Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin, terörsüz Türkiye'ye ön şartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin, terörsüz Türkiye'ye ön şartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir." dedi.
Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda, İsrail ile Hamas arasında 19 Ocak'tan itibaren geçerli olan ateşkes ile müteakiben yapılan rehine takaslarının memnuniyetlerini ve temkinli iyimserliklerini tahkim ettiğini belirtti.
Türkiye'nin kararlı ve tutarlı diplomasisinin başarıya ulaştığını vurgulayan Bahçeli, iki devletli kalıcı barış ikliminin bir an evvel sağlanması temennisini dile getirdi.
Dünya Ekonomik Forumu'nun İsviçre'nin Davos kentinde gerçekleşen yıllık toplantısında tema olarak "Akıllı Çağ"ın belirlendiğini bildiren Bahçeli, ahlakı olmayan bir akıldan bahsetmenin cahillik ve saflık değilse art niyet olduğunu, ahlaktan soyutlanmış bir akıl halinin, filiz verip yapraklanması imkansız olan kütükten farkı olmadığını söyledi.
Gazzeli mazlumların Mısır ve Ürdün'e sürgün edilmesiyle ilgili sözde projenin oldukça sakıncalı ve sancılı hezeyan olarak gündemde olduğuna işaret eden Bahçeli, "Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir. ABD Başkanı Trump'un Rusya ile Ukrayna Savaşı'nı bitirme çabasının aynısını, İsrail ile Filistin ihtilafında görmek, konuya müdahil ve muhatap herkesin en doğal hakkıdır. Filistin halkını bırakınız topraklarından çıkarmayı veya zorla yerinden edilmesini, bunu ifade etmek dahi gayri hukuki, gayri insani ve gayri ahlaki bir tutumun özetidir. ABD yönetiminden beklentimiz, ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyması, tahakkümcü ve dayatmacı politikaların sonunun ve sonucunun olmayacağını bilmesidir. Hesap hatasının, hedef şaşırtmanın, siyasi ayak oyunlarının, küresel otokrat heveslerin hiç kimseye bir faydası olmaz, olamaz." ifadelerini kullandı.
ABD yönetiminin terör örgütleriyle bağlarını koparmasının önemine değinen Bahçeli, "17 Ocak 2025'te, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı'nın üst düzey askeri görevlilerle birlikte Suriye'nin kuzeydoğusunda YPG/PKK ile temas kurup terör örgütünden 'DEAŞ karşıtı ortaklarımız' diye bahsetmesi ayıplı bir siyasetin yeni skandalıdır. Teröristler ortaksa Türkiye ile samimi ve sahici müttefikliğe inanacak ve ikna olacak var mıdır?" diye sordu.
Suriye'nin yeni yönetiminin silah bırakmasını istediği terör örgütünün, şimdiye kadar buna yanaşmaması, hatta gündemine dahi almamasının küresel terör baronları ve destekçilerinin tembih ve teşvikiyle doğrudan bağlantılı olduğunu dile getiren Bahçeli, "Bölücü terör örgütü silah bırakmıyorsa, o silahları ellerinden alıp teröristlerin kafasında kırmak ve hepsini birden cezalandırmak Türkiye'nin beka ve güvenlik hakkıdır. Hakkımızı çiğnetmeyiz, çiğnemeye azmedenleri de mahvu perişan ederiz." dedi.
Bugünün Misakımilli'nin 105. yıl dönümü olduğunu anımsatan Bahçeli, emperyalizmin taşeronu olan bölücü terör örgütünün tehdit olmaktan çıkarılmasının Misakımilli'nin Türk milletine yüklediği sorumluluk olduğunu anlattı.
Misaktan geri dönüş olmadığını, milletten taviz verilmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, "Milliyetimize toz konduracak bir müptezel olsa bile omurgası kırılacaktır. Türk ve Kürt kardeşliğine Misakımilli'nin namusu teslim edilmiştir. Bugün değilse yarın, yarın değilse gelecekte, velhasıl Türk ve 'Türkiye Yüzyılı'nın kutlu bir döneminde ruhumuzu daraltan, adımlarımızı kısaltan, nefesimizi yarım bırakan bugünkü sınırlarımızın kaynama ve buluşma noktası esneye esneye Misakımilli'nin son hudut çizgisiyle and olsun kucaklaşacaktır. Devir Türk devridir. Yüzyıl, barış ve birlik içinde yaşanacak 'Türkiye Yüzyılı'dır." diye konuştu.
"Haydi yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim..."
Türkiye'yi ayrıştırmanın ve ayrımcılığı tırmandırmanın arzusunda olan sahte demokratları takip ettiklerini belirten Bahçeli, "boykot ezberlerinden" sonra, sokağa çıkma çağrılarının, sivil direniş kışkırtmalarının ya darbeye ya da isyana davet olduğunun farkında olduklarını dile getirdi. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyorum. Haydi yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin de boyunuzun ölçüsünü alalım. Kuyruk acısının ve kulis sancılarının pençesinde ne yapacağını, ne isteyeceğini bilemez bir halde bir uçtan diğerine sürüklenen CHP'nin 12 Eylül'de yarım kalan hesaplaşmaya dönük bir özlemi varsa, kınında beklemekten yorulmuş kılıç gibi burada olduğumuzu hatırlatıyor ve haykırıyoruz. Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir. Çağdaş demokrasinin hiçbir kural ve ilkesiyle yolu kesişmeyen CHP ve yedeklerinin Türkiye'nin siyasi istikrarını bozma teşebbüsü ters tepmeye mahkumdur.
Cumhur İttifakı, karanlık emel sahiplerinin alayını ülkemizin her köşesinde karşılamaya hazırdır. Türkiye sahipsiz değildir. Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni aynı kökün dalları, aynı milletin evlatları olarak birdir, beraberdir ve kardeştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak ve yaşatılacaktır. Terörsüz Türkiye'nin huzur ve güven dolu mesajının maşeri vicdanda karşılığını bularak gerçeğe döneceği günlere az kalmıştır. Kahraman şehitlerimizin ve bir avuç gafilin ardına saklanıp hilalimize ve dava şerefimize taş atan alçakların, kullanışlı aparatlarının ve Türk milletinin içine sızmış ajanlarının rezil rüsva hallerini de göreceğimizi biliyoruz. Bunların ne insan içine çıkacak yüzlerinin ne de birbirinin yüzüne bakacak hallerinin olmadığını şimdiden fark ediyor, bunun da canlı tanıkları olacağımızdan asla kuşku duymuyoruz."
Ziya Paşa'nın "Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar; katır mühürdar oldu eşek defterdar." sözlerini hatırlatan Bahçeli, ruhlarında fiyat etiketleri asılı menfaatperestlerin kendilerine yönelik saldırılarının beyhude olduğunu söyledi.
Bahçeli, "Hadim siyasetimizle, haysiyetli duruşumuzla, ilkeli ve ülkücü irademizle insanımızın içindeyiz, Türk milletinin varlığındayız, Türkiye'nin yanındayız, milli birlik ve kardeşliğin de yılmaz müdafileriyiz. Bunun dışındakileri veteriner hekimlere havale etmekten başka düşüncemiz de yoktur." şeklinde konuştu.
"Ne Mutlu Türk'üm diyene, ne mutlu terörsüz Türkiye'nin doğumuna"
Terörizmin, bir bölge üzerinde emelleri olan ülkeler tarafından kullanılan stratejik yıkma, yıldırma ve oyalama aracı haline geldiğine, bunların mevcudiyetini besleyen ana kavramın hamasi ve ideolojik ütopyalar olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Yoksulluğun, cahilliğin ve çaresizliğin içinde çırpınan insanları tepkilerini örgütleyerek küresel çıkarları için sınır aşan vekalet savaşları ve sınırlardan taşan orduları üreten güçler için DEAŞ, Taliban, PKK/PYD/YPG gibi yapılar büyük küresel paylaşım savaşının maşaları haline gelmişlerdir. Bugün terörizmi kullanan bütün örgütler, küresel güçlerin dönemsel çıkarlarına hizmet eden, küresel efendilerine yol açan silahlı köle topluluklarından başka bir anlam ifade etmemektedirler." ifadelerini kullandı.
Bugün, özellikle diplomatları hedef alan ASALA terörünün olmadığını, yıllar önce küresel güç çatışmalarının boşluğundan doğan ve binlerce insanın hayatına kasteden PKK terörünün yok denecek kadar azaldığını vurgulayan Bahçeli, terör örgütünün sığındığı komşu coğrafyalarda her geçen gün yeni bir darbeyle hareket edemez hale geldiğini anlattı. Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bölücü terör örgütünün geride kalan yıllar içinde verilen kahramanca mücadele sonucunda sönüşe geçtiği bir dönemdeyiz. Küresel güçlerin bölgedeki emellerine hizmet etmekten başka bir misyonunun kalmadığı ortadadır. Geçmişte yaşanan örneklerde olduğu gibi vekalet hizmeti bitince ortada bırakılmaları veya bir bahaneyle toptan imha edilmeleri de bunların kaçınılmaz akıbeti olacaktır. Adına DEAŞ denilen yapıyı kimin doğurduğu, kimlerin kucağında büyüdüğü, hangi hizmeti yaptığı ve sonunda efendileri tarafından aylarca nasıl bombardımana ve kimyasal saldırıya tabi tutulup yok edildikleri birkaç yıl öncesinin gerçekleridir. Bu açıdan şanı, şerefi, tarihi ve vicdanı çok büyük olan Türk milleti, kaçınılmaz son vuku bulmadan ülkemize her türlü kötülüğü yapmış ve yapmak amacıyla pusuda bekleyen terör örgütüne ve bütün teröristlere bir kapı açmış bulunmaktadır.
Geliniz, silahlarınızı öldürülmeden önce siz kendi iradenizle bırakınız. Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Binlerce insanımıza yaşattığınız acılardan duyduğunuz pişmanlığı duyurunuz. Küresel güçlerin hizmetinde bölgesel aktörler olmaya bir son veriniz. Aziz milletimizin sizler için reva göreceği akıbete teslim olunuz. Son olarak diyeceğim odur ki DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin, terörsüz Türkiye'ye ön şartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir. Ne Mutlu Türk'üm diyene, ne mutlu terörsüz Türkiye'nin doğumuna."
(Bitti)