Baykal: "Onurumu Bir Oya Feda Etmem"
TBMM Başkan adayı Deniz Baykal, "Hukuki bir engel bulunmadığı halde, bir etik problem anlayışı ortaya çıkmaması için, bir siyasi tereddüt ortaya çıkmaması için yarın bulunacağım oturumda oy kullanmayacağım. Önemli tarihi bir oturumun bana verdiği mutluluk duygusunu onurunu bir oy karşılığında feda etmeye niyetim yok" dedi.
TBMM Başkan adayı Deniz Baykal, "Hukuki bir engel bulunmadığı halde, bir etik problem anlayışı ortaya çıkmaması için, bir siyasi tereddüt ortaya çıkmaması için yarın bulunacağım oturumda oy kullanmayacağım. Önemli tarihi bir oturumun bana verdiği mutluluk duygusunu onurunu bir oy karşılığında feda etmeye niyetim yok" dedi.
CHP TBMM Başkan adayı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni'yi ziyaret etti. Baykal ardından toplantı salonunda gazetecilere açıklamada bulundu. Baykal, hukuki bir engel olmamasına rağmen zihinlerde bir tereddüt oluşmaması için oy kullanmayacağını belirterek, "Oturumların sonuna kadar oy kullanmayacağım. Önemli tarihi bir oturumun bana verdiği mutluluk duygusunu, onurunu bir oy karşılığında feda etmeye niyetim yok. O duygu bir oydan çok daha önemlidir. O oyun peşinde değilim. Bu sorumluluğun gereğini yapacağım" dedi.
"BUNU BİR ONUR OLARAK GÖRDÜM"
Baykal, 7 Haziran seçimlerinden sonra siyasal hareketlenmenin giderek hızlandığını belirterek, yarın TBMM'nin önemli bir toplantısı olduğunu hatırlattı. TBMM üyelerinin tamamına yakını yemin ettiğini ve milletvekili kimliğini kazandığını açıklayan Baykal, "Bir kaç görev olduğu için ya da hasta olduğu için gelemeyen arkadaşlarımız da yemin edecekler. İlk iş olarak, başkan seçilmesi ve başkanlık divanının oluşması gerekiyor. Bundan sonra TBMM oluşmuş olacak. Bu sürecin kritik bir aşamasındayız. Yarın başkanlık seçimi ve yemin etmemiş vekillerimizin durumu uygun olanların yemin etmesi için bir araya geleceğiz. Bu çalışmalar sırasında ben seçilmiş milletvekilleri içinde, en erken doğmuş milletvekili olarak geçici başkan göreviyle yükümlendim. Bunu bir onur olarak gördüm. Yarın da TBMM toplantısına ben geçici başkan olarak denetim yapacağım. Gündemimizde de seçim olacak. Seçimde ben de adayım. Hem geçici başkanım, hem de milletvekili olarak TBMM Başkanlık seçimine bir aday olarak yarınki toplantıda ben de oy isteyeceğim" diye konuştu.
"ÇOK SIK GÖRÜLEN TABLO DEĞİL"
Ortadaki durumun çok görülen bir tablo olmadığının aktaran Baykal, "Bu tablo hem geçici başkan, hem aday olma tablosu bazı soruların doğmasına neden oldu. Bu sorular bana da yöneltildi. Ben, 'Bunu incelettireceğim, hukuki bir çalışma yaptıracağım' dedim. Şimdi burada o kararı açıklamak için bulunuyoruz. Konunun iki boyutu var. Bir aday olan geçici başkanın oturumu yönetip yönetmemesi konusu. Öbürü de aday olan geçici başkanın, seçimde milletvekili sıfatıyla oy kullanıp kullanmaması konusu. Tabi geçici başkanların kalıcı başkanlığa aday olması durumu, çok sık rastlanan bir durum değil. Sadece Süleyman Arif Emre Bey'in öyle bir girişimi olduğu tespit edildi. Sayın Emre geçici başkandı, en erken doğmuş olduğu için o da zamanında. ve aynı zamanda da başkan adayı idi. ve oturumu yönetti. Kimsenin itirazı olmadı. Hiçbir tartışma olmadı çok az oy aldı sayın emre. Daha sonraki oturumlarda başkanlıktan çekildi. Yani ortada uygulama olarak geçici başkan olan bir başkan adayının oturumu yönettiğine dair elde bir örnek var" ifadelerini kullandı.
"ADAY, GEÇİCİ BAŞKANIN OTURUMU YÖNETMESİNE ENGEL YOK"
Baykal konuşmasına şöyle devam etti:
"Yasada açık bir şekilde ve iç tüzükte, bu durumu aydınlatacak bir düzenleme yok. Yani 'Oturumu yönetir' diye bir hüküm de yok, 'Yönetemez' diye de bir hüküm yok adaysa. Oy kullanır ya da kullanamaz diye de bir hüküm yok. Bu konuyu hukukçulara incelettim.Geçici başkanın aday olması halinde oturumu yönetmesine engel olacak hukuki siyasi teamülden kaynaklanan bir örnek yok. Oturumu aday olan geçici başkanın yönetebileceği konusunda hiçbir tartışma işareti gözükmüyor. Bu bir yaşından dolayı görev olarak anayasa tarafından verilmiştir ve yaşana süreçle bir ilgisi yoktur. Milletvekillerine geçici başkanın müdahalesi söz konusu değil. Oy verme işlemi de tamamen geçici başkanın görev alanının, yetkilerinin, konumunun ötesinde kendiliğinden işleyen bir süreç. Oy sayım ve tasnifi, o da hiçbir şekilde meclis geçici başkanının, rapora bağlayacağı kura ile belirlenir. Kurayı başkanın seçmesi zorunluluğu da yoktur. Kurayı divanda birileri çeker. Kimlerin tasnif yapacağı önceden belli olur. ve o insanlar görevlidir. Kullanılan oylar doğrudan komisyonun, o üç kişinin önüne gelir ve onlar yine başkanın etkisi söz konusu olmadan tasniflerini yaparlar, sayımlarını yaparlar, rapora bağlarlar, raporu başkanlık divanına gönderirler. O yüzden oturumu yöneten geçici başkanın herhangi bir muhtemel yönlendirmesi söz konusu olamayacağı için, hem hukuki değerlendirme açısından, hem siyasi değerlendirme açısından herhangi bir sorun gözükmüyor. O nedenle ben yarınki oturumda, bana verilen görevi yapmaya devam edeceğim ve ben yöneteceğim."
"OTURUMU YÖNETECEĞİM AMA OY KULLANMAYACAĞIM"
Baykal ikinci konu hakkında, "İkinci konu, oy verme konusu. Bu konuda yapılan hukuki araştırmalarda, başkanın oy kullanmayacağı ile ilgili düzenlemenin doğrudan seçilmiş başkana yönelik olarak ifade edildiği açıkça görülmektedir. Yani seçilmiş başkanın, başkanlık divanında olsa da olmasa da oy kullanması söz konusu değildir. Meclis başkanı, oy kullanma olanağını otomatikman oy kullanamaz. Hangi meclis başkanı, 'Seçilmiş meclis başkanı'. Geçici olarak görevlendirilen başkanın oy kullanmayacağına ilişkin herhangi bir ifade yoktur. Oy kullanması halinde bunu engelleyecek bir dayanak noktası söz konusu değildir. Pekala geçici başkan görevi geçici başkanvekiline devreder ve iner aşağıdan oyunu kullanır. Bunun uygulaması da vardır. Bütün bunları inceledikten sonra bu konudaki anlayışımı ifade etmek istiyorum. Bu tablo karşısında, hukuki bir engel bulunmadığı halde, bir etik problem anlayışı ortaya çıkmaması için, bir siyasi tereddüt ortaya çıkmaması için yarın bulunacağım oturumda oy kullanmayacağım. Yani Meclis'i yöneteceğim ama o turlar sırasında ben oy kullanmayacağım. Oy kullanma arayışı içine girmeyeceğim. Bunu da bir karar olarak ifade etmek istiyorum. Hassas bir dönemden geçiyoruz.Hiçbir tereddüdün ortaya çıkmadığı, güven veren bir çalışmayla bu işe noktalamamız gerekiyor. Bu çerçevede bana böyle bir görevin düştüğünü düşünüyorum. Hukuki tereddüt, hukuki zorlama izlenimi yapılıyor izni vermemek için, geçici meclis başkanı içinde oyumu kullanmayacağım. Böylesi umarım daha iyi olur. Daha güven veren bir seçim geçirmiş oluruz. Bu dönem içinde tartışmaya fırsat vermeyelim. Yarın başlayacak oturumda bir aday olarak Deniz Baykal'ın oy kullanması söz konusu değildir."
"BAKANIN ADAY OLMASINI YASAKLAYAN BİR DÜZENLEME YOK"
Baykal, "AK Parti Meclis Başkan adayı Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın görevinden istifa etmeden aday olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da, "Bu problemi de değerlendirme durumunda oldum. Yasalarda, hukukta bence bir düzenleme yok. Bir hükümet üyesi kişinin bir bakanın, meclis başkanlığına aday olmasını engelleyen yasaklayan bir düzenleme yok. Zaten kimsede bir düzenleme var demiyor. Ama bunun parlamenter rejimin ruhuna çok uygun olmadığını, o nedenle hükümet üyesi birisinin, parlamentonun kendi iç işleyişinde, hükümet üyesi olarak yer tutmaması, muhtemelen aday olurken ayrılması gerektiği anlayışı var. Bunun bir hukuki zorunluluk olmadığını tekrar ifade edeyim. Bu konuda duyarlılık sergileyen milletvekillerinin, iç tüzükte bu konuyu aydınlatan bir düzenleme getirmesine var. Seçim süreci başladı önemli parti AK Partisi. Bir saygıdeğer adayı ortaya koydu. İyi niyetle bu girişimin yapıldığına eminim. Bir yasal hukuki engelde görmüyorum. Seçimde mesele yapmamamız gerektiğine inanıyorum. Tartışma yapmadan seçimi tamamlayalım. Bundan sonrası için aday olurken bakanların istifa etmesi gerekir mi gerekmez mi konusu, iç tüzükte bir düzenleme yapılmalıdır. Yasak yok. Konmuş adaylık bitti. Bu şartlarda seçim yapmayı içime sindirmem doğrusu. Bunu böyle götürme konusunda yasak ve hukuki bir engel yoktur" yanıtını verdi.
"ŞU AN, HÜKÜMETLE İLGİLİ PEŞREV ÇALIŞMALARI YAPILIYOR"
Baykal, "Meclis başkanı olmanız bir koalisyonun şekilleneceği anlamına geliyor mu?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Hayır. Benim adaylık çalışmasına yönelmiş olmam hiçbir şekilde bir koalisyon modelinin uygulanacağı bir anlayıştan kaynaklanmıyor. Ben arkama koalisyon modelini alarak yola çıkmadım. Daha resmen koalisyon çalışmaları da başlamadı. Bunu hem dıştan baktığımızda, hem içeriden ben sorgulayarak biliyorum. Konuştuğumuz liderlere sormuş olarak söylüyorum. Şu an resmi bir görevlendirme bile yapılmadı. Başbakan adayı da görevlendirilmedi. Başbakan adayının görevlendirilmesi, başkanlık divanının oluşmasından sonra söz konusu olacak. İki gün sonra meclis başkanını seçeceğiz. Hükümet ile ilgili hiçbir somut ilerleme yoktur. Şu an sadece peşrev çalışmalar yapılmaktadır. Esasa yönelik çalışma yoktur. Başkanlık konusunda şu yada bu çözümün ortay acıkması, şu yada bu koalisyon geliyor anlamına kesinlikle gelmez. Belli bir kişi seçilir, sonra bir bakarsınız seçime de gidilebilir. Böyle bir bağlantı yok. Bunu içeriden söyleyebilirim. Koalisyon çalışmaları ayrı, daha başlamadı bile. Hem cumhurbaşkanının görevlendirmesi oldu, hem siyasi partilerin görevlendirilmesi daha olmadı. Nasıl olacak bu? O kendi dinamikleriyle, meclis başkanlığı seçimleri kendi dinamikleriyle işleyecek. Bu ikisinden ayrıdır."
"GÜZEL GÖRÜŞMELER YAPTIM"
"Parti liderleri ile görüşme yaptınız size karşı tavırları nasıl olur?" sorusuna "İki gün sonra göreceğiz. Ben görevim olduğu düşündüğüm şeyi yapıyorum" yanıtını veren Baykal, "Ülkenin siyasi durumunu ve yapılması gerekenleri söyledim Koalisyon modeli önermedim. Nasıl bir meclis olmalı fikirlerimi paylaştım. İktidar muhalefet ve siyasi partiler karşısında nasıl davranacağımı söyledim. Kararı verecekler milletvekiliydi. 550 milletvekiline, herkese aynı mektubu, benim anlayışımı liderlerle yaptığım görüşleri yansıtan ayrı birer mektup yazdım. Her bir milletvekiline bunu ayrıca gönderdim. Böylece anlayışımı hem vekillere hem liderlere aktarmış oldum. Onların davranışı nedir, onu göreceğiz. Gayet medeni, çok doğru güzel görüşmeler yaptım, yararlı temaslar yaptık. Ama bu ne anlama gelir bunu bilemem" dedi.
"TUZAKLAR,OYUNLAR PRİM YAPMIYOR"
Üçüncü turda AK Parti'nin 60 milletvekilinin HDP adayını destekleyeceği ve seçimin 4'üncü tura gideceği spekülasyonları ile ilgili soruya da Baykal şöyle yanıt verdi:
"7 Haziran'dan sonra siyaset yeni noktaya geldi. Artık siyasette kurnazlıklar, oyunlar, tuzaklar, arkadan dolanıp açmaza alma çabaları prim yapmıyor. İtibar görmüyor. Bunun ben ülkede sorumlu siyaset adamları, liderler tarafından da anlaşıldığını görüyorum. O nedenle bu tip, taktik ters çapraz bağlantılar kurarak farklı sonuçlar elde etme gibi kamuoyunun güvenini sarsacak, partilerin güvenilirliğini sorgulatacak davranışların ortaya çıkacağına hiç ihtimal vermiyorum. Bunu kimseye yakıştırmıyorum. Bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Bir yeri ayak oyunları elde etmeye çalışmak, elde edilse dahi ne elde edenlere ne de ülkeye bir yarar getirmiyor. Bunu yaşadık, gördük artık. Bakın, benzer bir taktik işbirliğini RTÜK ile ilgili olarak ortaya atıldığını biliyorlardır. Baya ciddi bir anlayış olarak kabul gördü ama uygulanmıyor şu anda mesela. Niye? Çünkü yeni siyasette bunlara yer yok. Yeni siyasette açık olacağız, dürüst olacağız. Ne düşünüyorsak onu söyleyeceğiz.Arkadan dolanma, tezgah bunlar artık yok yeni siyasette. Eski siyaset dönemine özgü alışkanlıkların yansıtılması anlamına geliyor. Kimse itibar etmez. Herkes çok açık ve net bu konularda."
Baykal, partilerin transfer çabalarının da artık bir önem görmediğini kaydederek, "9 Haziran görüşmesinin özü budur. Yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç olduğu koalisyonun denenmesi gerektiği, ön seçim anlayışının doğru olmadığı falan. RTÜK seçim taktik anlayış bunlar yok. Yeni bir siyaset istiyor toplum. Yarın yapılacak olan seçimde ben oy kullanmayacağım. Sonuna kadar kullanmayacağım. Diyorlar ki, o adaylar kullanacaklar. Sen yani bu eşitlik ilkesi açısından bir sorun yaratmaz mı? Şimdi benim böylesine bir önemli, tarihi bir oturumda TBMM'yi yönetiyor olmamın bana verdiği mutluluk duygusunu, onuru bir oy karşılığında feda etmeye niyetim yok. O, bir oydan çok daha fazlasıdır" ifadelerini kullandı.
"OY PEŞİNDE DEĞİLİM"
Deniz Baykal, "Ya bir oyla kaybederseniz?" sorusuna ise, "Olabilir, hiç önemli değil. Helal olsun diyorum. Bu konuda gözüm arkada değil. O, oyun peşinde değilim. Böyle bir sorumluluk bana düşmüş 'evet' oy kullanmayacağım" yanıtını verdi.
"PLANIM YOKTU"
Gelinen sürece kadar hiç TBMM Başkanlığını planlama yapmasının söz konusu olmadığını dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama şunu öngördüm. Bu seçimden sonra ortaya çıkan parlamentonun zorlu bir parlamento olacağını ve işler bir düzen kurmanın güç olacağı, bu başarılamazsa erken seçimin ortaya çıkacağı bu parlamentoda belli bir birikim sahibi herkesin görev yapmasın bir ihtiyaç olduğu kanaatindeydim. Bize böyle bir görev düştü elimizden geleni yaparız. Kazanırız kazanmayız. Önemli olan Türkiye'nin bu çalkantılı süreci işleyen bir demokrasiye dönüştürmesidir. Bizim ince demokrasiye ihtiyacımız var. 13 yıl tek partili demokrasinin etkileri var, millet yeni bir dönem istedi. Hukukumuzu sorumluluğumuzu yetkilerimiz doğru değerlendirerek iktidarı oluşturmamız lazım."
AGC Başkanı Yeni ise TBMM Başkanlık seçiminde Baykal'a başarılar diledi. Bu durumun Antalya için bir gurur ve onur olduğunun altını çizen Yeni, Baykal'ın meclis başkanı olduktan sonra da yine Antalya'ya gazetecilerle bir araya geleceğini söyledi. - ANTALYA