aldı diye bir yolcunun denizin ortasında gemiyi delmesine izin verir? Öyle bir şey olabilir mi? Hayret ediyorum çıkıp gerek ana muhalefetimizin, gerekse başka arkadaşların 'demokrasi askıya alındı' gibi cümlelerine."
"Bu ülke size ne kötülük etti?"
Bölge ile ilgili bir anekdotunu da paylaşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Patnos Belediyesi'nde şimdi bir kaymakam arkadaşımız var. Seçimleri kazanarak geldi, kayyum değil. Arkadaşın getirdiği rapor şu; 'benden önceki adam giderken, bakmış iş kötüye gidiyor, ayrılmak zorunda belediyeden ve toplu sözleşme imzalamış.' Geçici işçilere aylık 6 bin 300 TL, daimi işçilere 7 bin 500 TL. El insaf. Bu paraların hepsi senin benim vergilerimizden toplanıyor ve o insanlara gönderiliyor. Bunu bu kadar kötü kullanmanın, hor kullanmanın ne manası var? Bu ülke size ne kötülük etti? Sistemde tıkanıklık varsa, idarede bir yanlışlık yapıldı ise şimdiye kadar otururuz, konuşuruz ve insan olmaktan kaynaklanan birisinin bir hakkı varsa sonuna kadar verilir. Şimdiye kadar verildi, bundan sonrada verilir. Ama 'Elime silahı alırım, oradaki teröristleri beslerim, yataklık yaparım.' Yapamazsın kardeşim. Allah'ın izniyle yaptırmayacağız da. Bu konuda elimizden ne geliyorsa yapacağız. 'Biz de vururuz, kırarız. Biz de teröristlik yaparız.' Yarın o bir gün yapamaz hale gelirsiniz" diye konuştu.
"2 buçuk milyar insan maalesef temiz suya erişemiyor"
Sempozyumda söz alan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise bir damla suyun bile büyük öneminin olduğunu ifade ederek, "Yaklaşık 750 milyon insanın temiz suya erişemediği bir dünyada yaşıyoruz. 2,5 milyar insan maalesef temiz suya erişemediği gibi temizlik ihtiyacını da gideremiyor. Her gün 20 saniyede bir temiz suya erişemediği için çocukları kaybediyoruz. 2071 suyla ilgili master planın hazırlandığı bir dönemdeyiz. Sudan başlayan çözümler ülkemizi demokratik çözülmesine kadar ulaştırıldı. Suyu çözerseniz her şeyi çözersiniz. İstanbul'daki su sorununu çözdük Türkiye'nin inşallah demokrasi sorununu da çözeceğiz" diye konuştu.
Malatya Valisi Mustafa Toprak da düzenlenen sempozyumun önemine değinerek, "Suyun hakikaten önemi büyüktür. Gerek suyun niteliği, korunması, sürdürülebilirliği gerekse bunun her türlü olumsuzluklardan arınmış bir şekilde gelecek kuşaklara da hayat hakkı tanımak adına iyi bir şekilde nakledilmesi de bizim borcumuzun ve çalışmamızın temel bir noktasını teşkil ediyor. Bu anlamda bu gibi uluslararası çalışmaların, kentsel su ve atık su yönetim sistemi noktasındaki çalışmaların da çok değerli olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullandı.
"İlimizde de suyun önemi ortaya çıkıyor"
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır da Malatya'da hep birlikte önemli bir konuyu ele aldıklarını belirterek, "Dünya için önemli olan, gelecekte savaşların su yüzünden çıkacağı görüşlerinin ortaya konulduğu, kentler için, yaşam için suyun ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Ülkemizin dünya genelindeki tablo içerisine baktığımız zaman ortalamanın altında bir yağış aldığını, ilimiz açısından baktığımız zaman da Türkiye ortalamasının altında bir yağış aldığını görüyoruz. Dolayısıyla ilimizde de suyun önemi ortaya çıkıyor" diye konuştu.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay da suyun bereket, zenginlik, medeniyet ve sağlık, olduğunu belirterek, suyu etkileyen her şeyin insanı ve insan sağlığını da etkilediğini söyledi. İnsanoğlunun en büyük ihtiyacının su olduğunu kaydeden Kızılay, "Suya sahip olmak bir güçtür. Güçlü ülkeler suyu iyi yönetir. Sanayileşme ve kentselleşme ile suyun iyi yönetilmesi zorunlu hale gelmiştir" dedi.
29 Büyükşehir Belediyesi ve 51 İl Belediyesinden toplam 140 konuğun katıldığı sempozyuma Ulusal ve Uluslararası üniversitelerden 320 akademisyen katılıyor. Sempozyumda 205 akademisyenin bildirisi sunacağı ifade edilirken, ayrıca Prof. Dr. Hasan Zuhusi Sarıkaya, Prof. Dr. İsmail Koyuncu, Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, Prof. Dr. İsmail Toroz, Prof. Dr. İzzet Öztürk, Başbakan Danışmanı Prof. Dr. Lütfi Akça, Prof. Dr. Matteo Nıcocını, Prof. Dr. Mehmet Ekmekçi ve Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı da sempozyuma çağrılı konuşmacı olarak katılacak. - MALATYA